İbrahim Kurtuluş, Washington Post’un Türkiye ve Gülen Hareketi Hakkındaki Makalesine Cevap Verdi

İbrahim Kurtuluş, Washington Post’un Türkiye ve Gülen Hareketi Hakkındaki Makalesine Cevap Verdi

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post’ta yayınlanan Türkiye ve Gülen Hareketi Hakkındaki Makalesine cevap verdi.

Toplum Aktivisti İbrahim Kurtuluş’un, Washington Post gazetesine yönelik kaleme aldığı yazı:

Öncelikle, Türkiye’nin resmi adı olan “Türkiye Cumhuriyeti”, egemenliğini ve ulusal kimliğini temsil ediyor. Ülkeden “Türkiye” olarak bahsetmek, bu ayrımı göz ardı ediyor; bu, göz ardı edilmemesi gereken diplomatik bir saygı meselesi.

9 Aralık 2024 tarihli “Türkiye, ABD, terörizm, savaş, sürgünler, baskı” başlıklı Washington Post makalesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve anayasal düzenini koruma çabalarını yanlış tanıtan tek taraflı bir anlatı sunuyor. Gülen Hareketi’nin (FETÖ) oluşturduğu iyi belgelenmiş tehditleri göz ardı ederek, makale Türkiye’nin demokrasisine yönelik varoluşsal bir tehdidi ele almak için aldığı önlemleri bağlamlaştırmayı başaramıyor. Bu yanıt, Gülen Hareketi’nin küresel ağının gerçeklerini, oluşturduğu tehlikeyi ve benzer zorluklarla karşı karşıya kalan herhangi bir egemen ulusun eylemleriyle uyumlu olan Türkiye’nin meşru karşı önlemlerini açıklığa kavuşturmayı amaçlıyor. Gülen Hareketi: Demokratik Değerlere Küresel Bir Tehdit Fethullah Gülen liderliğindeki Gülen Hareketi, eğitim ve dinler arası diyalog kisvesi altında gizli ve oldukça örgütlü bir ağ olarak faaliyet göstermektedir. Bu cephenin altında, devlet kurumlarına sızmayı, laik yönetimi baltalamayı ve yargı, kolluk kuvvetleri ve medya gibi kritik sektörler üzerinde kontrol kurmak için gücü pekiştirmeyi amaçlayan bir gündem yatmaktadır. Bu hareket, son otuz yıldır sistematik olarak Türk kurumlarına sızmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ni teokratik bir rejime dönüştürme uzun vadeli hedefini ilerletmek için “devlet içinde devlet” yaratmıştır; bu, İran’ın 1979 sonrası modeline benzerdir.

1999’dan kalma bir video, Gülen’in takipçilerine “varlığınızı kimse fark etmeden sistemin atardamarlarında hareket edin, tüm güç merkezlerine ulaşana kadar. Tüm devlet gücünü ele geçirene kadar beklemelisiniz.” talimatını verdiğini gösteriyor. Bu ürpertici ifade, Hareket’in gizli stratejisini ve radikal hırslarını vurguluyor.

2016 Darbe Girişimi: Türkiye’nin 11 Eylül Anı: 15 Temmuz 2016’da Gülen Hareketi, Türkiye’yi kaos ve kanlı bir geceye sürükleyen şiddetli bir darbe girişimi düzenledi. Türk vergi mükelleflerinin finanse ettiği silah ve teçhizatı kullanan ordu içindeki bir grup, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve tüm siyasi partilerden milletvekillerinin hazır bulunduğu 11 kez bombalanan Türkiye Parlamentosu da dahil olmak üzere hükümet kurumlarına koordineli saldırılar düzenledi. Darbe girişimi 251 masum sivilin ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına neden oldu.

Darbe sırasında, CNN Türk ve TRT gibi medya kuruluşları darbeciler tarafından basıldı ve bir haber spikerini silah zoruyla bildirilerini yayınlamaya zorladı. Tanklar İstanbul’daki önemli köprüleri kapattı ve F-16 savaş uçakları Ankara’daki sivil bölgeleri bombaladı. Amaç açıktı: demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirmek ve yerine Fethullah Gülen’e sadık bir rejim getirmek. Darbe başarılı olsaydı, Gülen, İran Devrimi’nden sonra Ayetullah Humeyni gibi, kendini ilan etmiş bir kurtarıcı olarak Türkiye’ye dönmeyi öngörüyordu.

Bu benzeri görülmemiş tehdit karşısında, Türkiye hükümeti düzeni sağlamak ve failleri sorumlu tutmak için olağanüstü hal de dahil olmak üzere önlemler uyguladı. Bu eylemler baskıcı değildi, ancak ulusal güvenliği, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü korumak için gerekliydi.

Gülen Hareketi’nin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Faaliyetleri

Gülen Hareketi’nin etkisi Türkiye’nin çok ötesine uzanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, mali suistimal, vize dolandırıcılığı ve vergi mükelleflerinin fonlarının kötüye kullanılmasıyla suçlanan bir sözleşmeli okullar ağı kurdu. Federal soruşturmalar, bu okulların kârları Hareket liderlerine aktardığı durumları ortaya çıkardı. Örneğin, 2014’te FBI’ın Illinois, Indiana ve Ohio’daki Gülen bağlantılı okullara yaptığı baskınlar yaygın mali suistimalleri ortaya çıkardı. Bu faaliyetler, Amerikan eğitim kaynaklarının sömürülmesi ve ABD kurumlarının bütünlüğü konusunda ciddi endişelere yol açıyor. Grup ayrıca Lise Yedek Subay Eğitim Kolordusu (JROTC) aracılığıyla ABD Ordusuna sızıyor.

