turkusanewspaper

Karşıyaka’da Cumhuriyet ve kadın konuşuldu

Karşıyaka’da Cumhuriyet ve kadın konuşuldu

Başkan Tugay: “Kadınların sosyal yaşamda daha aktif olmaları için çalışıyoruz”

Karşıyaka Belediyesi’nin düzenlediği ‘Cumhuriyetimizin 100 Yılında Kadın’

söyleşisinde aydınlanma devrimlerinin kadınlara kazandırdığı haklar

konuşuldu.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapılan etkinlikte günümüzde kadınların

sosyal yaşamdaki, iş hayatındaki ve siyasetteki varlıkları değerlendirildi.

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Atatürk’ten önce bu ülkede

kadınlar yoktu diyebiliriz. Evin içinde vardı, ama maalesef şöyle bir toplantı

ortamında yoktu, olamıyordu” diye konuştu.

Karşıyaka Belediyesi’nin Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

kapsamında düzenlediği ‘Cumhuriyetimizin 100 Yılında Kadın’ söyleşisi yoğun ilgiyle

gerçekleştirildi. Şair yazar Haluk Işık’ın moderatörlüğünü üstlendiği, Karşıyaka Belediye

Başkanı Dr. Cemil Tugay, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr.

Ayşe Yüksel ve gazeteci yazar Işıl Özgentürk’ün konuşmacı olduğu söyleşi, CHP Karşıyaka

İlçe Başkanı Levent Güçlü, ilçe yönetimi ve parti üyeleri, meclis üyeleri, muhtarlar, STK

temsilcileri ve Karşıyakalıların katılımıyla yapıldı.

Etkinlikte konuşan Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka’nın toplumsal cinsiyet

eşitliğinde iyi bir noktada olduğunu belirterek, “İnsani Gelişmişlik Vakfı’nın (İNGEV)

yaptığı değerlendirmelerde birinci veya ikinci sıralarda yer alıyoruz. Kendi yaşamımız

içinde de kadınların üzerinde baskı oluşturmayan, iş ve sosyal yaşamda aktif olmaları için

daha özgür ortamlar tanıyan bir kent olduğumuzu biliyoruz ve biz bunu daha da

güçlendirmek için çalışıyoruz. Karşıyaka Belediyesi olarak liyakat çerçevesinde pek çok

kadın bürokrata görevler verdik. Ancak bunu meclislerimizde göremiyoruz. Toplumun

yarısı kadınlardan oluşurken temsiliyet noktasında bu eşitliği göremiyoruz” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE KADINLAR CUMHURİYETLE BİRLİKTE VAR OLDULAR

“Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ülkenin kalkınması için mutlaka kadınların haklar ve

özgürlüklere sahip olması gerektiğini saptadığını ve bunu sağlayacak kanunlar yaptığını

hiçbir zaman unutmamak gerekir” diyen Tugay sözlerini şöyle sürdürdü; “Çünkü

Türkiye’de kadınlar kabul edelim ya da etmeyelim Cumhuriyetle birlikte toplumsal

hayatta var olmuşlardır. 1934 yılında biliyorsunuz kadınlara milletvekili olma hakkı

tanındı. 1935 yılında meclisimize ilk defa kadın milletvekilleri seçilerek girdi. Atatürk’ten

önce bu ülkede kadınlar yoktu diyebiliriz. Evin içinde vardı, ama maalesef şöyle bir 

toplantı ortamında yoktu, olamıyordu. Oradan bugüne gelirken önce tevhidi tedrisatla

1924’te kız ve erkek öğrencilerin bir arada okumasını sağlıyor, 1926’da medeni kanunla

kadınlara medeni haklarını vererek, sonra yerel seçimlerde ve Milletvekili seçimlerinde

haklarını tanıyarak kadınları medeni haklarıyla buluşturmuş Atatürk.”

“ERKEKLERİN YÜZDE 52’Sİ ‘KADINLAR ÇALIŞMASIN’ DİYOR”

Aradan geçen 100 yılda bir gelişim gösterilmesi gerektiğini söyleyen Tugay, “Geçtiğimiz

günlerde KALDER’in kongresine katıldım; yapılan konuşmaları dinledim. Sosyolog Prof.

Dr. Yılmaz Esmer bir konuşma yaptı ve orada bir veriden bahsetti. 2002’de Türkiye’de

yapılan kamuoyu araştırmasında erkeklere ‘Kadınlar çalışmalı mı?’ diye soruyorlar. Yüzde

52’si ‘Çalışmamalı’ diyor. Tam 20 yıl sonra aynı araştırmayı tekrar yapıyorlar şaşırtıcı bir

şekilde aynı sonucu buluyorlar. Yani bunun biraz incitici olduğunu, rahatsız edici

olduğunu biliyorum. Hiç olmazsa yüzde 1-2lik bir değişme beklersiniz. Atatürk gerçekten

çok zeki bir insan ve her şeye mantıkla bakıyor. Çok basitçe diyor ki; insanlar kadın ve

erkekten oluşan bir toplumdur. Bunlardan yarısına özgürlük verelim, teşvik edelim,

yükselsin diye uğraşalım. Diğerini zincirle bağlayalım. Bunlar birbirinden ayrılamayan iki

cins. Bu durumda nasıl toplum kalkınacak. Mümkün değil. Yarısına sen çalışma, üretme,

araba kullanma, elinden iş geliyor ama yapma, senin görevin çocuk doğur, yemek yap,

temizlik yap, erkeğe hizmet et. O kadar değerli, kapasiteli, o kadar başarılı kadınlar var

ki, hayranlık duyduğum üstün özellikleri olan kadınlar var. Kadınlara durun susun,

konuşmayın diyerek gelişemeyiz” ifadelerini kullandı.

“ATATÜRK’Ü İÇSELLEŞTİRMEK GEREKİR”

Çağdaşlık ve demokrasi kavramlarının çocuklara sürekli anlatılması gerektiğini belirten

Prof. Dr. Ayşe Yüksel, “Çağdaşlık, demokrasi, çağdaş kadın denilince bunların cevabı

eşittir Mustafa Kemal Atatürk ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’tir. Onun için Mustafa

Kemal Atatürk’ü okumak, içselleştirmek onun bıraktığı devrimlere sarılmak, yasaları

yaşatmak gerekir” dedi.

“AĞLAYARAK TEŞEKKÜR ETTİM”

Mustafa Kemal Atatürk’ün bir milletin kaderini değiştiren yıldız gibi bir dahi olduğunu

ifade eden Işıl Özgentürk, dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddetin var olduğunu

belirterek, “Türk kadınları son derece fedakar, cefakar ve cesurdurlar. Madenlere karşı,

doğa katliamına karşı kadınlar direniyor. Akbelen de dahil her yerde kadınlar var. Gidip

kahvede okey oynayacağına örgütlenip, yemeğini yapan, çocuğunu okula gönderen

sonra direniş çadırına gidenler yine kadınlar” dedi.

1979 yılında otobüsle çıktıkları yurtdışı gezisini anlatan Özgentürk, İran, Gürcistan,

Pakistan, Hindistan ve Nepal’i kapsayan gezide kadınlarla ilgili gördüklerinden çok

etkilendiğini belirterek, “Dönüşte sınır kapısında Atatürk’ün resmini gördüm ve ağlayarak

teşekkür ettim” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version