Çocukların vegan yetiştirilmesi konusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanları ikiye bölüyor. Vegan beslemek sağlık açısından doğru mu? (Uzm. Dr. Sultan Kaba)
Besin alerjisi gibi tıbbi zorunluklar olmadığı sürece çok katı kısıtlamaların olduğu hiçbir yasaklı beslenme modelini desteklemiyorum. Vegan beslenmenin çocukluk çağında büyüme ve gelişme üzerine etkilerinin uzun dönemde güvenli olduğuna dair bilimsel kanıtlar yok. Kaldı ki önermemiz için klasik beslenme modeline üstünlüğünün kanıtlanmış olması gerekir.
Vegan beslenmek çocukların okul gelişimini, boy uzamasını vb. faktörleri etkileyebilir mi? (Uzm. Dr. Sultan Kaba)
Kesinlikle, etkileyebilir. Çocukluk çağının yetişkin dönemden en önemli farklarından biri vücut büyümesinin ve beyin gelişiminin hızlı olmasıdır. Büyüme konusunda genetik, beslenme ve hormonların rolü çok büyük. Vegan beslenme şekli özellikle protein ve mikronutrientlerin eksikliği konusunda yüksek risklidir. Protein eksikliği direkt büyüme geriliğine yol açabileceği gibi, vitamin ve mineral eksikliklerinin de katkısıyla büyümede gerekli hormonların yapımında ve etkisinde de azalmaya yol açarak sağlıklı büyümeyi aksatabilir.
Vegan beslenen bir çocuğun gelişimi ideal boy kilo eğrisinin altında kalıyorsa yeterli beslenmiyor diyebilir miyiz? Bu durumda vegan beslenmeyi kesmek gerekir mi? (Uzm. Dr. Sultan Kaba)
Beslenme yetersizlikleri büyüme geriliği olan çocuklarda en sık karşılaştığımız nedenlerden biri. Öncelikle vegan beslenme bir yaşam biçimi. Karşımızda bir çocuk olduğunu düşünürsek anne babaların çocuk adına, hem uygulamada zorluklar taşıyan, hem de çocuğun vücut sağlığı üzerine olumsuz sonuçları olabilecek bir yaşam biçimine karar vermelerini doğru bulmuyorum.
Ancak yine de bu konuda ısrar söz konusu ise, vegan beslenme biçimini benimseyen ailelerin çocuklarının sağlık kontrollerinin daha sıkı bir şekilde yapılması gerekir. Vegan beslenen çocuklarda kalsiyum, B12, çinko ve demir eksikliği riskleri artmıştır. Bu takviyelerin ilaç şeklinde sürekli alınması gerekir ki, hiç pratik değil. Biz yetişkinler için de ilaç uyumu en büyük zorluklardan biri iken çocukların sürekli ilaç kullanmaya uyum sağlamaları hiç inandırıcı değil. Evet, vegan beslenmeyi kesmek gerekebilir.
Mesela çocuk inek sütü yerine sadece badem, soya, yulaf vs sütü tükettiğinde yeterli kalsiyumu almış olur mu ya da gerekli kalsiyumu alması için ille de inek sütü, peyniri, yoğurdu mu tüketmesi gerekir? (Uzm. Dr. Sultan Kaba)
Özellikle de kalsiyum konusu çok önemli. Bitki bazlı sütlerde kalsiyum yok denecek düzeyde. Kalsiyum beyin gelişimi, kemik sağlamlığı, büyüme hususunda çok gerekli. Kesinlikle hayvansal kaynaklara ihtiyaç var. Yumurta, balık, et ve süt ürünlerinin yerini hiçbir bitkisel kaynak alamaz.
Ancak süt ya da yoğurt ya da peynir konusunda üçünden biri arasında tercih yapılabilir. Çocukluk çağında 3 yaştan ergenlik dönemine kadar ortalama 600 mg/gün gibi kalsiyuma gereksinim duyulur. Ergenlikte bu ihtiyaç iki katına çıkar. Yeterli kalsiyum alımı için günde 2-3 porsiyon süt ürünü tüketilmelidir. (Bir bardak süt ve yoğurtta 300 mg, bir kibrit kutusu peynirde 200 mg kalsiyum vardır)
Çocukların henüz kendi tercihlerini yapamayacak yaşlarda vegan ya da et yiyen diye ayrılması doğru mu? (Uzm. Dr. Sultan Kaba)
Ben yanlış buluyorum. Klasik beslenme şekline üstün olduğu kanıtlanmamış ve yasaklardan oluşan bir beslenme biçimi, özellikle çocukların yasaklara karşı çok direnç gösterip tam tersi davranışları göstermeye eğilimli olduklarını düşünürsek, kişilik gelişimlerini de etkileyebilir.
Ergenlik döneminden sonra çocuk kendi isterse böyle bir tercih yapacaktır. Çocukluk döneminde yönlendirme yapmaktan kaçınılmalıdır.
