Hormonların ‘orkestra şefi’ olarak tanımlanan tiroid bezinin, vücutta hayati görevleri bulunuyor. Metabolik hızın ayarlanması, merkezi sinir ve üreme sisteminin düzenlenmesi, vücut fonksiyonlarının uyum içinde çalışması ve beden ısısının dengelenmesini sağlayan tiroid bezinin az ya da çok çalışması, farklı hastalıklara yol açabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Başak Karbek Bayraktar, tiroid hastalıklarıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.
“Tiroid hastalığı ileri yaşlarda görülür”
Yanlış! Tiroid hastalığı ileri yaşlarda daha fazla görülmekle birlikte, her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülen tiroid hastalığı doğumdan itibaren her yaş grubunda ortaya çıkabilir.
“Tiroid hastalığı kilo aldırır”
Yanlış! Tiroid hormonları metabolizma hızının yanında ısı dengesi, yağ ve şeker metabolizması, yağların yakılmasını da etkiler. Tiroid fonksiyonlarında yaşanan bozukluklar vücudun enerji tüketiminde değişikliklere yol açarak kilo alma veya kilo vermeye neden olabilir. Tiroidin fazla hormon üretmesine bağlı gelişen “Hipertiroidi” durumunda hastalar çok fazla yemek yemelerine rağmen kilo alamayabilirken, tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasından kaynaklanan “Hipotiroidi” durumunda ise diyet ve egzersiz yapılmasına rağmen kilo alımı görülebilmektedir.
“Tiroid nodüllerine her zaman cerrahi tedavi uygulanır”
Yanlış! Tiroid nodüllerinin çok küçük bir kısmı kanser olabileceği için bütün nodüllere cerrahi tedavi uygulanmasına gerek yoktur.
- İğne biyopsisinde kanser veya kanser kuşkusu
- Büyük nodüllerden oluşan guatr
- Çoklu nodüllerden fazla hormon salgılanarak hipertiroidi (zehirli guatr) durumunun yaşanması durumunda cerrahi tedaviler gündeme gelebilmektedir.
“Tiroid nodülleri ağrı yapar”
Yanlış! Tiroid nodüllerinin büyük bir çoğunluğu ağrı ya da başka bir belirti vermeden ilerleyebilir. Çok büyük nodüller bazen dışarıdan gözle görülebilir bir yumru oluşturabilir ancak büyük bir çoğunluğu rutin muayene sırasında tesadüfen belirlenir. Tiroid nodülü çok büyükse yutma güçlüğü, boğazda gıcık hissi, nefes darlığı gibi belirtiler yaşanabilmektedir. Kistik nodüllerde kist içinde kanama yaşanırsa ani şişlik ve boynun ön tarafında ağrı yaşanabilir. Nadir görülen bu durum dışında tiroid nodülleri ağrıya yol açmamaktadır.
“Her tiroid nodüllerine biyopsi yapmak gerekir”
Yanlış! Her tiroid nodülüne biyopsi yapmak gerekmemektedir.Doktor muayenesi ve ultrason değerlendirmesinin ardından şüpheli görülen durumlarda biyopsi yapılması gerekmektedir. Yapılan ultrason incelemesinde;
- Ekojenite azalması
- Küçük kireçlenme odakları olarak tanımlanan mikrokalsifikasyon
- Nodülün düzensiz sınırda ve çevre dokulara yayılması
- Boyunda kuşkulu lenf bezi
- Nodül içi akım yüksekliği olan durumlarda ince uçlu iğne ile biyopsi yapılmalıdır.
Kanser ayrımını yapabilmek için tiroid ultrasonografisi ve eşliğinde iğne biyopsisi altın standart incelemedir.
“İnce iğne aspirasyonu (nodül biyopsisi) işlemi zor ve ağrılıdır”
Yanlış! Tiroid ince iğne aspirasyonu yani tiroid nodül biyopsisi hastaların birçoğuna ürkütücü gelmektedir. Ultrason eşliğinde gerçekleştirilen ve her hangi bir ön hazırlık gerektirmeyen ince iğne aspirasyonu basit ve ağrısız bir işlemdir. Lokal anestezi kullanıldığı için hastalar çok hafif bir ağrı hissedebilmektedir. Hastalar genellikle hiçbir olumsuz etki yaşamadan işlem sonrası ev ya da işlerine geri dönebilmektedir. Çok ince bir iğnenin kullanıldığı işlemde şüpheli nodülün farklı bölgelerinden örnek toplanabilir. Hücreler daha sonra bir patoloji uzmanı tarafından mikroskop altında incelenir.
“Hamilelikte görülen tiroid kendiliğinden geçer”
Yanlış! Tiroid hastalıkları gebelerde gözlendiğinde, eğer tedavi edilmezse, anne ve bebekte ciddi sorunlar meydana getirebilmektedir. Daha önceden tiroid hastalığı olmayan kadınların hamilelikleri sırasında gebeliğe özgü hormonal değişikliklere bağlı olarak iyot ihtiyacı artabilmektedir. İyot eksikliğinin hafif olduğu durumlarda önemli bir değişiklik görülmeyebilir ancak yoğun iyot eksikliği hem anne adayını hem de anne karnındaki bebeği olumsuz etkileyebilir. Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında TSH oranlarının normalin altına inmesi durumunda bunun gebelikle ilgili geçici durum olup olmadığı değerlendirilmelidir. Tiroid bezinin aşırı çalışmasına bağlı gelişen hipertiroidi durumunda gebelik sırasında aşırı yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, terleme, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, aşırı sinirlilik, iştahın iyi olmasına rağmen her ay alınması gereken kilonun alınamaması, ultrasonografi ile bebek gelişiminin iyi olmadığının saptanması gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Hipertiroidinin ayırıcı tanısının doğru yapılması gebeliğin seyri açısından hayati önem taşır.
“İyotlu tuz tiroid hastalığını artırabilir”
Yanlış! Vücutta üretilmeyen ve dışarıdan alınması gereken iyot, tiroid hormonunun hammaddesidir. Vücuttaki iyot yetersizliği, guatr olarak bilinen tiroid bezinin büyümesine ya da tiroid nodülü oluşmasına neden olabilmektedir. Sağlıklı kişilerde günlük iyot ihtiyacı 150 mcg iken hamilelerde bu oran 250 mcg’ye kadar çıkabilmektedir. Son yıllarda doğal tuz adı altında iyotsuz tuz tüketiminin ön plana çıkması nedeniyle gerekli iyot tüketimi sağlanamamaktadır. Özellikle çocuklarda iyot zihinsel gelişim bakımından önem arz etmektedir. Ancak tiroid bezinin normalden fazla çalışması yani Hipertiroidi gibi durumlarda geçici olarak iyot alımı azaltılabilmektedir. İyot miktarının azaltılması doktor kontrolünde gerçekleştirilmelidir.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı