Eski hakem ve spor yorumcusu olan Erman Toroğlu, son olarak yaptığı evlilikle gündeme gelmişti.
73 yaşında olan Toroğlu’nun 39 yaşındaki Ezgi Yavuz ile evlenmesi toplumsal medyada gündem olmuştu.
Evliliklerinin akabinde ikili konutunu Sabah Pazar’a açtı. Toroğlu ailesi birçok husus hakkında soruları cevapladı.
İşte o röportaj…
“- Nerede tanıştınız?
– ERMAN TOROĞLU: Bir arkadaş toplantısında tanıştık. O vakit beni çok bilmiyordu, sonradan tanıdı.
– EZGİ YAVUZ: Spora yabancı biri değilim, Galatasaraylıyım ve kulüp üyelik evrakımı merhum lider Mustafa Cengiz’den almıştım. Lakin televizyon izlemiyorum, bu sebeple futbol programlarını da bilmem yani.
– Birinci defa Cihangir’de görüntülendiniz, yaş farkı sebebiyle magazin basınının gündemine oturdunuz…
“RUHLAR UYUYOR MU BAKAN YOK!”
– E.Y: O gece beni magazinciler meskenime kadar takip etti, bu hiç güzel değildi! Görüntüleyebilirsiniz ancak insanların peşine takılıp konutuna kadar takip edemezsiniz. Beşerler kağıt üzerindeki şeylere bakıyor. Ruhlar uyuyor mu, buna bakan yok! Meğer bizim ömür ismine paylaştığımız o kadar çok şey var ki… İkimiz de yemeyi seviyoruz, gezmeyi seviyoruz. Bodrum’u seviyoruz.
“EZGİ İÇİN 17 YAZMIŞLAR GÜLDÜK”
– E.T: Ezgi için 17 yaşında diye yazmışlar. Güldük, geçtik. Hiçbir şeyin üstüne gitmeyeceksiniz. Sana verdiğimiz bu söyleşi de birinci ve son olacak. Ezgi, 39 yaşında bir avukat. Bizler yetişkin insanlarız. Neyin hakikat, neyin yanlış olduğunu ikimiz de çok uygun biliyoruz. Bundan kime ne?
“ERMAN’IN DEĞERLİ ZEVKLERİ VAR ANCAK ÇOK MÜTEVAZI”
– E.Y: Açıkçası beni genç kız diye yazmaları hoşuma gitmedi değil (gülüyor). Erman Hoca’nın kamuoyunca gereğince tanındığını düşünmüyorum. Çok bohem, kaliteli bir hayatı var. Değerli zevkleri var lakin çok mütevazı bir insan. Mesela geçen hafta endüstride tamircilerle işçi yemeğine oturacak kadar halktan biri.
– Erman Hoca’yı tanıyoruz fakat sizi pek tanımıyoruz Ezgi Hanım…
– E.Y: Avukat olduğumu biliyorsunuz esasen. Daha çok Çağlayan Adliyesi’nde çalışıyorum. Beşiktaş’taki ofisimi, trafiğe takılmamak için artık Beyoğlu’na taşıyorum. Yıllarca başta Doğuş olmak değerli kümelerde vazife yaptım. İki yıldır özgür avukat olarak çalışıyorum. Uzmanlık alanım arabuluculuk.
“BİZ DÖRT YILDIR BERABERDİK”
– Evlilik kararı nasıl alındı?
– E.Y: Bir teklif olmadı, zaten gelişti.
– E.T: Biz dört yıldır beraberdik. Açıkçası evlilik bana uzak geliyordu. Birinci eşimle uzun vakit farklı yaşadık. Bir daha evlenmem diyordum fakat Ezgi’yle tanışıp birçok bahiste anlaşınca, baş dengi de olunca, “Bu beşerle olabilirim” dedim. O vakit “Neden evlenmeyelim?” dedik.
– Evlenmek için neden Barselona’yı seçtiniz?
– E.T: Yılbaşında genelde yurt dışına gidiyoruz. Sıcak bir yer olsun dedik, Barselona mantıklı geldi. İtalya kapalıydı, pek çok yerde kısıtlamalar vardı. İspanya aşı olanları kabul ediyordu.
– Biriniz televizyon programcısı, biriniz avukatsınız. Birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz?
– E.T: Ezgi her şeye uyar. Meskeni çok seviyor, yakıyor mumlarını, açıyor müziğini. Televizyon zati hiç sevmez.
– Erman Hoca’yı da mı izlemiyorsunuz?
– E.Y: Bazen internetten izliyorum.
– Evliliğinizde bir de Bodrum faktörü var alışılmış…
– E.T: Dünyada çok yer gördüm, gitmediğim yer kalmadı üzere. Lakin dünyanın en hoş iki yeri, İstanbul ve Bodrum. Lakin alışılmış Bodrum’un yeri bende öteki. Bodrum’daki beş saat uyku, İstanbul’daki 10 saate bedeldir.
– E.Y: İkili bir ömrü var Erman’ın. Ben de çok seviyorum Bodrum’u, İstanbul’un gerilimini orada atıyoruz.
“ERMAN DÜN 10 KİLOYA YAKIN SİGARA BÖREĞİ SARDI”
– Hocam yemek yapmaya düşkünsünüz. Meskende mutfakta siz mi varsınız, yoksa avukat hanım mı?
– E.T: Genelde ben varım zira, yemek yaparken dinlenirim.
– E.Y: Aslında yemek yapmak zevklidir lakin o kısmı kaptırdım. Bana da soğan, sarımsak soymak üzere misyonlar veriyor Allah’tan (gülüyor). Fakat ben mutfaktaysam gelir yemeğime hoş katkılar yapar, yemeklerimi zenginleştirir.
– Hocanın en âlâ yaptığı yemek hangisidir?
– E.Y: Tüm zeytinyağlıları hoş yapar, dolapta dün yaptığı kereviz var. Ayrıyeten dün de 10 kiloya yakın sigara böreği sardı.
– E.T: Ezgi’nin yemekleri hoştur ancak bak bunu da söylemeliyim. Benim babam Orta Asya yörüğü, annem Selanik kökenli, yemeği de uygun yapardı. Mesela evli, bekar her insanın buzdolabında kesinlikle zeytinyağlı olmalı.
– Mutfakta hocayla anlaşamadığınız bahis var mı?
– E.Y: Tuz! Her şeyi tuzlu yapıyor! Bir de çok yağ koyuyo.r – E.T: Zeytinyağı konusunda taviz veremem. Yararı tartışılmaz, her yemeğe koyarım. Tuzda ise ben tam bir Türk erkeğiyim. Tadına bakmadan yemeğe tuzu dökerim. Bu ortada çok hoş köfte yaparım.
– Ezgi Hanım, Erman Hoca’nın mutfağa olan ilgisini ne vakit fark ettiniz?
– E.Y: Birinci günden beri (ikisi de gülüyor). Daima yemekten, yemek yapmaktan bahsediyor.
– Pekala yıllarca kabzımallık yapan Erman Toroğlu meyvesebze alışverişini nereden yapıyor?
– E.T: Kasımpaşa’da bir market var, oradan yapıyorum. Zerzevat, meyve, peynir her şey çok âlâ ve fiyatları da makul zira .Önünde park yeri de mevcut.”