İklim değişikliği sebeplerinin başında karbon emisyonu sonucu ortaya çıkan sera gazı emisyonları geliyor. Kirletici kaynaklar arasında akla ilk olarak büyük santraller ve büyük ölçekli fabrikalar gelse de farklı endüstriler de bunda önemli pay sahibi. Futbol endüstrisi de bu kirletici kaynaklardan biri.
Ankaragücü futbol takımı, bu bağlamda futbolun küresel ısınmaya sebep olan karbon emisyonunun etkisine dikkat çekmek amacıyla İklim Değişikliği, Politika ve Araştırma Derneği ile birlikte bir proje başlattı. Kulüpten yapılan açıklamada, Ankara’nın sel felaketleri ile iklim krizini en derinden yaşayan kentlerden biri olduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada, “Yaşamı riske atan iklim değişikliği sorununa karşı ilkleri gerçekleştiriyor ve çözüm için adım atıyoruz. Faaliyetlerimizden ve futbol maçlarımızdan kaynaklı sera gazı miktarımızı hesaplamaya ve nötrlemeye ve iklim değişikliğine uyuma yönelik planlamalara başlıyoruz” denildi.
Bu doğrultuda dün Ankara’da oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe maçına bağlı olarak ortaya çıkan sera gazı emisyonunun miktarı hesaplandı. Yaklaşık 20 bin biletli seyircinin yanı sıra 2 bin 500 civarında çalışan ve güvenliğin görevlendirildiği müsabakanın sera gazı emisyonu yaklaşık 888 ton CO₂e olarak hesaplandı. Dernek yetkilileri, hesaplama sırasında tarafların ulaşım yöntemleri, metro yolcuları ile yakındaki otopark ile AVM araç kapasiteleri dikkate aldı. Bunun yanı sıra satılan bilet adedi üzerinden tüketilen yemek ile su miktarı, elektrik kullanımı gibi emisyon kaynağı olabilecek tüm veriler hesaplamaya dahil edildi.
Ekosistemler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
İklim Değişikliği, Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu,iklim değişikliği ile birlikte sel felaketleri, kuraklık ve suya erişim gibi problemlerin son yıllarda çok daha fazla görülmeye başladığına dikkat çekti. Aynı zamanda denizlerdeki asit oranındaki artışla birlikte canlı türlerinin ve ekosistemlerin yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Bozoğlu, “İklim değişikliği, fosil yakıtlardan kaynaklı emisyonlar. Dolayısıyla karbondioksit, metan gibi sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla birlikte iklim krizine karşı mücadele etmemiz mümkün” dedi.
Dünyanın sanayi devrimine göre bugün 1,2 iki derece daha ısındığını vurgulayan Bozoğlu sözlerini “Bu ısınmayla beraber saydığım ciddi felaketleri de yaşıyoruz. Emisyonlarının azaltılmasıyla bu soruna karşı mücadeleyi kazanmamız mümkün” şeklinde sürdürdü.
Tüm sera gazı miktarının yüzde 0,4’ü
Sera gazı emisyonlarının yalnızca termik santrallerden ya da diğer sanayi yatırımlarından kaynaklanmadığını kaydeden Bozoğlu, “Tüm dünyada ortaya çıkan toplam sera gazı miktarının yaklaşık yüzde 0,4’ü futbol müsabakaları için ortaya konulan faaliyetlerden kaynaklanıyor. Bir örnek vermek gerekirse yalnızca Arjantin’in bir yılda oluşturduğu sera gazı emisyonu miktarı, tüm dünyada futbol müsabakalarının oluşturduğu sera gazı emisyonu miktarına eşit” diye konuştu.
Bu konuya dikkat çekmek amacıyla dün oynana Ankaragücü-Fenerbahçe maçından kaynaklı sera gazı emisyonunu hesapladıklarını dile getiren Bozoğlu, “Elektrik, ısıtma sistemleri, tarafların ulaşım yöntemleri, tüketilen yiyecek ve içecekle birlikte ortaya çıkan atık miktarını dikkate aldığımızda ortaya çıkan sera gazı emisyonu miktarını 888.5 ton CO₂e olarak hesapladık” dedi. Bozoğlu, spor müsabakalarına ulaşımda daha fazla toplu taşıma kullanarak müsabaka alanlarında güneş enerjisi, rüzgar enerjisi sistemleri kullanarak karbon salımının azaltılabileceğini ifade etti.
Dünya Kupası’nda 2,16 milyon ton karbon salımı
Proje Yöneticisi Tekin Altuğ da 2018 yılında Rusya’da oynanan Dünya Kupası maçlarına dikkat çekti. Rusya’daki müsabakalardan kaynaklı toplam 2,16 milyon ton karbondioksit emisyonu ortaya çıktığını ifade eden Altuğ, “Bu bir yıl boyunca yollarda 465 bin tane aracın yapmış olduğu salıma eşdeğer bir rakamdır. Yani çok ciddi bir rakam olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi. Bu nedenle sera gazı emisyonlarının izlenmesinin ve hesaplanmasının büyük önem arz ettiğini kaydeden Altuğ, bu yıl Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası’nda ise maçların ilk kez karbon nötr hale getirilmesinin hedeflendiğini de vurguladı.
Küresel ısınmadaki artışın önüne geçebilmek amacıyla Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler 2015 yılında Paris İklim Anlaşması’nı imzalamıştı. Sera gazı emisyonlarının azaltılarak küresel ısınmadaki artışın 1,5 derece ile sınırlanması hedefleniyor. Türkiye de Paris Anlaşması’nı geçtiğimiz yıl imzalamıştı.