Galatasaraylılar artık her şeyi sorguluyor

Yalnızca bu maç değil, Galatasaray’ın durumu tek bir ana indirgenebilseydi, bu 56. dakika olurdu. Babel’in sol kanattan ortaladığı, Cicaldau’nun uçarak vurduğu baş, bir karış aralıkta kaleci Okan’dan dönüp Morutan’ın önüne düştükten sonra, tıpkı aralıktan bu kere Rumen oyuncunun baş vuruşunun Okan’dan döndüğü, inanılmaz karambolde üç Galatasaraylı’nın ortasında topun bir o, bir bu oyuncunun önünde kalıp bir türlü kaleden içeri girmediği ve Okan’ın ellerinde sönen o ana. Bir gayret var lakin bir türlü sonuçlanmıyor, sonuçlanamıyor.

OYUN PLANINI ANLAYAMADIK

Maçtan bir gün evvel, birçok eksiğin olduğu bu maçı için, bu türlü maçların birtakım oyuncular için fırsat olduğunun altını çizen Fatih Terim, “Kimin oynadığı değil, ne oynadığımız önemli” diyordu. O noktadan baktığımızda Galatasaray’ın oyununu, oyun planının ne olduğunu bir türlü anlayamadığımız, koşan ve basan bir küme futbolcu olarak özetleyebiliriz. İşin daha da berbatı, bu oyuncuların rakibin oyununu da maçın skorunu da kabulleniyor olmaları ve bir türlü, Galatasaray’dan alıştığımız, bu grubun genlerinde olan o tepkisi gösterememeleri.

LiG SONUNCUSU DAHA YAKIN! 

‘Değişim’ mottosuyla yola çıkılan bir dönemde, olan biten her şeyi, tüm planlamayı, idarenin ve kulübün bütün performansını, futbol kadrosunun skorları üzerinden okumaya çalışmak tahminen haksızlık. Tahminen her şeye karşın gol durumuna girmekte zorlanmayan Galatasaray girdiği konumların dörtte birini atsa bugün hem sıralama hem sohbetler farklı bir noktada olurdu ancak değil. Sonuç, kendi meskeninde Giresunspor’a yenilen ve puan olarak lig sonuncusuna başkandan çok daha yakın bir Galatasaray…

KURTULUŞ, MARTTAKi O MAÇTA

Gelinen noktada artık değişimi isteyenler, tribünleri dolduran azımsanmayacak sayıdaki taraftar üzere görünüyor. Bugüne kadarki tüm puan kayıplarını, ‘başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter’ diye karşılamışken bu maç sonunda artık her şeyi, futbolcuyu da teknik kadroyu da idaresi de sorguladıklarını belirli eden kombine sahipleri. Galatasaray’ı hayata bağlayan tek şey mart ayındaki tek bir maç.