Kamuoyunda “Sarallar” olarak bilinen organize suç örgütünün liderlerinden “Ağadayı” lakaplı Alaattin İlyas Saral’ın Belçika’da yakalanıp Türkiye’ye iade edilmesinin ardından gözler bir kez daha bu örgüte çevrildi.
Sarallar Grubu olarak bilinen örgütün geçmişi Trabzon’un Of ilçesine dayanıyor. Örgüt, ilk olarak 1990’lı yılların başında Of’ta bir aile yapılanması olarak doğdu. Zamanla hemşericilik bağı ile de genişledi. Ülkücü kökenli olan Sarallar, 1993’ten itibaren İstanbul’da faaliyet göstermeye başladı. Örgütün kurucusu ise 2005’te öldürülen Hüseyin Saral oldu. İstanbul’a giden Ofluların önemli bir kısmı ekonomik olarak da güçlenen Sarallar’a katıldı veya sempazitan oldu.
En büyük 4’üncü örgüt
Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin raporunda, örgütün tutuklu eski liderlerinden Burhanettin Saral’ın 247 adamının, Ümit Saral’ın ise 102 adamının olduğuna dikkat çekilmişti. Gazeteci Tolga Şardan’ın gündeme getirdiği rapora göre Sarallar, Alaattin Çakıcı, Sedat Şahin ve Sedat Peker grubunun ardından en fazla üyeye sahip örgüt olarak öne çıkıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesine göre ise örgütün 35-40 bin sempatizanı var.
Sarallar’ın faaliyetleri
Sarallar örgütü, geçmişten bu güne kadar adam öldürme, kasten yaralama, yağma ve tehdit gibi onlarca suça karıştı. Dava dosyasına göre silahlı bir örgüt olan Sarallar, uzun namlulu ve otomatik atış yapma kapasitesine sahip silahlar, lav atar silahlar ve el bombaları da kullandı.
Örgüte yıllar içinde birçok operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda her lideri tutuklandığında yerine aileden biri geçti. 2005 yılında örgüt lideri Hüseyin Saral’ın öldürülmesinin ardından liderlik, Burhanettin Saral’a geçti. Ancak Burhanettin Saral’ın da tutuklanması üzerine İlyas Saral örgüt liderliğini devraldı. Ancak İlyas Saral’ın firari olduğu dönemde liderlik bu kez Sultan Selim Saral’a geçti.
Savcılığın 2018’deki bir iddianamede, Sarallar’ın ekonomik gücüne de şu sözlerle dikkat çekildi:
“Sarallar olarak bilinen Organize Suç Örgütünün geniş bir aile olması ve gayri meşru yollardan kazandıkları gelir sayesinde hali hazırda ekonomik yönden çok güçlü oldukları değerlendirilmekte bu sayede de eleman, araç ve gereç bakımından da yeterli donanıma sahip oldukları bilinmektedir.”
İddianamede, bu dönemde Sultan Selim Saral’ın tahliye olmasının ardından etkin konuma geldiği ve bu dönemde mali olarak gücünü arttırmak amacı ile girişimlerde bulunduğu belirtildi. Bunlardan biri de Onat Şirketler Grubunun piyasada bulunan 9 milyon dolar alacağını tahsil etme ve Esse isimli firmayı alma girişimleri oldu.
Şahinler grubuyla ile kan davası
Sarallar, özellikle başka bir Karadeniz kökenli mafya grubu Şahinler ile güç mücadelesine girdi ve zaman zaman bu mücadele silahlı çatışmaya dönüştü. 2004’te başlayan bu çatışmalarda 20’nin üzerinde insanın öldürüldüğü basına yansıdı. Sarallar’ın lideri Hüseyin Saral, 2005 yılında İtalya’da Sedat Şahin grubu tarafından infaz edildi. Sedat Şahin bu nedenle 2005’te tutuklandı ve 6 yıl cezaevinde yattı.
19 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul’un Beykoz ilçesinde ise Şahinler grubunun lideri Sedat Şahin’in kardeşi Vedat Şahin çapraz ateşe tutularak öldürüldü. Bu olayın arkasında Sarallar grubu gösterildi. Bu saldırı ve sonrasında yaşanan olaylar nedeniyle Sarallar’ın o dönemki lideri Burhanettin Saral tutuklandı. Sedat Şahin, çıktığı bir duruşmada “Hedef bendim, kurşunlar beni ıskalayarak kardeşime geldi. Kardeşimi öldürdüler, barışı bozdular” dedi. Şahin, 2022’deki bu duruşmada tahliye edildi. Ancak Şahin hakkında başka suçtan yakalama kararı bulunduğu gerekçesiyle cezaevi çıkışı gözaltına alındı.
Ayrıca 2013-2017 yılları arasında ise Sarallar ile Şirinler grupları arasında da çıkan anlaşmazlıklar çatışmalara dönüştü. Şirinler’in lideri Kenan Şirin de bu süreçte öldürüldü.
“Demirören Ziraat’ten aldığı krediyi ödemedi” iddiası
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
2022’de 167 kişiye dava açıldı
Son yıllarda Sarallar grubuna peş peşe operasyonlar yapıldı. 2018’daki davanın ardından 2022’de de 167 kişi hakkında iddianame düzenlendi. İlyas Saral’ın yanı sıra örgüt yöneticisi olarak iş insanı Erdal Acar da sanık oldu. Davanın müştekileri arasında oyuncu Necati Şaşmaz, Erkan Petekkaya ve iş insanı Sinan Engin gibi ünlü isimler de yer aldı. Bu iddianamede, Erdal Acar’ın, başta kumarhane sektörü ve eğlence mekanları olmak üzere örgüte devamlılığı olan bir maddi getiri sağladığı, bununla birlikte ünlüler arasındaki anlaşmazlıklara müdahil olup çözmesinden dolayı sanığın örgütün isminin her alanda duyulmasını sağladığı öne sürüldü. Necati Şaşmaz’ın eski eşi Nagehan Kaşıkçı’nın babası Ahmet Kaşıkçı’nın, kızı boşanma aşamasındayken Şaşmaz üzerinde baskı kurması için Sarallar’ı devreye sokmaya çalıştığı da iddianameye yansıdı.
3 Mart’ta yapılan son duruşmada Erdal Acar’ın arasında bulunduğu 21 sanık tahliye edildi.
Soylu ile Aktaş arasındaki tartışma
Sarallar grubuna yapılan operasyonlar, bürokrasi içinde de tartışma yarattı. Gazeteci Tolga Şardan, Sarallar’a 2022’de yapılan “Tümör” operasyonunun ikinci ayağı sırasında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul Emniyet Müdür Zafer Aktaş arasında bilgi sızdırma tartışması yaşandığını yazdı. Habere göre, Süleyman Soylu, Zafer Aktaş’a operasyon öncesi neden kendisine bilgi verilmediğini sordu. Zafer Aktaş’ın ise Soylu’ya “size her söylediğimizde sızıntı oldu” yanıtını verdiği iddia edildi.
167 kişinin yargılandığı davanın son duruşması bugün (12 Haziran Pazartesi) görülecekti. Bu duruşma öncesi kırmızı bültenle aranan Alaattin İlyas Saral’ın Belçika’da yakalanması ve Türkiye’ye iade edilmek istediğini söylemesi ise dikkat çekti. Bu gelişmenin, Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı görevinden ayrılmasının ardından yaşandığı görüldü. Sarallar davasının bundan sonra nasıl ilerleyeceği ise önümüzdeki duruşmalarda netleşecek.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?