Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 il için talep ettiği 3 aylık Olağanüstü Hâl’i(OHAL) kabul etti.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile 10 ilde 3 ay süre ile OHAL ilan etti. Karar, Meclis’e gelirken Meclis görüşmeleri başlamadan kısa bir süre önce deprem bölgesinde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı OHAL ile müdahale etme imkanını devlete vermiş olacaktır. Bununla birlikte bazı yerlerde maalesef marketlere, AVM’lere yağmalama çalışmaları oluyor. Bu yağmalama gayretlerine de devlet OHAL ile müdahale etme imkanını da yakalayacaktır” açıklaması yaptı.
Oktay, “yağma” ve “ticaret” demedi
Meclis’e OHAL kararına ilişkin bilgilendirme yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay konuşmasında, “OHAL uygulamasında amaç; yaraların en hızlı şekilde sarılmasıdır. Tek hedef, afet yönetimi sürecinde en çabuk ve en etkili şekilde, her anlamda insanımızın yardımına koşabilmektir. Yaraları en hızlı şekilde sarmak ve şehirlerimizi yeniden ihya etmek için Olağanüstü Hal durumunun hayati bir karardır” açıklaması yaptı.
Oktay, “Acil ve hayati ihtiyaç malzemelerinin karşılanması, afet bölgesinde yıkılma riski olan binaların bulunduğu alanlara girişin sınırlandırılması, tehlike arz eden binaların yıkılması ve zaruri ihtiyaçların dağıtımının düzenlenmesi gibi zorunlu işler olağanüstü hal yönetimi ile kolaylıkla ve hızlıca sağlanabilecektir. Mülki idare amirleri, tedavi, kurtarma, yedirme, giydirme ve barındırma gibi işlerle bu gibi işlerin gerektirdiği acil satın almaları ve kiralamayı doğrudan yapabilecektir” sözleriyle OHAL’in gerekçesini açıkladı.
Oktay, ayrıca OHAL yetkisi ile konaklama tesislerinin gereklere göre kullanılabileceğini de sözlerine ekledi.
MHP’den destek
MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül de, konuşmasında OHAL’in şart olduğunu söyledi ve “Bazı haklar kısıtlansa bile temel yarar toplumun birliği sağlanmasıdır. OHAL kanunlarda vardır, hukuk dışı değildir. Can kayıpları, güvenlik ve asayiş boşlukları riskler ve milli güvenlik ile ilgili zafiyet halleri OHAL’i tartışmasız kılmaktadır” dedi.
Muhalefet OHAL’e neden karşı?
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, OHAL talebini eleştirirken, “Cumhurbaşkanına tam yetkiler zaten verilmiş durumda. Kanunlarda zaten yetki var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sizin iddia ettiğiniz gibi hızlı karar alma mekanizması varken, geniş yetkiler partili cumhurbaşkanında varken OHAL kararının tek bir izahı yoktur” dedi.
Kanunlarda olmayan OHAL’de olan tek yetkinin kişilerin hak ve hürriyetini kısıtlama yetkisi olduğunu söyleyen Dervişoğlu, “Ayrıca OHAL ile belediyelere ait olan karar alma yetkisinin vali ve kaymakamlıklara devri söz konusu. Bize yeni kayyum modeli değil, kişi hak ve özgürlükleri kısıtlamak değil vatandaşları facianın yıkıcı etkilerinden kurtarmaktır” dedi.
Tezcan: Hani yeni sistemde hızlı karar alınıyordu?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da Meclis’te Fuat Oktay’ın “en hızlı şekilde yaraların sarılması” sözlerine atıf yaparak, “Çok övünülen sistemde o sabah tek imza ile afet bölgesi ilan edilebilirdi ama olmadı neden? Hani yeni sistemde çok hızlı karar alınabiliyordu?” eleştirisi getirdi.
Tezcan, hükümetin ve cumhurbaşkanının Afet Kanunu başta olmak üzere kanunlarda yetkisi olduğunu vurgulayarak, “Afet kanunu ile her şey yapılabilir, imar ile ilgili düzenlemeler yapabilirsiniz. Buna özel yönetmelik çıkarırsınız. OHAL’in size tek ilave yetkisi temel hak ve özgürlükleri kısıtlayabilmektir. Buna ne ihtiyacınız var?” değerlendirmesi yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Erdoğan’ın sözlerine atıf yaparak, “suçla mücadele için OHAL ilan ediyorsak vay halimize. Ne hangi yetki uygulanmak istendi de yapılamadı, önce bunun açıklanması lazım” dedi.
1 ay önerisine ret
Hem İYİ Parti’li Dervişoğlu hem de CHP’li Tezcan ve Erkek, OHAL sistemini eleştirmelerinin ardından 3 ay yerine 1 ay önerisi getirdi. Muhalafet önerge de verdi. Erkek, “Hiçbir gerekçe yok ama Millet İttifakı olarak ‘hadi 1 ay verelim’ denildi. Onu da elinizin tersiyle ittiniz” açıklaması yaptı.
“Seçime giderken derdiniz ne?”
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da, OHALe ihtiyaç olmadığını söyledi ve 2016 uygulamalarını hatırlattı. Oluç, “İktidarın OHAL pratiğine bakarsak afet yönetimi değil halkı baskılamak, muhalefeti engellemek gibi bir sonuç çıkabilir. 2016 sonrası bunu gösterdi. Tam da seçime giderken derdiniz ne? İktidarın şu anki yetkisi ile yapamayacağınız hiçbir şey yok. İhtiyaç olan bir OHAL değil” dedi.
AKP “temel hak ve hürriyet için değil” dedi
AKP Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç ise, gelen “temel hak ve hürriyetler kısıtlanacak” eleştirilerine, “OHAL kararı temel hak ve hürriyetlerini kısıtlamak için alınmamıştır. OHAL süresince çıkarılacak kararnameler, 3 ay içinde Meclis’te görüşülecektir. Görüşülmeyen kararnameler yürürlükten kalkacaktır. Böyle bir anayasa güvence varken eleştirileri kabul etmemiz mümkün değildir” açıklaması yaptı.
Hangi adımlar atılabilir?
Afet ile ilgili OHAL kararı alınması sonrası Cumhurbaşkanı, “temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması” başlığı da dahil kanun hükmünde kararnameler çıkarabilecek. Erdoğan’ın imar, otellerin zorunlu kullanımı, iş yeri açma-kapama, ihtiyaç duyulan gıda ve mallara el koyma gibi kararlar alabilmesinin de önü açılıyor.
OHAL sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi zorunlu. Aksi halde anayasada “olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar” ifadeleri yer alıyor.
OHAL döneminde, 10 ilin belirli yerlerinde yerleşimi yasaklama, belirli yerleşim yerlerine giriş-çıkışını sınırlama, belli yerleşim yerlerini boşaltma gibi kararlar alınabilecek.
“Afet Bölgesi” de ilan edildi
OHAL’in yanı sıra hükümet 10 il için “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” de ilan etti. Bu kararla da bölgede SGK primi, vergi, zorunlu devlet ödemeleri, elektrik-su-doğalgaz faturalarının ödenmesi ertelenebilyor. Ödenmemesi durumunda yasal işlem yapılmıyor. Ayrıca belirlenecek bazı borçlar da silinebilirken vergiler kaldırılabiliyor. Ayrıca hasarlı binalarda yıkım işlemlerinin hızlı yapılabilmesinin de önü açılıyor.
Mevcut kanunlara göre afet bölgelerinde imar düzenlemesi yapılması, gerekli yıkım ve inşaat işlerinin yapılması gibi kararlar da alınabiliyor.