Sanat terapisi demans riskini azaltıyor
Ergoterapi ile hayattaki farkındalığın artırılması hedefleniyor Ergoterapinin çalışma alanları, kişilerin günlük yaşamındaki aktivitelerin …
Ergoterapi ile hayattaki farkındalığın artırılması hedefleniyor
Ergoterapinin çalışma alanları, kişilerin günlük yaşamındaki aktivitelerin bütününü kapsıyor. Ergoterapistlerin ihtiyaç duyduklarında sanat terapisine başvurabildiklerini belirten uzmanlar, bu sayede ergoterapistlerin kişinin aktiviteye katılımı artırmayı, hayatındaki farklılıkları artırmayı, sağlığı iyileştirmeyi ve olumsuz deneyimlerinin etkisini azaltmayı hedeflediklerini ifade ediyor. Öğr. Gör. İsa Kör, sanat terapisinin yaşlı bireylerde demans geliştirme riskini azalttığını vurgularken kukla ve boya gibi araçların da olumlu etkiler sağladığına dikkat çekti.
Dünya Ergoterapistleri Federasyonu WFOT (World Federation of Occupational Therapists) öncülüğünde her yıl 27 Ekim Dünya Ergoterapi Günü olarak kutlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Öğr. Gör. İsa Kör, sanat terapisi ve ergoterapinin uyumlu ilişkisinden ve sağladıkları faydalardan bahsetti.
Aktiviteler azalınca kişinin rolleri kayboluyor
Ergoterapinin çalışma alanlarının kişilerin günlük yaşamındaki aktivitelerinin bütününü kapsadığını belirten ergoterapist İsa Kör, “Ergoterapiyi bireyin kendine bakım, çalışma, boş zaman ve oyuna aktif katılımı olarak tanımlayabiliriz. Buna ek olarak aktivite ise insanların kendileri ile ilgilenmek, hayattan zevk almak, sosyal ve ekonomik ortamlara katkıda bulunmak gibi kendine uğraş edindiği her şey olarak tanımlanabilir. Bireylerin hayatta bir rolü vardır. Roller ise her yaşta ve her ortam değişiminde farklılık gösterebilir. Sağlığın bozulmasıyla kişinin aktivitelere katılımında azalmalar görülebiliyor. Aktivite katılımındaki düşüş ise kişinin hayatındaki rollerin kaybolmasına neden olabiliyor. Rollerin kaybolması, kişiyi hayattaki beklentilerinde değişliklere sürüklerken kişide aktivitedeki kayıplara bağlı olarak sağlığın kötüye gitmesiyle ilgili yıkımlar görülebiliyor. Birey hayatta kendini değersiz hissetme, birisine bağımlı olarak yaşama, günlük aktivitelerini yerine getirememe, yatağa bağımlı yaşama gibi durumlarla karşılaşabiliyor.” dedi.
İlk hedef psikolojik rahatsızlığı olan kişiler…
Ergoterapist İsa Kör, ergoterapistlerin kişideki olumsuz deneyimlerin etkisini azaltmak için aktiviteye katılımı artırmak, kişinin hayatındaki farklılıkları artırmak, rutinler oluşturmak, sağlığı iyileştirmeyi teşvik etmek, iyi olma halini sağlamak için sanat terapisine başvurabildiklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Sanat terapisini kişinin duygu ve düşüncelerini ifade etmenin sözel olmayan, sanatsal yaratım sürecinde terapötik ve yaşamı zenginleştirmesi fikrine dayandırabiliriz. Sanat terapisinin hedefi ilk başta psikolojik rahatsızlığı olan kişilerdir. Sonrasında bu terapinin popülasyonu çocuklar, ergenler, yaşlılar, öğrenme ve uyum zorluğu yaşayan bireyler, otizm spektrum bozukluğu, istismar geçmişinin bulunması, kayıp veya doğal afet yaşayanlar gibi günlük yaşamda güçlükleri bulunan bireylere genişledi. Sanat terapisi, stresle veya öz farkındalıkla mücadele eden ve kişisel zorluklara yol açan baskıya sahip kişileri destekler. Günümüzde sanat terapisi sadece terapötik yaklaşım olarak değil aynı zamanda bireylerin veya grupların potansiyellerini keşfedip bazı sosyal sorunları çözdüğü gelişimsel uygulama olarak ele alabilir. Bu noktada sanat terapi ile ergoterapinin özel gereksinimli bireyleri desteklenmesinde ortak çalışmaları dikkat çekiyor.”
Terapide kukla önemli bir araç
Sanat terapisinde kullanılan araçlardan birinin de kuklalar olduğunu belirten ergoterapist İsa Kör, “Kukla sanat terapisinde metaforik bir ifadedir. Ergoterapist görüşmelerinde sözel dili kullanmakta güçlük çeken çocuklarla çizim, kil kalıplama ve kolay yapma gibi yollarla etkileşim kurmak sadece terapist için değil çocuk içinde eğlenceli bir seçenektir. Bunun yanında doğrudan konuşmak yerine kukla kullanımı çocuğun konuşmadan daha az düşmanca ve tehdit edici düşüncelerine kapılmasına destek olabilir.” ifadelerini kullandı.