Ebeveynlerinin beslenme şekli hem çocukluk döneminde hem de çocuk yetişkin olduğunda besin tercihleri üzerinde etkili olmaktadır. Bu açıdan da çocuk büyüyünce hayvansal ürünler tüketmeyi doğru bulsa bile, çocukluk döneminde ailede uygulanan vegan beslenme tutumundan dolayı, damak tadı gelişmemiş olmadığı için hayvansal gıdaları yiyemeyebilir.
Okul çağı çocuklarının beslenmelerindeki sorunların nedeni ne olabilir? (Dyt. İrem Aksoy)
Çocukların okula gitmeleri için güne erken başlamaları sabah kahvaltısı yapmalarını güçleştirebilir hatta kahvaltı yapmadan güne başlamalarına sebep olabilir. Okulda kalma sürelerinin uzun olmasıyla birlikte çocuklar uzun saatler aç kalabilir. Okulda sağlıklı besinlere ulaşmaları zor olabilir. Okula yeni başlayan çocuk ev dışında ve ailesinden ayrı olarak kendi başına beslenmeye alışkın olmayabilir. Fiziksel olarak çok hareketli olabilir ve besinlerden aldığı enerji yeterli gelmeyebilir. Bu durumlar göz önünde bulundurularak gelişim ve büyümenin hayati önem taşıdığı okul çağı çocuklarının beslenmesi özenle takip edilmelidir. Çocuklarının sağlığını ve akademik başarısını önemseyen tüm ailelerin beslenme açısından dikkat etmeleri gerekenler aşağıdaki gibidir.
Sağlıklı beslenmeyi ve öğün atlamamayı öğrenmeli (Dyt. İrem Aksoy)
Öğrenme çağında olan çocuğa, beslenme ve sağlıkla ilgili temel bilgileri ilk olarak ailenin ve daha sonra ise okulda öğretmenlerinin vermesi gerekmektedir. Ayrıca çocuğa beslenmesi için zaman ayarlaması yapması, öğün atlamaması ve kendi beslenmesi hakkında sorumluluk alması gerektiği öğretilmelidir. Uzun süre açlık yaşayan çocuklarda dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü ve bedensel güçsüzlük gibi sorunlarla karşı karşıya kalınabilir.
Okulda ya da evde ailesi-öğretmenleri tarafından çocuğun günlük alması gereken enerji ve besin ögeleri ayarlanıp yeterli bir şekilde tüketilmesi sağlanmalıdır. Ek olarak hem okulda hem de evde besinlerin yararlarından bahsedilmeli ve çocuğa sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmesinde yardımcı olunmalıdır.
Kahvaltı ile güne başlamalı (Dyt. İrem Aksoy)
Bütün gece besin alımı olmadan aç kalan vücudun, sabah kahvaltısına ihtiyacı vardır. Güne istediği bir kahvaltı seçimiyle başlamalıdır; peynirli tost, meyveli yoğurt-süt veya ballı süt gibi. Sabah kahvaltısını atlayan çocuklar akademik olarak daha başarısız olabilir.
Besinlerin sağlığa olan yarar ve zararlarını öğrenmeli (Dyt. İrem Aksoy)
Çocukların beslenme alışkanlığı diş sağlığı için de önemlidir. Daha az şekerli ve basit karbonhidratlı besinler, daha çok süt ürünleri tüketmesi önerilmelidir. Gazoz gibi asitli ve şekerli içecekler, bisküvi gibi paketlenmiş ve işlenmiş gıdalardan uzak durmaları gerektiği öğretilmelidir.
Ana öğünlere ek olarak ara öğünler planlanmalı dolayısıyla çocuğun açlık süresi ve kan şekeri dengesi kontrol altına alınmalıdır. Ara öğünlerde paketlenmiş ve sağlıksız gıdalar yerine kuruyemişler, taze ve kuru meyveler, süt, yoğurt, ayran veya ev yapımı kek, börekler gibi sağlıklı atıştırmalıklar planlanmalıdır.
Okul veya evde tükettikleri besinler denetlenmeli (Dyt. İrem Aksoy)
Okullarda tükettikleri yemeklerin yeterli ve dengeli olmalarının yanında yemeklerin temiz ve sağlıklı şekilde hazırlanmış olmasına dikkat edilmelidir. Günümüzde çocuklar hem okulda hem de dışarda arkadaş ve aileleriyle birlikte hızlı yemek sistemine yönelmektedirler. Bunların çoğu beslenme açısından uygun değildir ve çocukların porsiyon kontrolü sağlamalarını olumsuz etkileyebilmektedir. Okul çağı çocuklarının beslenmelerinde bulunan besin grupları açısından değerlendirme yapıldığında, tahıla dayalı olduğu, hazır meyve suyu, şeker, bisküvi, poğaça, cips gibi sağlıksız besinlerin fazlaca yer aldığı gözlemlenebilir. Bu nedenle beslenme çantalarının hazırlanması ya da okulda ulaşabilecekleri besinler konusunda anne ve sınıf öğretmenleri bilinçlendirilmeli, konuya hâkim beslenme uzmanlarından destek alınmalıdır.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı