“Kim gelirse gelsin, TFF’yi özgürce yönetme şansı kalmadı”

1- Vazifede bulunduğu periyotta Harika Lig’in en çok puan toplayan teknik yöneticisi olan İsmail Kartal’ın “Fenerbahçe’de 2. adam olmayacağım” kelamlarını ve Mesut Özil ile Ozan’ın takım dışı bırakılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

MEHMET ARSLAN: TERCiH iSMAiL KARTAL’IN

Yani diyorsunuz ki, “Mesut ve Ozan’ın takım dışı kalması” olumlu mu yansıdı Fenerbahçe’ye? Buna cevabım evet. Düşünün, Konya maçını kazanmışsınız; soyunma odasında coşku beklerken, Mesut’un “Beni oyundan nasıl alırsın” yansısı ile karşılaşıyorsunuz. Bir grubun tüm dinamiklerini alt üst eden bir hal. Tesiri oldu natürel ki ancak olumlu manada. Her futbolcu, grubun bir ‘ağası’ değil, bir kesimi olduğunu kabullenmeli. İsmail Kartal’ın kelamlarına gelince… Dönem sonu ayrılacağını misyona geldiğinde biliyordu. İkinci adam olup olmamak onun tercihi.

UĞUR MELEKE: YANILGIYI KENDiNDE ARAMALI

İsmail Kartal’ın yaşına ve teknik adam olarak çalışma mühletine bakınca bu tercihi doğal. Mesut’un takım dışı kalması ise futbolu yakın takip eden kimseyi şaşırtmamıştır. Wenger’le sorun yaşadı. Emery ile yaşadı. Eski
kadro arkadaşı Arteta ile yaşadı. Bir futbolcu bu kadar çok hocayla sorun yaşıyorsa yanılgıyı biraz da kendinde aramalı. Tıpkı 3’üncü defa takım dışı kalan Ozan üzere.

GÜNTEKiN ONAY: SIKINTI PERFORMANSTI

İsmail Kartal’ın 2’nci adam olacağı telaffuzunu kim ortaya attı ki? İsmail hoca aslında uzun yıllardır 1’nci adam ve 2’nci sefer de muvaffakiyetle Fenerbahçe Teknik Yöneticiliği koltuğunda oturuyor. Mesut Özil ve Ozan Tufan’ın takım dışı kalmalarını da performans odaklı bir karar olarak değerlendiriyorum. Zira bu 2 yıldız alanda bekleneni veremiyor ve yedek oturmaktan da memnun olacak isimler değil.

2- Galatasaray İdare Konseyi Üyesi Işıtan Gün, “Bizden evvel transferleri bir çete yapıyordu” dedi. Açıkçası ben, birilerinin ona karşılık vermesini ya da savcılığa başvurmasını vs. bekledim lakin hiçbir şey olmadı. Sizce de bu tepkisizlik tuhaf değil mi?

MEHMET ARSLAN HANGi KULÜPTE YOK Ki… 

Geçtiğimiz yayın devrinde elde edilen 500 milyon dolarlık gelirle kulüp başına yaklaşık 25 milyon dolar giriyordu her yıl kasaya. Bu sene 7 milyon Euro’yu bile bulmuyor. Bunun sorumlusu da medyadır herhalde! Latife mı yapıyorsunuz Allah aşkına! Türkiye’de hangi kulüpten taşı kaldırsanız altından Işıtan Gün’ün açıklamalarına emsal tablo ortaya çıkar. Kulüplerdeki paranın sahibi yok. Harcama yetkisi sonsuz ancak sorumluluğu olmayan yönetici ve liderler var. 1 değil bin tane Işıtan Gün açıklaması olsa da kimse üzerine alınmaz.

UĞUR MELEKE: iSiMLERi AÇIKLAMALIYDI

Açıklamalar çok önemli. Avrupa’da rastgele bir grupta zelzele tesiri yaratacak cinsten. G.Saray’da beklenen etkiyi yapmamasının bence iki nedeni var. Birincisi hiçbir isim vermemesi. Bütün transferlerde kurul alan menajer kim mesela? 150 sayfa açıklama yapıp tek bir isim anmama nedeniniz ne? Açıklamada futbolcuların, menajerin, yöneticilerin ismi olsa bir karşılığı olacaktı kamuoyunda. İkinci sebep de metnin çok uzun ve kullanılan lisanın çok ağdalı olması. Evre toplumsal medya zamanı maalesef. Kaygınızı daha az sözcükle ve daha yalın anlatabilmelisiniz.

GÜNTEKiN ONAY: İsimli MERCiLERE iLETiLMELi

Argümanlar, ispat edilene kadar itham niteliği taşır ve bu argümanlar hakikaten de çok önemli. Burada bir yolsuzluk, haksız kar ve vazifesi berbata kullanma var ise bu mevzu isimli mercilere intikal etmeli.

