turkusanewspaper

“Çocuklarımız eve gelene kadar diken üstündeyiz”

“Ailemin politik tutumu değişti. AKP’ye yakınlardı, şimdi mesafeli bir duruşları var. Bu değişiklikte cinsel kimliğim etkili oldu. İktidar, ‘LGBT diye bir şey yok’ dedikçe, ailem, ‘Bizim oğlumuz var, nasıl yok sayarsın’ noktasına geldi. Babam dahil.”

Güvenlik sebebiyle ismini değiştirdiğimiz Robin, İstanbul’da ailesiyle yaşayan bir üniversite öğrencisi. 20 yaşındaki genç, ailesine açılmış eşcinsellerden biri. Muhafazakâr bir ailede büyüdüğünü anlatan Robin, ailesini, “Din öğretildi ama baskı aracı olarak kullanılmadı” sözleriyle tanımlıyor. Annesine açıldığında tepki almadığını, babasının ise zamanla alıştığını anlatıyor.

“Seni seviyoruz, evladımızsın’ tutumu var. Ben siyasi söylemleri annem kadar takip etmiyorum, o beni haberdar ediyor. ‘Yine böyle söylemişler, nasıl hissediyorsun’ diye duygu durumumu yokluyor.”

Siyasi iktidar özellikle son dönemde aile odaklı söylemleri ile dikkat çekiyor. Zaman zaman LGBTİ’lere yönelik nefret söylemine evrilen “aile vurgusu”, Anayasa’da değişiklik yapılmasına ilişkin tartışmalara vardı.

LGBTİ’leri hedef alan tartışmalar aileleri endişelendiriyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence çıkışının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “En önemli derdimiz olan aile konusunu da yine bu düzenlemenin içerisine koyalım istiyoruz” demişti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa’nın “Din ve Vicdan Hürriyeti”ni düzenleyen 24. maddesi ile “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları”nı düzenleyen 41. maddesinde değişiklik yapılacağını duyurmuştu. Erdoğan dün yaptığı açıklamada ise Anayasa’da değişiklik tartışmasını bir kez daha açarak, “Önümüzdeki günlerde Meclisimizin takdirine sunacağımız Anayasa değişikliği teklifi ile başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken, sapkın akımlar tarafından giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesesini korumayı hedefliyoruz” dedi.

Anayasa’nın 41. maddesinde yer alan, “Aile, eşler arasında eşitliğe dayanır” ibaresinin, “Aile, kadın ve erkekten oluşur” şeklinde değiştirilmek istendiği konuşuluyor. İktidar yanlısı medyaya göre, 41. maddedeki değişiklik ile “LGBTİ evliliklerinin önünün açılmaması” öngörülüyor. LGBTİ’leri hedef alan tartışmalar, Robin’in ailesi gibi çocuğu LGBTİ olan başka aileleri de endişelendiriyor.


Tülay SavaşFotoğraf: privat

2008 yılından bu yana faaliyet gösteren LİSTAG’ın (Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Bireylerin Aileleri ve Yakınları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Tülay Savaş, nefret söylemi ile hedef göstermelerin aileler olarak kendilerini derinden üzdüğünü dile getiriyor.

“Nefret söyleminden güç alarak çocuklarımıza şiddet uygulanır mı diye düşünüyoruz. Çocuklarımız eve gelene kadar biz diken üstünde yaşıyoruz.”

“Benim çocuğumun varoluşuna karşı nasıl yürürler?”

İstanbul Saraçhane’de 18 Eylül’de Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu öncülüğünde düzenlenen, “Büyük Aile Buluşması” adlı LGBTİ karşıtı mitingin ana argümanı, “aile kurumunun LGBTİ’lerin tehdidi altında olduğu” idi. Benzer bir eylem Pazar günü Ankara’da düzenlendi. Tülay Savaş, söz konusu buluşmaların insan haklarına aykırı olduğunu söyleyerek, tepkisini dile getiriyor.

“İdam edilsinler’ diyorlar! Bunu nasıl derler? Benim çocuğumun varoluşuna karşı nasıl yürür, nasıl söz söylerler? Hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Çok rahatsızız bu konuda. Bizim sesimiz duyulmuyor.”

Saraçhane’deki mitinge katılan bir vatandaşın LGBTİ’ler için “İyileştirilmeleri gerektiğini düşünüyorum, iyileşmezlerse idam” sözleri kamuoyuna yansımış ve tepki toplamıştı.

Robin, LGBTİ’leri hedef alan tartışmalar nedeniyle endişeli olsa da umutsuz olmadığını söylüyor. “Çünkü çok fazla kazanım var. Demek ki bir şeyleri doğru yapıyoruz. Görünürlük arttıkça fobi de artıyor” diyor.

“Nefrete inat yaşasın hayat”

Kaos GL Hukuk Koordinatörü Kerem Dikmen, 41. madde için öngörülen değişiklik üzerinden yürüyen tartışmaların nefret söylemini körüklediğine dikkati çekiyor. “Seçilmişler üzerinden pompalanan nefret söylemini Anayasal tartışmanın arka planı haline getiriliyor” diyor. Dikmen’e göre, hak temelli bir tutum, LGBTİ’leri hedef alan Anayasa değişikliği teklifine karşı çıkmayı gerektiriyor.


Kerem DikmenFotoğraf: privat

“Anayasalar yurttaşların haklarını devlete karşı korumak için yazılır. Aileyle ilgili tartışmaya baktığınızda, devletin hangi tutumuna ya da tutumsuzluğuna karşı aileyi korumak için böyle bir maddeye ihtiyaç duyulduğu sorusunun yanıtını kimse veremiyor çünkü bu bir hak tartışması değil, nefret odaklı bir tartışma.”

LİSTAG’dan Tülay Savaş, dayanışma içinde olan ailelerin nefret söylemine varan hedef göstermeleri daha kolay göğüsleyebildiğini ancak her ailenin benzer durumda olmadığını ifade ediyor.

“Bilgisizlik nedeniyle özenti ya da şımarıklıktan olduğunu düşünüyorlar. Halbuki çocuklarımızın var oluşu bu. Herkes gibi çocuğunu mutlu etmeye çalışan sıradan aileleriz. Nefrete karşı sevgi dolu aileleriz. Nefrete inat yaşasın hayat!”

Exit mobile version