Libya yargısı: Hafter ve Kaddafi’nin adaylıkları durdurulsun

Libya’da Hafter ve Seyfülislam Kaddafi’nin adaylıklarına ait tartışmalar devam ediyor.

Libya Askeri Başsavcısı Mesud Erhume Miftah, Yüksek Seçim Komitesi’nden, 24 Aralık seçimleri için ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin önderi Hafter ile devrik önder Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin adaylık süreçlerinin durdurulmasını talep etti.

YARGI, HAFTER VE KADDAFİ’NİN ADAYLIKLARINA KARŞI ÇIKTI

Libya basınında yer alan haberlere nazaran, Başsavcı Miftah, Yüksek Seçim Komitesi Lideri Imad es-Sayıh’a bahse ait resmi yazı gönderdi.

Yazıda Hafter ve Seyfülislam Kaddafi’ye isnat edilen çeşitli cinayet ve savaş kabahatlerine yer verildi.

“ADAYLIK SÜREÇLERİ DURDURULSUN”

SEÇİM VE ADAYLIK TARTIŞMALARI

Libya’nın devrik başkanı Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, başkanlık seçimleri için 14 Kasım’da adaylık müracaatında bulunmuştu.

Memleketler arası Ceza Mahkemesi tarafından insanlığa karşı cürüm işlemekten aranan ve Libya Askeri Başsavcılığının hakkında “cinayet” ve “paralı asker kullanma” suçlamasıyla yakalama kararı verdiği Seyfülislam Kaddafi, 2011’de babasının devrilmesinden bu yana birinci defa ortaya çıkarak ülkenin güneyinde yer alan Sebha kentindeki seçim merkezine şahsen gitmişti.

Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin başkanı Hafter de 16 Kasım’da başkanlık seçimleri için aday olduğunu açıklamıştı.

MÜRACAATLAR SONUNCU KABUL MANASINA GELMİYOR

Başşehir Trablus’a 2019’da başlattığı taarruzlar sırasında savaş hatası işlemek ve çeşitli insan hakları ihlallerinde bulunmakla itham edilen Hafter, lider adaylığını, kendisine yakın mahallî bir televizyonda yayınlanan imajlı iletisiyle duyurmuştu.

Libya Askeri Başsavcılığı müracaatların akabinde Yüksek Seçim Kurulundan, Hafter ve Seyfülislam Kaddafi’ye isnat edilen cürümler hakkında soruşturma tamamlanana kadar başkanlık seçimleriyle ilgili adaylık süreçlerinin durdurulmasını talep etmişti.

Libya Yüksek Seçim Komitesi ise başkanlık ve parlamento seçimleri için sunulan adaylık müracaatlarının “adayların son kabulü manasına gelmediğini” duyurmuştu.