Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 35 kişinin yanarak hayatını kaybettiği Madımak Katliamı’na ilişkin görülen son dava, firari sanıklar Murat Sonkur, Murat Karataş ve Eren Ceylan hakkında Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Haklarında kırmızı bülten çıkarılan üç firari sanığın yurt dışında yaşadığı tahmin ediliyor. Ancak yıllardır firari sanıklar yakalanamadı. 2 Temmuz 2023 tarihinde ise Sivas Katliamı’nın üzerinden 30 yıl geçti.
Mahkemenin gündemi zamanaşımı
Davanın bir sonraki duruşması, 14 Eylül Perşembe günü görülecek. Bu duruşmada mahkemenin, 30 yıllık zamanaşımı süresi nedeniyle davayı düşürüp düşürmeyeceği netleşecek. Ancak davadaki müşteki avukatların, savcının olası bir zamanaşımı mütalaasına karşı süre isteyeceği öğrenildi.
Mahkeme, zamanaşımı kararı alırsa, Sivas Katliamı’na ilişkin süren son dava da kapanacak. Daha önce Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği zamanaşımı kararına karşı yapılan bireysel başvuruyu ise Anayasa Mahkemesi (AYM), 2014 yılından bu yana gündemine almadı.
Avukat Sarıhan: İnsanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olmaz
Sivas katliamı davasını başından beri takip eden Avukat Şenal Sarıhan, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olamayacağını kaydetti. İnsanlığa karşı suç kavramının 2005 yılında Türk hukuk sistemine girdiğini anımsatan Sarıhan, “Uluslararası sözleşmelerde de insanlığa karşı suç var. Sivas, Maraş ve Çorum’dan bu yana devam eden ve Alevi kimlikleri, inançları ve düşünceleri nedeniyle yapılmış sistemli bir saldırı var. Bu tipik bir insanlığa karşı suçtur. Bu sanıkların zamanaşımından yararlanmaması gerekiyor” dedi.
Sivas davasında ceza alan sanıkların dokuzunun yurt dışında olduğunu ve cezalarının infaz edilemediğini anımsatan Sarıhan, “Zaten bir avuç sanık içeride. Ancak içeride kaç kişi olduğunu da tam bilmiyoruz. Adalet Bakanlığı, bilgi edinme taleplerine yanıt vermiyor” dedi.
Bu görüşlerini dava sürecinde de dile getirdiklerini belirten Sarıhan, mahkemenin de kendileri gibi düşünmesini istedi.
Erdoğan’ın af kararına dava açılacak
Avukat Sarıhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sivas Katliamı hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç’ın ardından Hayrettin Gül’ün cezasını da kaldırmasına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanının kendi şahsına işlenmeyen bir suçta af yetkisini kullanmasının hukuka ve erkler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu belirten Sarıhan, Kılıç’ın cezasının kaldırılmasına ilişkin dava açtıklarını anımsattı. Şimdi Hayrettin Gül’ün cezasının affedilmesiyle ilgili belgeleri de Adalet Bakanlığı’ndan istediklerini belirten Sarıhan, “Adli Tıp raporu ve diğer belgeleri istedik. Belgeler geldikten sonra buna karşı da dava açacağız. Ben bu adamla ben aynı yaştayım. Ben de kocamadım. Bunun hukuka uymadığı inancındayız” ifadesini kullandı.
Sivas Katliamı’nda ne oldu?
1993 yılında Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenlikleri için arasında Aziz Nesin’in bulunduğu onlarca aydın ve yazar kente gelmişti. Ancak Sivas’ta yapılan kışkırtmalar sonrasında kent merkezinde toplanan kalabalıklar, buradan Madımak Oteli’ne yürümüştü. Kalabalık, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” şeklinde sloganlar atmıştı. 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nin yakılması sonucunda 2’si otel görevlisi, 33’ü aydın olmak üzere 35 kişi katledildi.
Sivas Katliamı’na yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Ancak yalnızca 200 kişi gözaltına alındı. Katliama ilişkin 124 kişi hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Katliam sanıklarının avukatlığını ise bugün AKP’de siyaset yapan birçok kişi üstlendi.
Cafer Erçakmak’ın arasında bulunduğu firari beş sanığın davası ise 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmedi. Dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıktı.