“Herkesin bırakıp gittiği noktada, sen dayanabilirsen tek. Her şeyiyle dünya önüne serilir. Üstelik oğlum, adam oldun demektir.”
Bu ifadeler, Deniz Baykal’ın hayatı boyunca ilham aldığını söylediği “Eğer” şiirinden. Şairi, İngiliz edebiyatçı Rudyard Kipling. Türkçe’ye çeviren ise Baykal’ın, 2006 yılındaki ölümünden sonra “Hepimizin öğretmeniydi” dediği Bülent Ecevit.
Baykal, “öğretmen” olarak tanımladığı Ecevit ile görüş ayrılıkları ve politik rekabet de yaşamasına sahne olan siyasi kariyerindeki basamakları da Ecevit liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) tırmanmaya başladı.
Siyasete giriş
20 Temmuz 1938’de Antalya’da doğan ve üniversiteye kadar memleketinde okuyan Baykal, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip aynı üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktorasını tamamladı. ABD’de Columbia ve Berkeley üniversitelerinde iki yıl süreyle doktora sonrası çalışmalarına devam etti. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde siyaset bilimi doçenti olarak öğretim üyeliği görevine başladığı 1968’de CHP’ye girerek siyasal yaşama atıldı.
İlk defa 1973 genel seçimleri sonucu CHP’den Antalya milletvekili olarak meclise giren Baykal, Ecevit hükümetleri dönemlerinde Maliye ve Enerji Bakanlığı görevlerini üstlendi. İlerleyen yıllarda Ecevit’e karşı parti içi muhalefet yürüten Baykal, 12 Eylül 1980 darbesiyle kapatılana kadar görev aldığı CHP’de Genel Sekreter Yardımcılığı da yaptı.
Esaret günleri
12 Eylül sonrası bir ay Ankara Merkez Komutanlığı’nda, yasaklı olmasına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü gerekçesiyle dört ay da Çanakkale Zincirbozan’da gözaltında tutuldu. 1984 yılında, siyasi yasağı sürmesine karşın Erdal İnönü’nün Sosyal Demokrasi Partisi’ne (SODEP) girdi. 1985’te bu partinin Sosyaldemokrat Halkçı Parti’yle (SHP) birleşmesiyle SHP’li oldu. 1987 ve 1991 yıllarında milletvekili seçildiği SHP’de üç defa Genel Başkan Erdal İnönü’nün karşısına çıktı ancak başarılı olamadı. SHP’de Grup Başkanvekilliği ve Genel Sekreterlik görevleri de yaptı.
1992’de yeniden açılan CHP’ye geri döndü. 9 Eylül 1992 tarihli kurultay ile CHP Genel Başkanlığına seçildi. 54 yaşında bu göreve gelen Baykal; Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’ten sonra dördüncü CHP genel başkanı oldu.
Şubat 1995’te CHP’nin SHP ile birleştiği kurultayda genel başkanlığa aday olmadı ve bu görevi yaklaşık altı aylığına Hikmet Çetin üstlendi. Eylül 1995’te yeniden CHP genel başkanlığına seçilen Baykal, Ekim 1995 tarihinde kurulan DYP-CHP koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini üslendi.
Sadece iki dönem kaçırdı
Baykal, 35 yaşında meclise girmesini sağlayan 1973 seçimlerden itibaren sadece iki dönemde parlamentodaki yerini alamadı ve hep Antalya milletvekili olarak görev yaptı.
12 Eylül darbesi sonrası yazılan 1982 Anayasası’nın getirdiği beş yıllık siyaset yasağı nedeniyle 6 Kasım 1983 seçimlerine katılamayan Baykal, 17’nci dönem milletvekili olamadı. 21’inci dönemde meclise girememesinin nedeni ise liderliğini yaptığı CHP’nin 18 Nisan 1999 seçimlerinde aldığı tarihi yenilgi oldu. İlk kez seçim sonuçlarıyla parlamento dışında kalan CHP’nin genel başkanı Baykal, sandıktaki başarısızlık nedeniyle görevinden istifa etti. 30 Eylül 2000’deki CHP kurultayında yeniden seçilerek üçüncü kez CHP Genel Başkanı oldu.
