Beşiktaş, Fenerbahçe ve Bursaspor’da yaklaşık 8 yıl teknik yöneticilik yapan Christoph Daum, 7 yıl evvel ülkemizden ayrılmış olsa da, Türkiye ile bağlarını hiç koparmadı. Buradaki arkadaşlarıyla görüşmeye devam ediyor ve Üstün Lig’in en sıkı takipçilerinden biri. Ömer Erdoğan başta olmak üzere birçok meslektaşıyla sık sık görüşüyor. Almanya’nın Köln kentindeki ofisinde ziyaret ettiğimiz 68 yaşındaki Daum’la, Türkiye ve dünya futbolu üzerine röportaj yaptık. Teknik adamlıkta 40 yılı geride bırakan Christoph Daum, engin deneyimi ve yaşadığı olayların ışığında çarpıcı tespitlerde bulundu…
İki kupa Sergen Yalçın’ın zekasının yapıtı
Beşiktaş’ın geçen dönem şampiyon olmasının en değerli nedeni, ekipteki birlik beraberlik ortamıydı. Çabucak çabucak tüm oyuncular gruba dayanılmaz katkı yaptı. Sergen Yalçın mucize yaratmadı, elindeki kısıtlı kadroyu akla yatkın bir stratejiyle şampiyonluğa ulaştırdı. Futbolu bilenler bu nüansı anlar! Fenerbahçe ve Galatasaray daha avantajlı durumda olmalarına karşın Beşiktaş’ın iki kupayı birden kazanması büsbütün Sergen Yalçın’ın zekasının yapıtıdır.
Türkiye Muhteşem Ligi, Formula 1 yarışı üzeredir
Geçen dönem şampiyon ekibin son hafta aşikâr olması farklı bir olay… Dikkat edin Sergen Yalçın son haftaya kadar “Şampiyon olacağız” demedi. Tıpkı bir Formula 1 pilotu üzere gerilerden gelerek virajı geçti ve şampiyonluğa ulaştı. Türkiye’de Muhteşem Lig, Formula 1 yarışı üzeredir. Önde olmak değerlidir lakin her an birisi sizi geçebilir. Esasen şampiyon ekip da genelde son 2-3 maçta belirli oluyor.
Sonradan girenler katkı yapmalı
Sergen Yalçın bu dönem kişisel marifetleri yüksek oyunculardan katkı alamadı. Bir oyuncu şayet işini eksik yapıyorsa, bir oburu onun boşluğunu doldurmalı. Tahlil noktası burada. Sonradan oyuna alınan oyuncuların katkı sağlaması lazım. Bir grubun başarılı olması için çok futbolcu değil, hakikat ve kaliteli oyuncu topluluğunun oluşması gerekir. Bu noktada karakter çok kıymetli. Karakterli futbolcular katkı sağlar.
Pjanic’i çabucak birinci 11’e koydular
Çalıştığım gruplar çok kıymetli oyuncular aldılar, çabucak oynatmadım. Onlara, “Önce kadrosu, teşhis, ondan sonra birinci 11’de oynamaya başla” dedim. Bu taktiğimde başanılı oldum. Beşiktaş, Pjanic’i aldı; çabucak birinci 11’e koydu ve büyük beklenti içine girdi. Oyuncu da yanlışsız dürüst kimseyi tanımadığı için katkı yapamadı.
En yeterli takım Fenerbahçe’de
Fenerbahçe Lideri Ali Koç’un bilhassa genç teknik adamlara takviye vermesi beni memnun etti. Erol Bulut, Emre Belözoğlu üzere ilerde çok güzel yerlere gelecek hocaların önünü açtı. Dışarıdan biri olarak Fenerbahçe için şunu söyleyebilirim; Ali Koç çok önemli bir yatırım yaptı, vazifeye getirdiği insanlara vakit da verdi, bu işi profesyonelce yaptı lakin karşılığını alamadı. Türkiye’de en düzgün takım şu anda Fenerbahçe’de. Ligin ikinci yarısında ortaya konacak farklı bir oyun ve taraftarların coşkusu ile şahlanabilir.
Afrikalılar bir adım önde
Türkiye’de şunu gördüm; Afrikalı oyuncular Türkler’den daima bir adım önde. Zira öğrenmeye açlar. Muvaffakiyete çalışarak gidileceğini gösteriyorlar.
Alpay Özalan bir proje transferiydi
Beşiktaş’ta ta iken Alpay Özalan’ı, Altay’dan genç ve umut vadeden bir yetenek diye aldık. Bir proje transferiydi. Sonra ulusal kadroya kadar yükseldi. Türkiye’de Alpay üzere çok oyuncu var fakat değerlendirilmiyor. Türkiye’de daima önder olma, şampiyon olma baskısı var. Bu baskı yüzünden gençler ikinci planda kalıyor. Şu anda Trabzonspor dışındaki tüm kulüplerde durum bu türlü.
Şimdiki teknik yöneticiler çok şanslı
Kulüplerin gelir kaynakları arttıkça çalışma şartları da değişti. Evvelden teknik yöneticilerin yanında üç yardımcı antrenör, bir de kaleci antrenörü olurdu. Artık bu sayı neredeyse 20’ye çıktı. Kendi futbolcularının ve rakiplerin tahlilini yapıp rapor haline getiren uzmanlar var. Şimdiki teknik yöneticiler çok şanslı, işleri hafifledi. Futbolcular da birebir halde istedikleri bilgiye ulaşabiliyorlar.
Türk Ulusal Kadrosu için imkansız diye bir şey yok
Stefan Kuntz, Almanya’da uzun yıllar altyapılarda çalıştı, artık ise çok farklı bir ortamda, A ulusal ekip düzeyindeki futbolcularla çalışıyor. Ben, federasyon gerekli takviyesi verdiği takdirde Kuntz ve yardımcısı Kenan Koçak’ın uygun projeler üretip Türk futboluna katkı yapacağına inanıyorum. Oyuncuların gelişimine yardımcı olup, bilhassa U19 ve U21 düzeyindeki alt yapı ekiplerini güçlendirebilirler.
İrtibat faktörü çok değerli
Türk Ulusal Grubu şu an farklı ülkelerde yetişen oyunculardan konseyi. Avrupa’dan gelenler ile Türkiye’de oynayanların sağlıklı irtibat kurmalarını sağlayacak ortam kurmak gerekiyor. Uzun vadeli bir bağlantı stratejisi Kuntz’a çok yardımcı olur. Kuntz çok güzel oyunculara sahip. Türk Ulusal Grubu için imkansız diye bir şey yok. Başarılı olmamaları için bir neden görmüyorum.