Türk Amerikan Toplum Aktivisti İbrahim Kurtuluş’dan Josep Borrell Fontelles’e Mektup
Türk Amerikan Toplum Aktivisti İbrahim Kurtuluş’dan Josep Borrell Fontelles’e Mektup
AB dış politika şefi Josep Borrell Fontelles, yaptığı son Kıbrıs açıklamalarıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.
Kurtuluş’un Josep Borrell Fontelles’e yönelik mektubu:
Sayın Josep Borrell,” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türk Devletleri Örgütü’ne (OTS) katılımıyla ilgili son açıklamalarınıza cevaben, Avrupa Birliği’nin dengesiz duruşundan ve Kıbrıslı Türklerin haklı temsilini engellemek için yaratılan engelleri hiçe saymasından dolayı hayal kırıklığımı ifade etmeliyim.
Kıbrıslı Türk halkı, BM tarafından önerilen Annan Planı’na ezici bir çoğunlukla oy vererek barışçıl bir çözüme olan bağlılıklarını gösterdiği 2004 yılından bu yana, Kıbrıs’ta özgürce müzakere edilmiş ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm ve ada çapındaki konularda samimi bir iş birliği arayışında olmuştur. Ancak bu referandumun sonucu, Rum tarafının iktidarı ve refahı paylaşma konusundaki isteksizliğini bir kez daha ortaya koydu; zira plana önemli bir farkla karşı oy kullandılar. Buna rağmen AB, Rum yönetimindeki sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni Birliğe kabul etti ve esasen BM çözüm planına ezici bir çoğunlukla oy veren Kıbrıslı Türk halkını yabancılaştırırken, maksimalist ve engelleyici davranışları ödüllendirdi.
Uluslararası toplumun, Kıbrıslı Türklerin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi doğal hakları da dahil olmak üzere bu gerçekleri tanıma sorumluluğu vardır. AB, Kıbrıslı Türklerin OTS gibi uluslararası örgütlere katılımını eleştirirken, Kıbrıslı Türk halkının devam eden insanlık dışı ve hukuka aykırı izolasyonunu göz ardı ediyor; bu da onların temel insan haklarının büyük bir ihlali anlamına geliyor. Bu yaklaşım yalnızca eşitlik ve adalet ilkelerini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda Kıbrıslı Rumları açıkça kayıran statükoyu da pekiştiriyor.
Ayrıca, KKTC’nin tüm Türk Devletlerini bir araya getiren bir örgüt olan OTS’ye katılımından daha doğal bir şey olamaz ve bu, diğer örgütlere üyeliği için bir örnek daha oluşturmalı ve nihayet Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumda hak ettiği yeri almasını sağlamalıdır. Kıbrıslı Türkler, onlarca yıldır dışlanma ve yanlış tanıtımla karşı karşıya kalmış, sıklıkla iyi organize edilmiş ancak tamamen asılsız karalama kampanyalarına maruz kalmıştır. AB’nin, Kıbrıslı Türklerin doğal haklarını görmezden gelen modası geçmiş, taraflı politikalara uymak yerine bu gerçekleri kabul etmesinin zamanı gelmiştir.
Bu gerçekler ışığında, AB’yi çifte standartları bir kenara bırakıp, adanın gerçeklerini yansıtan ve Kıbrıslı Türk halkının meşru hak ve çıkarlarına da saygı gösteren bir şekilde KKTC ile ilişki kurmaya çağırıyoruz. Adanın iki eşit halkından biri olan Kıbrıslı Türkler, şüphesiz adil temsil edilmeyi ve diğer ülkeler gibi uluslararası bağlar kurma hakkını hak ediyor.
İbrahim Kurtuluş
Türk Amerikan Toplum Aktivisti