2000–2010 yılları arasında CHP genel başkanlığı yapan Baykal, 2002’den 2010’a kadar ana muhalefet partisi lideri oldu.
Kasım 2002’deki genel seçimlerin ardından Baykal liderliğindeki CHP’nin TBMM’deki desteğiyle yapılan anayasa değişikliği sayesinde, siyasi yasaklı Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin önündeki engelin kaldırılması, AKP’nin o dönem de genel başkanı olan Erdoğan’ın başbakanlık ve cumhurbaşkanlığına uzanan kariyerindeki yolu da açmış oldu. Baykal yıllarca konuşulan bu desteğin AKP ile yapılan pazarlık sonucunda ortaya çıktığı iddiasına ise şu yanıtı verecekti:
“İnancımızın, anlayışımızın gereği olarak demokrasi ve hukuk açısından çarpık tabloyu değiştirmek için tamamen kendi inisiyatifimizle, kendi girişimimizle hiçbir müzakere yapmadan harekete geçtik.”
Halk TV girişimi
Baykal liderliğindeki CHP, partiye yakın bir televizyon kanalı ihtiyacını karşılamak için 2005 yılında Halk TV’yi kurdu. Parti kaynaklarıyla kurulan kanal, Baykal adına tescil ettirildi.
Halk TV, AKP’nin medyanın büyük bir kısmını kontrol altına aldığı yıllar içinde giderek izleyici kitlesini artırdı. Ancak Deniz Baykal’ın 31 Mart 2019 seçimlerinin ardından Halk TV’de yönetim değişikliğine giderek kanalın başına kızı Aslı Baykal’ı getirmesi tepkilere neden oldu. Kanalın Ocak 2020’de İngiltere’de yaşayan iş insanı Cafer Mahiroğlu’na satılmasıyla ise Baykal ailesi için tartışmalı Halk TV defteri kapanmış oldu.
Görüntülere “meydan okumak” için istifa etti
Baykal 10 Mayıs 2010’da CHP’li Nesrin Baytok olduğu iddia edilen bir kadınla gizli kamera görüntülerinin internette yayınlanmasıyla başlayan sürecin sonunda genel başkanlıktan istifa etti. Aldığı istifa kararının, “komplo” olarak tanımladığı olaya karşı bir “meydan okuma” olduğunu belirten Baykal, 2011 ve Haziran 2015 genel seçimlerinde de CHP’den Antalya milletvekili seçildi. Baykal, 2015 genel seçimlerinden sonra meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla 25’inci dönem meclisinin ilk oturumunu açtı ve yeni TBMM başkanı seçilene kadar vekâleten bu görevi yürüttü.
CHP tarafından 30 Haziran 2015’te yapılan TBMM başkanlık seçimleri için aday gösterildi ancak AKP’li rakibi İsmet Yılmaz’a üstünlük sağlayamadı. Kasım 2015’taki erken seçimlerde de CHP’den Antalya milletvekili olarak TBMM’ye giren Baykal, yine meclisin en yaşlı üyesi olarak yeni başkan seçilene kadar oturumları yönetti.
Felç oldu
Ekim 2017’de beyne giden ana damarındaki tıkanıklık nedeniyle kısmi felç geçirdi. Buna rağmen siyaseti bırakmadı.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon için gittiği Almanya’da yaklaşık 3,5 ay kalan Baykal, Mart 2018’de Türkiye’ye döndükten sonra 24 Haziran 2018 seçimlerinde CHP’den Antalya milletvekili seçildi. Fakat sağlık sorunları nedeniyle ancak sekiz ay sonra mecliste yemin edebildi. Yemin törenine tekerlekli sandalyeyle gelen Deniz Baykal, doktor oğlu Prof. Ataç Baykal’ın kablosuz kulaklıktan okuduğu yemin metnini tekrarlayarak ant içti. TBMM Genel Kurul salonunda kızı Aslı Baykal’la birlikte eşinin yemin törenini izleyen Olcay Baykal gözyaşlarına hâkim olamadı. Bu, Deniz Baykal’ın yıllarını geçirdiği TBMM’ye yaptığı son ziyaret oldu.