turkusanewspaper

Suriye’nin kuzeyinde HTŞ güç kazanıyor

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye destekli muhalifler arasında çıkan ve El Kaide kökenli Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) da dahil olmasıyla şiddetlenen çatışmalarda 58 kişinin öldüğü bildirildi.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yaklaşık bir hafta süren çatışmalarda 48 silahlı muhalif ve 10 sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu. Gözlemevi, ölenlerden 28’inin, El Kaide’nin eski Suriye kolu El Nusra Cephesi’nden kopan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün üyesi olduğunu belirtti.

Bölgedeki gerginlik son olarak 8 Ekim’de Halep vilayetinin El Bab kasabasında Türkiye destekli iki rakip grup arasında çıkan ilk çatışmayla yükseldi. Daha sonra diğer bölgelere de yayılan çatışmalara, başta HTŞ olmak üzere başka fraksiyonlar da dahil oldu. HTŞ, Cephe el Şamiye ve El Hamza Tugayı’nın bir yerel aktivistin öldürülmesinden birbirini sorumlu tutması üzerine çıkan bu çatışmalarda El Hamza Tugayı’nı destekledi.

Nüfuzunu artırıyor

Bölgede en güçlü grup olarak görülen HTŞ, komşu vilayet İdlib’in kontrolünü büyük oranda elinde tutuyor.

Gözlemevi, HTŞ’nin muhalif gruplar arasındaki son iktidar mücadelesini ve bu kapsamda yaşanan çatışmaları da bölgedeki nüfuzunu artırmak için kullandığını öne sürdü. HTŞ’nin bu hamlesine Türkiye tarafından da yeşil ışık yakıldığını iddia eden Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdulrahman, “Heyet Tahrir Şam, Türkiye’nin rızası olmadan bölgeye girmezdi” dedi.

HTŞ bölgedeki çatışmalar sonucunda geçen hafta Türkiye destekli muhaliflerin kontrolündeki Afrin’i ele geçirdi. HTŞ, böylece 2011’de başlayan iç savaşın başından beri ilk kez bu bölgeye girmiş oldu.

AFP’ye konuşan Suraj el Din el Şami adlı bir muhalif sözcü de Türkiye’nin HTŞ’nin ilerleyişine sessiz kaldığını öne sürdü.

Şami, “Şu ana kadar Türkiye’den resmi ve açık bir duruş yok. Bu, onayladığını gösterebilir” dedi. Sözcü, “Belki de Türkiye onaylamıyor ama oldubittiye getiriyor” diye ekledi.

Kısa süreli ateşkes

Afrin’de kontrolü sağlayan HTŞ, sahadaki kazanımlarının ardından Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’ndaki fraksiyonları geçen hafta sonu bir barış anlaşmasını kabul etmeye zorlamıştı.

Türkiye arabuluculuğunda varılan bu anlaşma, Afrin ve diğer kentlere giren silahlı güçlerin çatışmalardan önceki saflarına dönmelerini öngörüyordu. Anlaşma ayrıca, HTŞ’nin talebi doğrultusunda, bölgede birleşik bir sivil yönetim oluşturulması için çalışmalara başlanmasını taahhüt ediyordu.

Ancak birbirlerini bu anlaşmanın maddelerine uymamakla suçlayan taraflar, hafta başında Halep’in kuzeyinde yeniden çatışmaya başladı.

HTŞ Azez’e ilerliyor

Reuters’ın haberine göre, bölge sakinleri HTŞ’nin Türkiye destekli muhaliflerin kurduğu yönetimin idari merkezi olan stratejik sınır kenti Azez’i ele geçirmeye çalışmasından endişe ediyor.

ABD, HTŞ’nin “Halep vilayetinin kuzeyine doğru ilerleyişinden duyduğu endişeyi” dile getirdi. ABD’nin Şam Büyükelçiliğinin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “HTŞ güçleri bölgeden derhal çekilmeli” denildi.

Batılı istihbarat kaynakları ve muhalifler, HTŞ’nin uzun zamandır Suriye’nin kuzey bölgelerindeki ekonomik ve güvenlik rolünü İdlib’in ötesine taşımayı hedeflediğini belirtiyor.

Bu kaynaklara göre, HTŞ lideri Ebu Muhammed el Culani şu an İdlib’de kamu hizmetlerini görece etkili şekilde gerçekleştiren sivil yönetimi diğer bölgelere doğru genişleterek El Kaide kökenli grubun militan imajını silmek istiyor.

El Culani, 2016 yılında El Nusra lideriyken El Kaide ile bağlarını kopardığını duyurduktan sonra 2017’de bazı daha küçük Suriyeli muhalif grupları da dahil ederek Heyet Tahrir Şam’ı kurdu. Ancak hâlen Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptırım listesinde yer alan HTŞ, Türkiye ve ABD dâhil birçok ülke tarafından da terör örgütü olarak kabul ediliyor.

Rusya faktörü

HTŞ’nin Suriye’nin kuzeyindeki ilerleyişi, Rusya’nın 3 milyondan fazla insanın yaşadığı bu bölgedeki bombardımanlarını yoğunlaştırması ve olası sivil ölümlerinin artmasına dair endişeleri de beraberinde getiriyor.

Reuters’a konuşan iki ayrı muhalif komutan, HTŞ ile çatıştıkları Kefer Cene köyünün geçen Pazar günü Rus jetlerince bombalanmasının da Moskova’nın cihatçı grubun nüfuzunu artırdığı bölgeleri fütursuzca vuracağını göstermeye yönelik bir mesaj olduğunu iddia etti.

DW,AFP,rtr/CÖ,BK

Exit mobile version