Boyalar olumlu etki yaratabiliyor
Sanat çalışmalarında kurşun kalem, boya kalemleri, kolaj malzemeler, pullar, fırça, kil ve sulu, yağlı, pastel boyalar gibi malzemelerin kullanılabildiğini belirten ergoterapist İsa Kör, “Malzemelerin kullanımına bağlı olarak içeride oluşturulmaya çalışılan ahenk kişinin dışa vurumu olarak ifade edilebilir. Boyaların ayrıca travmatik olaylardan sonra uzun süreli hafızada olumlu etkisiyle ilgili yapılan çalışmalar mevcut. Özellikle akışkan yapıdaki boyaların bireyde gevşeme ve meditatif deneyimleri teşvik ettiği gözlemlendi. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarla çalışmalar yaparken kullanılan boyalar ve kilin çocuğun öz düzenleme, kendini kontrolde tutma, planlama gibi yürütücü işlevlerini geliştirmede önemli etkileri olduğu tespit edildi. Ergoterapistin sanat çalışmalarına yer vermesi bireyin zamanı verimli, anlamlı ve değerli kullanmasına olanak sağlayabilir.” diye konuştu.
Özellikle pediatri alanında çalışıyorlar
Ergoterapist İsa Kör, Sanat terapisi ile ergoterapiyi birlikte ele alırken farklı noktalara odaklandıklarını unutmamak gerektiğini vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ergoterapist bireyin sanat çalışması esnasında kaçınabileceği, dokunmak istemeyeceği, ağzına alabileceği ve kendisine tehlike yaratabilecek noktaları önceden saptayabilir. Bireyin hangi alanında bir beceri eksikliği varsa ona göre farklı sanatsal çalışmaları uygulamayı tercih edebilir. Ergoterapistler ülkemizde özellikle pediatri alanında çalışmalar yapıyorlar. Burada son dönemde çocuklarda gözlemlenen otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme güçlüğü, down sendromu, serebral palsi gibi dezavantajlı gruplara çokça rastlanıyor. Ergoterapist her bireyi kendi ilgi alanına ve kişisel özelliklerine göre ele alacağı için sanatsal çalışmasını öğrenme güçlüğü bulunan iki farklı bireyde farklı uygulamalara gidilebilir. Bu yüzden ergoterapistler dezavantajlı grupta belirli bir sanat materyalini kullanmayı uygun bulmayabilir. Her grubu kendi içinde değerlendirmenin yanında bireye özel yaklaşımı hedefleyerek kişiye özel yaklaşım benimsiyorlar. Ancak burada sanatsal çalışmanın yapıldığı ortamdaki sosyal ilişkilerdeki etkileşiminin önemini atlamamak gerekiyor. Grup çalışmalarında sanatsal çalışmalarla ortak etkileşime giren bireylerin sosyal becerilerinde gelişimler görülebiliyor.”
Aktivite katılımını artırmayı amaçlıyorlar
Ergoterapistlerin psikiyatrik bozukluğu bulunan bireylerde sanatsal çalışmaları kullanmasındaki asıl amaçlardan birisinin kişinin kendini iyi hissetmesinin yanında aktivite katılımını artırmak istemesi olduğunu belirten ergoterapist İsa Kör, “Psikiyatrik bozukluklarda günlük rutinlerde azalmalar görülebiliyor. Bireyler plan yapma, organizasyon, aktiviteyi başlatma, sürdürme ve bitirme gibi noktalarda problemlerle karşılaşılabiliyorlar. Burada günlük yaşamdaki aktivelerin çeşitliliğin artırılması hedefleniyor. Örneğin resim, kil, dans, müzik hepsi kendi içinde ayrıca farklı noktalara destek sağlıyor. Ergoterapist ise bireyin yatkın olduğu noktada aktivitelere sanatsal çalışmaları dahil ederek çalışmalarındaki etkileşimi destekleyebiliyor.” dedi.
Demans riskini düşürüyor
Geriatrik bireylerde hafıza ve dikkat gibi bilişsel becerileri kuvvetlendirmek ve fiziksel hareketliliği artırmak için sanat terapisine ihtiyaç duyulabildiğini ifade eden ergoterapist İsa Kör, “Sanat, soyut düşünme, yargılama ve hafıza gibi çeşitli becerileri kullanmayı gerektiriyor. Yaşlı bireylerde demans geliştirme riskinin daha düşük gözlemlenmesinde sanatın etkisi dikkat çekiyor. Sanat yoluyla bilişi kullanmak çoğu rehabilitasyon hizmetinden yararlan yaşlı popülasyonda bağımsız işlevlere dönüşebilir.” diye konuştu.
Ergoterapistler bireyin iyilik haline odaklanıyor
Ergoterapist İsa Kör, ‘Ergoterapistler sanatı araç olarak kullanabilirken, görüşmelerinde sadece sanat terapisine yer vererek ilerlemezler’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Müzik, resim, kil, dans çalışmaları görüşmelerinde olabilir ancak bireylerin bahsedilen alanlar üzerindeki gelişimlerine ve kendilerini sanatsal çalışmalarla ifade ediş biçimine odaklanmaz. Ergoterapistin amacı kişinin günlük hayatındaki aktiviteleri çeşitlendirmek, geliştirmek ve değiştirmektir. Bunları yaparken bireyin iyilik haline odaklanır. Kişinin kaybolan yetilerine göre aktiviteler belirleyerek kişinin becerilerini geliştirmeyi, eski haline getirmeyi ve kayıpları önlemeyi amaçlayarak bireyin hayatını destekler.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı