turkusanewspaper

İbrahim Kurtuluş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ABD’deki temsilciliğini kapatacağına dair bir yazı kaleme aldı

İbrahim Kurtuluş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ABD’deki temsilciliğini kapatacağına dair bir yazı kaleme aldı

Kurtuluş, (CHP) Cumhuriyet Halk Partisi’nin ABD’deki temsilcisi olarak görev yapan ancak giderek Türk-Amerikan topluluğundan kopan Yurter Özcan’ın yokluğudur dedi.

Türk Amerikan Toplum Aktivisti İbrahim Kurtuluş’un, kaleme aldığı yazısı:

CHP’nin ABD ve Sayın Yuter Özcan hakkındaki kararı:

Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin (Cumhuriyet Halk Partisi) ABD’deki temsilciliğini kapatacağına dair son duyuru, motivasyonları hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Bazıları bu hareketi ABD ile daha geniş bir normalleşmenin parçası olarak çerçevelendirse de, altta yatan gerçek çok daha endişe verici görünüyor. Buradaki gerçek sorun, CHP’nin ABD’deki temsilcisi olarak görev yapan ancak giderek Türk-Amerikan taban topluluğundan kopan Yurter Özcan’ın yokluğudur.

Sayın Özcan, Kore Savaşı’nda savaşmış bir Türk kahramanının torunu ve saygın bir figür olmasına rağmen, bir toplum liderinin beklentilerini karşılayamadı. Özellikle Türk-Amerikan etkinliklerinde ve toplantılarında yer almamış, CHP’yi ABD’de etkili bir şekilde temsil etmek için gerekli ilişkileri kurmayı başaramamıştır. Kendisine ulaşmak için yapılan sayısız çabaya rağmen -mesajlar, e-postalar ve diğer yollarla- ulaşılamaz durumda kalmış, hizmet etmesi gereken toplulukla ilgisiz görünmektedir.

Bu iletişim eksikliği kabul edilemezdir, özellikle de çok sayıda ABD kongre üyesi, yerel seçilmiş yetkili ve toplum lideri çok daha ulaşılabilir ve duyarlı olduğunda. Bir toplum temsilcisi sadece bir unvan değildir; insanlarla bağlantı kurma, diyaloğu teşvik etme ve tabanda en çok önem taşıyan konularda ortaya çıkma sorumluluğuyla birlikte gelir. Bu rol, dönen bir etki, her taraftan insanlara ulaşma yeteneği ve en önemlisi kapsayıcı bir şekilde liderlik etmeyi gerektirir.

Gerçek bir taban lideri, anlamlı bir etki yaratmak için yorulmadan, özveriyle ve sarsılmaz bir bağlılıkla çalışan kişidir. Mitinglerde bulunmalı, toplumun endişelerini dile getirmeli ve aynı fikirde olmayanlarla etkileşime girerek tüm taraflarla oturup konuşacak liderliği göstermelidir. Kalpleri kazanmak, sadece tek bir parti çizgisine bağlı kalmak değil, aynı zamanda bir toplumun çeşitli inançlarının karmaşıklığını benimsemek için halkla birlikte olmayı gerektirir.

Ne yazık ki, Sayın Özcan bu konuda büyük ölçüde yok oldu. ABD’nin uçsuz bucaksız manzarasında kaybolmuş gibi görünüyor, bölünmeleri aşmak ve CHP’ye destek oluşturmak için gerekli bağlantıları kurmayı başaramadı. Partinin, koridorun karşısına geçerek, anlamlı diyaloglara girerek ve tabanla yan yana çalışarak liderliği temsil eden bir temsilciye ihtiyacı var. Kalpler böyle kazanılır ve güven böyle inşa edilir.

İleriye bakıldığında, eski Büyükelçi Namık Tan gibi deneyimli isimlerin rehberliğinde CHP’nin halka gerçekten bağlı bir temsilci bulacağı umudu var. Uzaktan değil, orada bulunarak, çeşitli sesleri dinleyerek ve toplumu paylaşılan değerler ve tüm bakış açılarına saygı yoluyla birleştirerek liderlik edecek birine ihtiyacımız var.

Bu, CHP ve gelecekteki temsilcileri için bir ders olsun: Liderlik, uzaktan gözetimle ilgili değil, her adımda halkla birlikte olmakla ilgilidir. CHP ancak o zaman Türk-Amerikan toplumunda kalpleri kazanmayı ve zihinleri etkilemeyi umabilir.

İbrahim Kurtuluş Toplum Aktivisti

Exit mobile version