turkusanewspaper

Şık’tan kendisine ‘terörist’ diyen Erdoğan’a yanıt

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul milletvekili Ahmet Şık, kendisine ‘terörist’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Şık, Twitter hesabından Erdoğan’ın söz konusu ifadelerini alıntılayarak verdiği yanıtta, “İktidarınız sona erip memlekete hukuk geldiğinde, menfaatini değil hukukun haysiyetini önemseyen şimdiki gibi kuklaya çevirdiklerinize benzemeyen yargı mensupları kimin terörist kimin çete lideri olduğuna karar verecek. O zaman konuşuruz bu konuyu” diye yazdı.

Erdoğan: Dokunulmazlığı kalktıktan sonra da ceza davaları arkasından gelecek

Cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şık’a yönelik, “Her şeyden önce bu zat teröristin tekidir. Teröristin teki olmanın ötesinde nasıl olduysa milletvekili olma şansını yakaladı ve şu anda da bu ifadeleri kullanıyor” diye konuşmuştu. Şık için, “Onun gücü ne AK Parti’yi kapatmaya yeter, ne bizleri mahkum etmeye yeter”‘ diyen Erdoğan, “Önce o kendi paçasını nasıl kurtaracak ona baksın. Çünkü bugüne kadar birçok terör örgütlerinin içerisinde yer almış bir kişidir. Bununla ilgili olarak da zaten şimdilik tazminat davası açılmıştır. Dokunulmazlığı kalktıktan sonra da ceza davaları arkasından gelecektir” ifadelerini kullanmıştı.

Şık ne demişti?

Medyascope’te Ruşen Çakır’ın sunduğu programa konuk olarak katılan Ahmet Şık, Muhalefeti AKP’ye ve MHP’ye bırakmayacaklarını söylemişti. Şık, “Ki onlar darmaduman olacaklar. Hepsi suç örgütü üyesi olmaktan yargılanacak yapıdan bahsediyoruz. Temiz olanları suça bulaşmayanları Meclis’te kalmaya devam etsin” diye konuşmuştu. AKP’nin bu nedenle kapatılacağını söyleyen Şık, “AKP bir siyasi parti muamelesi görmeyecek bu dönem kapanırsa. AKP bir suç örgütü olduğu için kapatılacak. Siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütü diyecekler” ifadelerini kullanmıştı.

AKP, Şık’a bu ifadeleri nedeniyle tazminat davası açmış, avukatlar, “partinin kişilik ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla 100 bin TL’lik manevi tazminat talep etmişti. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay içtihatlarından örnekler verilen dava dilekçesinde, “İfade özgürlüğü sınırsız olmayıp, yine aynı düzenlemelerle kişilerin şeref ve haysiyetleri koruma altına alınmıştır. Somut olayda davalı ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırlarını aşarak müvekkil partinin kişilik haklarına saldırıda bulunmuştur” ifadeleri kullanılmıştı.

DW/SÖ,HT

Exit mobile version