3- TFF Lideri Nihat Özdemir ani bir biçimde vazifesi bırakma kararı aldı. Özdemir’in bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? İlerleyen günlerde Türk futbolunu neler bekliyor olabilir?

MEHMET ARSLAN: ÖZDEMiR ‘ARTIK YETER’ DEDi

Nihat Özdemir’in istifasının arkasındaki tek neden kulüplerin uzlaşmaz tavrıdır. Kulüplerin her başarısızlığı TFF’ye ve şuralarına fatura etme alışkanlığına, “Yeter” diyerek vazifesi bıraktı. Bilhassa iki kulüp liderin TFF lideri olma isteği da bu istifada değerli rol oynadı. Kaybeden Türk futbolu oldu. Kazanan ise yine huzurlu ortamına dönecek olan Nihat Özdemir. Bundan bu türlü kim gelirse gelsin TFF’yi özgürce yönetme talihi kalmamıştır. Tek tahlil İngiltere’deki üzere Üstün Lig’i organize edecek bir Üstün Lig A.Ş’dir.

UĞUR MELEKE: FARK YARATAMADILAR

Benim için sürpriz olmadı çünkü Nihat Özdemir ve idare heyeti TFF’nin sorumluluk alanı olan hiçbir mevzuda fark yaratamadılar. Almanya’da hiçbir grubun tercih etmediği 60’lık umut vaat eden (!) teknik yöneticiye ulusal ekibi teslim ettiler. Yayın ihalesinde ne oldu, hiç kimse bir şey anlamadı. Tarihin en büyük Merkez Hakem Şurası skandalının üstünü örtmeye çalıştılar. İstifa da onurlu bir hizmettir. Gerçek karar.

GÜNTEKiN ONAY: SEBEBiNi AÇIKLAMALI

Nihat Özdemir’in dönemin bitime 8 hafta kala istifa etmesi Türk futbolunda bir sarsıntı ve bu durum düşündürücü. Merkez Hakem Kurulu’nun hakem operasyonu, bir türlü çözülemeyen yayın ihalesi, Ulusal Takım’ın 2022 Dünya Kupası’na gidememesi bu istifada etken. Ancak Özdemir misyona geldiği günden beri ağır baskılarla yüzleşti. Neden bu kararı aldı? Kamuoyuna açıklaması gerekir.

4- Trabzonspor, Beşiktaş karşısında 1 puanı Uğurcan sayesinde kurtardı diyebiliriz. Son 2 maçta kaybedilen 5 puanın sebebini ‘rehavete kapılmak’ diye açıklayabilir miyiz?

UĞUR MELEKE: DOMiNANT OYUN AKSADI

O dominant oyunun kesintiye uğradığını söyleyebiliriz alışılmış. Matematiksel hesaplamalar, bir puanın birçok maçta cazip görünmesi Trabzon’a yaramadı. Grubun oyun aklı diyebileceğimiz adamlardan bakasetas geriledi. Nwakaeme iki maçtır durdu. Hamsik’i de aramaya başladılar. Slovak virtüözün dönüş zamanlaması yerinde oldu güya.

GÜNTEKiN ONAY: HAMSiK’i ARIYORLAR

Trabzonspor çok net Marek Hamsik’i arıyor. Onun yokluğu Edin Visca, bakasetas ve Anthony Nwakaeme’nin de performanslarını olumsuz etkiliyor. Pas trafiği yavaşlıyor ve rakip savunmaları baskı altına almakta bocalıyorlar. Beşiktaş’ın ağır presinin dışında Visca ve Nwakaeme’nin makûs oyunları da Trabzonspor’un futbolunu olumsuz etkiledi.

MEHMET ARSLAN: BU DÜŞÜŞ OLAĞAN

Trabzonspor’un da rehavete kapılma hakkı var diye cümleye başlayayım. 20 puan farka ulaşmış her kadro bu cins düşüşleri yaşar. Trabzonspor hepimizin bildiği üzere çok kırılgan bir topluluk. Bunun üzerine yıllar süren şampiyonluk hasretini de eklerseniz, bu düşüşün daha evvel yaşanmadığına şaşırmalısınız. Fenerbahçe üzere bir rakibin kendi idare stilindeki yanılgılar olmasa daha büyük bir panik yaşayabilirdi Trabzonspor. Lakin Beşiktaş maçında kaybettikleri 2 puan onları kendilerine getirecektir. Derin bir takımları var. Eksiklerin yokluğunu hissetmeyeceklerdir.

