Bilgisayar ve tablet gibi cihazlar gün geçtikçe eğitim sisteminin önemli birer parçası haline geliyor. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, dünya çapında ilkokulların yüzde 46,7’sinde bilgisayar kullanılıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde ise bilgisayar kullanımının yaygınlık oranı yüzde 98.
Ancak bilim insanları dersliklerde bilgisayar veya tabletin kullanılmasının avantaj sağladığı konusunda aynı görüşleri paylaşmıyor. Offenbach Üniversitesi Medya Teorisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ralf Lankau “Tablet ve bilgisayar çocukları akıllı yapmıyor, aptallaştırıyor” görüşünü savunuyor. Lankau, 10 yaşına kadar olan çocuklara işaret ediyor.
Lankau, dijital teknolojilerin çocukların gelişimi üzerindeki tesirine yönelik kaygılarını ifade etmek için Almanya Eğitim ve Bilgi Topluluğu aracılığıyla imza kampanyası başlatan 40 bilim insanı arasında yer alıyor.
Söz konusu girişimle uzmanlar, 4-11 yaşındaki çocukların gittiği yuva ve okullarda dijitalleşme sürecinin ertelenmesini talep ediyor. DW’ye konuşan Lankau, “Burada söz konusu olan dijital teknolojilerin kullanılmasının yasaklanması değil, sadece dersin asıl amacının ne olduğunun hatırlanması” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kendimize şu soruyu sormalıyız: Öğrenmedeki asıl hedef ne ve bu hedefe ulaşmada analog ve dijital medyadan nasıl faydalanabiliriz? Ve soru şu olmamalı: Hangi yeni teknikler mevcut ve bunları okullarda nasıl kullanabiliriz?”
Dijital alandaki meslek eğitimini gözden geçirmeli mi?
Lankau ve aynı görüşü paylaşanların başlattığı imza kampanyası, Almanya’daki okullarda dijitalleşmede geri kalındığı eleştirilerinin arttığı bir döneme denk geldi. Buna rağmen Lankau ve kampanyaya katılan diğer bilim insanları, Eğitim Bakanlığından yuva ve okullarda teknolojinin kullanımını tekrar değerlendirmesini talep ediyor.
Lankau’ya göre Almanya’daki mevcut eğitim sistemi, bireysel öğrenmeye ve sosyal becerilerin eğitimdeki faydalarına yeterince odaklanmıyor.
Kıdemli uzman, “Eğitim kurumları, bireylerin kendi ilgi alanları ve eğilimlerine uygun şekilde nasıl gelişim sağlayabileceklerine ve aynı zamanda nasıl toplumsal yaşamın bir parçası olacaklarına odaklanmalı” diyor.
Ancak medya teorisyeni uzmana göre temel sorun, Almanya’daki okullarda 40 yıldan beri olup biteni bilgi teknolojileri ile iş dünyasını temsil eden kuruluşların belirlemesi. Lankau, iyi bir eğitim için personel veya medya tekniği açısından okullarda hangi ihtiyaçların olduğunun sorulması gerektiğine işaret ediyor.
Bilgisayar çocuğun gelişimini nasıl etkiliyor?
Prof. Lankau ve arkadaşlarının imza kampanyası çıkışı ve talepleri diğer araştırmacılar arasında çok da kabul görmedi. Yunanistan’daki Batı Attika Üniversitesi Küçük Çocukların Eğitimi ve Dijital Teknolojiler Bölümü uzmanlarından Maria Hatzigianni Lankau’nun değerlendirmelerini “teknik düşmanı bir eğilim” diye niteliyor. DW’ye konuşan Hatzigianni, “Bilgisayarlara yönelik benzer görüşler 1990’lardan beri var. Piyasaya her yeni teknoloji geldiğinde bazı insanlar paniğe kapılıyor. Sokrates’in bundan yaklaşık 2 bin 500 yıl önce dediği gibi, ‘Bir şeyleri yazmak bizi unutkan kılıyor” sözleriyle kendi görüşlerini anlatıyor.