Korgeneral Michael T. Flynn, Hareketin ABD’deki operasyonlarını uygun bir şekilde şöyle tanımladı: “Türkiye’nin bakış açısından, Washington Türkiye’nin Usame bin Ladin’ini barındırıyor.”

Bu benzetme, Gülen’in piyadelerinin ABD’de ikamet etmeye devam etmesine izin verilmesinin ve Türkiye’nin tüm piyadelerinin adalete teslim edilmek üzere iade edilmesini istemesinin ciddiyetini vurgulamaktadır. “Bir Şey Görürsen Söyle” ilkesi uyarınca, tüm tehditleri ciddiye almamız, uyanık kalmamız ve kararlı bir şekilde hareket etmemiz zorunludur. Kongre Üyesi Nicole Malliotakis’i bu grupla tüm bağlarını koparmaya ve Milletvekili Sam Pirozzolo’yu, grubun New York Eyaleti vergi fonlarını kara para aklama da dahil olmak üzere yasadışı finansal faaliyetler için kötüye kullandığı iddiasıyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatarak daha fazla eylemde bulunmaya çağırıyoruz.

Hareketin ABD’deki varlığı, Türkiye-ABD ittifakı için gerekli olan güveni ve iş birliğini baltalıyor.

Harekete Geçme Çağrısı: Demokratik Değerleri Koruma

Gülen Hareketi’nin eylemleri yalnızca Türkiye için değil, aynı zamanda dünya çapındaki demokratik kurumlar için de bir tehdit oluşturmaktadır. Eski FBI tercümanı Sibel Edmonds, Eski CIA Clare Lopaz

https://www.youtube.com/watch?v=jvdGKIpWXKY&t=17s ,

Eski ABD Kongre Üyesi Denny Rehberg, Abraham R. Wagner, General Wesley Clark, İç Güvenlik Muhabiri David Spauling, 2;07-cv-02148-sd numaralı davada 47/4 numaralı belge 10/4/2006’da dolduruldu, 7. sayfada Gülen’in: “teröristlerle veya başka kişilerle teması oldu”, eski ABD büyükelçisi James Jeffrey, Türkiye’ye “Gülen’in şeffaflıktan yoksun olması, onun güdüleri hakkında şüphe yaratıyor ve ileride ne olacağı konusunda şüphelere yol açıyor”

Eski İsveç Başbakanı Carl Bildt, Gülen’in Türkiye’deki darbe girişiminin arkasında olduğuna şüphe yok ve Michael Doran, Eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi ve George W. Bush yönetimi döneminde ABD Savunma Bakanlığı’nda kamu diplomasisi için yardımcı sekreter yardımcısı “ABD ‘Gülen’i Türkiye’ye iade etmek için mümkün olan her şeyi yapmalı’.” ve diğer güvenilir kaynaklar Hareket’in gündemini ilerletmek için zorlama, şantaj ve propaganda kullanımını ayrıntılı olarak açıkladı. Scientology Kilisesi’ne benzer gizli bir tarikata benzetildi, radikal niyetlerini dinler arası diyalog ve bir arada yaşama kisvesi altında gizledi. Grup, şeffaf olmayan bir tarikat hareketidir.

Türkiye, NATO’nun sadık bir müttefiki oldu, IŞİD ile mücadelede, Suriye mülteci krizini yöneterek Rusya ve İran’ı Suriye’den iterek ve bölgesel istikrarı teşvik ederek önemli bir rol oynadı. Gülen Hareketi’ne karşı mücadelesinde Türkiye’yi desteklemek, şimdi onun piyadeleri olarak, bu çabaları korumak ve demokrasi ve güvenliğin ortak değerlerini desteklemek için kritik öneme sahiptir. Amerika Birleşik Devletleri ulusal güvenliğini korumak için PATRIOT Yasası’nı uyguladığı gibi, Türkiye de egemenliğini ve anayasal düzenini korumak için kararlı bir şekilde hareket etti.

Sonuç: 

Washington Post’un Türkiye’nin Gülen Hareketi’ne karşı aldığı önlemleri “baskıcı” olarak tasvir etmesi, bu radikal İran tipi ağın oluşturduğu tehdidin büyüklüğünü göz ardı ediyor. Türkiye’nin eylemlerinin, bu ölçekte bir iç tehdit ile karşı karşıya kalan herhangi bir demokratik ulusu yönlendiren aynı ilkelere dayandığını kabul etmek zorunludur.

Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye bu zorluğun üstesinden gelmek için birlikte çalışmalıdır. Amerikan vergi mükellefleri ve politikacılar, Hareket’in ABD içindeki faaliyetlerini incelemeli ve kamu kaynaklarının sömürülmesini önlemek için adımlar atmalıdır. ABD ve Türkiye, karşılıklı anlayış ve iş birliğini teşvik ederek ittifaklarını güçlendirebilir ve demokratik değerlerine ve ulusal güvenliklerine yönelik ortak tehditlere karşı koyabilir.

İbrahim Kurtuluş 

Toplum Aktivisti