5- Beşiktaş’ın Valerien İsmael ile muahedesini ve Fransız teknik adamın birinci imtihanını kıymetlendirir misiniz? Bu maç özelinde sınıfı geçti mi? Alana çıkardığı 11 ve oyuna müdahalesi nasıldı?

GÜNTEKİN ONAY: TRABZON’DA GALiBiYETi KAÇIRDI

Valerien İsmael birinci imtihanında, üstelik çok güç bir maçta sınıfı ziyadesiyle geçti. Grupla kısa bir mühlet birlikte olmasına karşın kendi oyun ideolojisini ve sistemini güçlü bir formda alana yansıttı. Trabzonspor üzere bir kadroya, üstelik deplasmanda ve 40 bin rakip taraftarın önünde durum vermeden bu kadar baskılı oynayıp, penaltı kaçırıp üstelik son 17 dakika 10 kişi kalıp, bir kaleci yanlışıyla galibiyeti kaçırmak değerli bir hadise. İsmael’in Beşiktaş’ının geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum.

UĞUR MELEKE: TABLO SON DERECE OLUMLU

Yeni bir ülkede ve yeni bir grupta birinci günü için İsmael’in performansını ben epeyce olumlu buldum. Tutkulu bir kenar idare gösterdi, bilhassa birinci bir saatte ekibinin da iştahı pek yeterliydi. Daha 10’uncu saniyede santrada oynanan dikine oyun aslında bana bir şeylerin çalışıldığı-konuşulduğu hissi verdi. Ghezzal ve Teixeira’nın merkezi dörtlemesiyle de orta alanda eksik kalma handikapını çözdüler. Doğrusu İsmael’in birinci maçta ortaya koyduğu tablo çok olumlu bence.

MEHMET ARSLAN: ‘ÇÖZÜM BENDE’ DEDi

Trabzon maçına bakarak Beşiktaş için şu sonuca varabiliriz; pas kalitesi kıymetli derecede artmış, kapılan her top sonrası yanlışsız ve süratli hamle yapan bir ekibe dönüşmüş Beşiktaş. Ancak ben saha içinden daha çok kulübedeki duruşuna ve karizmasına takıldım Valerien İsmael’in. Daima oyunun içinde, oyuncularıyla irtibatta karizmatik bir teknik yönetici. Kulübede duruşu bile “Bu grubun işvereni benim, tahlil bende” diyor. Birinci maçı 10 üzerinden 10 bence.

6- Fenerbahçe ve Galatasaray’ın son form durumlarının ışığında, pazar günü bizleri nasıl bir derbi beklediğini anlatabilir misiniz? Hangi kadrosu daha önde görüyorsunuz? Maçın favorisi kim?

MEHMET ARSLAN: F.BAHÇE DAHA ÖNDE

Tartışmasız Fenerbahçe daha önde. Takım kalitesi, ekibin elde ettiği hava bu tabloyu gösteriyor. Galatasaray ise tam manasıyla karışmış durumda. Torrent’e taraftar hürmet göstermiyor, futbolcu niçin göstersin ki? İdare dağılmış bir halde. Torrent ve futbolcular neredeyse terk edilmiş hissiyle gidecekler Kadıköy’e. Yani Galatasaray evvel içinde bulunduğu bu duyguyu sonra da Fenerbahçe’yi yenmeye çalışacak. Tarihte bunun örnekleri yok mu? En makûs durumda bile galibiyet alan ezeli rakipler var. Ancak bu sefer ben bu kuralın işleyeceğini düşünmüyorum.

GÜNTEKiN ONAY: KEREM’SiZ ZORLANACAK

Her ne kadar Galatasaray derin savunmayı uygun yapıyor olsa da ben Kadıköy’de ağır bir pres yiyeceklerini ve kendi yarı alanlarından çıkmakta zorlanacaklarını düşünüyorum. Ayrıyeten aradıkları geçişleri bulmakta Kerem Aktürkoğlu’nun yokluğunda zorlanacaklardır. Fenerbahçe iç saha avantajı ve form durumuyla derbinin favorisi.

UĞUR MELEKE: GOLLÜ VE EĞLENCELi OLUR

F.Bahçe’nin takım kalitesine yakışır halde bir iç saha oyunu geliştirdiğini söyleyebiliriz rahatlıkla. Harika Lig’in en kaliteli takımlarından birini vasat bir futbola mahkum eden Pereira’nın gidişiyle zincirlerinden kurtuldular, akışkan bir oyuna döndüler. Tıpkı oyunu derbide de sürdüreceklerdir. Fakat Torrent de bence bir rakip tahlil ustası. Bu özelliği topu isteyen güçlü rakiplerine karşı daha fazla öne çıkıyor. Gollü-eğlenceli bir derbi bekliyorum ben.