Peki çocuklarda bilgisayar kullanımı ne kadar zararlı? Yoksa karşılaşılan bu tepki yetişkinlerin çocuklara “Ekrandan uzak dur” söyleminin yeni bir hali mi? Dile getirilen endişelerin bir temeli var mı?
Dijitalleşme üzerine hararetli tartışmalar
ABD’nin Kuzey Dakota Üniversitesi Siber Güvenlik Araştırmaları Merkezi Direktörü Prakash Ranganathan ise dijital teknolojilerin çocukların gelişimine etkileri konusundaki bilimsel bulguların birbirinden farklı olduğuna işaret ediyor.
Ranganathan, “Kognitif gelişime tesir ettiğine dair ipuçları var elimizde. Örneğin aşırı bilgisayar kullanımı nedeniyle oluşan konsantrasyon güçlüğü, eleştirel bakışı ve sorunları çözme yeteneğini engelleyebilecek bir pasif öğrenme deneyimine yol açabilir” diyor. Ancak Ranganathan’a göre, çocuklar üzerindeki bu etkilerin ne kadar kalıcı olduğu konusunda net bulgular yok.
Bazı araştırmalara göre aşırı bilgisayar kullanımı nedeniyle uzun süre oturulması sonucunda bedensel sağlık olumsuz etkileniyor ve bu da kilo artışına, uykusuzluğa ve anksiyete bozukluğuna yol açabiliyor.
Bu korkuların çoğu, internet ve sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerine ilişkin olarak genelleştirilen kaygılarla ilgili olsa da Ranganathan aradaki bağlantının anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Bilgisayar gelişimi destekleyebilir
Araştırmacı Ranganathan’a göre bilgisayar ve eğitim konusunda oldukça olumlu bilimsel tespitler de söz konusu. Hem Ranganathan hem de Atinalı araştırmacı Hatzigianni, dijital teknolojilerin okuma, yazma, hesap yapma, el becerileri ve görsel mekân hafızasını iyileştirdiğine dair araştırmaların bulunduğunu da hatırlatıyor.
Bazı araştırmalar, interaktif yani kullanıcının aktif katılabildiği dijital teknolojilerin çocukların dil öğrenimini, bir şeye odaklanıp üstesinden gelme yeteneğini ve hafızasını geliştirdiğini ortaya koyuyor.
Hatzigianni, “Robotik, kodlama, dil öğrenme, fonksiyonel heceleme ve matematik… Teknoloji bir alet çantası gibi, onun sayesinde bilgiye ulaşma imkânımız oluyor ve bize yaratıcılık kazandırabiliyor. Bu da metakognisyona yardımcı oluyor” diyor. Metakognisyon süreçleri ile düşünme, fikir oluşturma, bir konuda kendi bakış açısı geliştirme, dikkat ve yaratıcılık kastediliyor.
Eğitime çocukların katılımı
Yunan hükümetiyle ortak bir proje kapsamında, 4-6 yaş çocukları için bir öğrenme aplikasyonu geliştirdiklerini aktaran Hatzigianni öğrenme platformlarının iyileştirilmesi sürecine çocuklar, öğretmenler ve veliler katılırsa sonucun çok daha başarılı olacağını ifade ediyor.
“Doğru soru şu olmalı; öğrenmeyi ve dersi iyileştirmek ve bundan korkmamak için doğru teknolojileri nasıl kullanmalı?” diyen Hatzigianni, çocuklar ve eğitimcilerle birlikte çalışarak sağlıklı bir dijital dünya kurmanın mümkün olacağını belirtiyor.
Lankau ve görüşlerine destek veren Alman uzmanları çocukların düşüncelerini göz ardı ettikleri gerekçesiyle eleştiren Hatzigianni, “Söylediklerine göre amaçları çocuklara eleştirel düşünmeyi ve analiz yapma yeteneğini kazandırmak, ancak dijital eğitim yönündeki kararları çocukların elinden almak oldukça ironik. Çocukların aktif katılımına dair soruya hiç kafa yoruldu mu?” ifadelerini kullanıyor.