Avrupa Adalet Divanı’ndan Polonya ve Macaristan’a fon kesintisine onay

Avrupa Adalet Divanı, Polonya ve Macaristan’ın Avrupa Birliği (AB) fonlarını hukukun üstünlüğü prensibine bağlayan sistemin iptali için yaptığı başvuruyu reddetti. Adalet Divanı, Lüksemburg’da yaptığı toplantının akabinde AB bütçesinden üye ülkelere sağlanan finansmanın, üye devletlerin hukukun üstünlüğüne hürmet göstermesi kuralına bağlayan şartlılık düzeneğinin AB hukukuna uygun olduğuna hükmetti.

Karar, yargı kurumlarındaki değişiklikler münasebetiyle son yıllarda sık sık AB kurumlarıyla karşı karşıya gelen Polonya ve Macaristan’ın AB bütçesinden alacakları fonlarda milyarlarca euroluk kesintiyle karşı karşıya kalmasını mümkün hale getirdi.

“KARAR MACARİSTAN’A YÖNELİK SİYASİ İNTİKAMIN BİR PARÇASI”

AB üyesi ülkelerin önderleri Aralık 2020’de AB fonlarının şartlılık sistemine bağlanması üzerinde anlaşmış, AB fonlarını olası berbata kullanımdan müdafaayı amaçlayan hukukun üstünlüğü yönetmeliği 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmişti. Polonya ve Macaristan 11 Mart 2021 tarihinde kelam konusu düzeneğin iptali için Avrupa Adalet Divanı’na başvurmuştu. Polonyalı yetkililer, sistemin üye devletlerin bilinmeyen unsurlar temelinde siyasi kıymetlendirme yapmasına yol açtığını, hukuk devletinin şartlarını yerine getirme noktasında ölçülebilir bir kriter tanımlamadığını ileri sürmüştü.

“YASALAŞTIRILMIŞ MALİ ŞANTAJ”

Adalet Divanı’nın kararının akabinde Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, gerekçeli kararı okuduktan sonra bir kıymetlendirme yapacağı belirtildi. Polonya Adalet Bakan Yardımcısı Sebastian Kaleta toplumsal medya hesabında yaptığı açıklamada, bugünden itibaren Polonya’nın alacağı tüm bağımsız kararların “AB forumunca maddeleştirilmiş mali şantaj” riskiyle karşı karşıya kalacağını ileri sürdü.

“SİYASİ İNTİKAM”

Macaristan’da iktidarda bulunan Fidesz-Macar Yurttaş Birliği Partisi tarafından yapılan açıklamada ise, kararın Macaristan’a yönelik siyasi intikamın bir kesimi olduğunu duyurdu. Macaristan Adalet Bakanı Judith Varga ise, “Kararın Brüksel’in yetkisini berbata kullanmasının bir örneği” olduğunu söz etti.