Bir toplumu yükselten güç düşünce özgürlüğü
Her çağın en büyük mücadelelerinden biri, insanların özgürce düşünebilmesi ve düşündüklerini ifade edebilmesi olmuştur. Tarih boyunca bu özgürlük için savaşlar verildi, devrimler yapıldı, fikir insanları baskıya uğradı.
Peki, neden?
Düşünce özgürlüğü, sadece bireylerin iç dünyalarında saklı kalan bir lüks değil, toplumsal ilerlemenin, bilimsel gelişmenin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur da ondan.
Bugün dünyaya yön veren en gelişmiş ülkeler, bireylerine düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı tanıyan ülkelerdir. Bunun bir tesadüf olduğunu kim iddia edebilir? Demokrasi, hukuk devleti ve bilimsel ilerleme, ancak özgür düşüncenin teşvik edildiği toplumlarda gelişebilir.
Galileo Galilei’nin Engizisyon tarafından yargılanması, bilimsel düşüncenin engellenmesinin nasıl bir felakete yol açabileceğini gösteren tarihi bir ders olarak hafızalarda duruyor. Eğer Galileo’nun fikirleri özgürce tartışılsaydı, belki de bilimsel devrim daha erken başlayacak, insanlık daha hızlı ilerleyecekti. Bugün bilim ve teknoloji alanında lider konumda olan ülkeler, eleştiriye açık olmayı öğrenmiş, özgür akademik tartışmaların önünü açmış ülkelerdir.
Gelelim Türkiye’ye.
Ülkemizde sıkça duyduğumuz bir söylem var: “Düşünce özgürlüğü, ülkenin temellerine dinamit koymaktır.” Oysa gerçek tam tersidir. Bir ülkede farklı fikirler özgürce tartışılabiliyorsa, o ülke güçlenir, köklenir ve büyür. Yasaklarla, baskılarla, tek sesli bir toplum yaratmaya çalışmak, ülkeyi güçlü kılmaz; aksine, zayıflatır.
Baskı, karşıt düşünceleri yok etmez; onları yer altına iter ve daha radikal hale getirir. Özgürlük ise tam tersine, toplumsal huzurun garantisidir. İnsanların birbirlerini anlamalarını, empati yapmalarını sağlar. Birbirinden farklı görüşlerin tartışılabildiği bir toplumda, önyargılar azalır ve demokrasi güçlenir.
El Hak… Düşünce özgürlüğü insanın varoluşunun bir parçasıdır. İnsanın aklı, ancak sorgulayarak ve özgürce düşünebildiğinde anlam kazanır. Ünlü filozof Immanuel Kant, “Aydınlanma, insanın kendi aklını kullanma cesareti göstermesidir” der. Özgür düşünce olmadan, aydınlanma da olmaz, ilerleme de.
Bilimsel açıdan da düşünce özgürlüğü hayati önem taşır. Bilim, eleştirel düşünce üzerine kuruludur. Eğer bilim insanları yeni teorileri test etmekten, farklı bakış açıları sunmaktan korkarsa, bilim ilerleyemez. Bugün tıptan yapay zekaya kadar her alanda devrim niteliğinde keşiflerin yapılmasının temelinde, düşünce özgürlüğü yatmaktadır. Bunu en iyi gösteren örneklerden biri, Albert Einstein’ın görelilik teorisidir.
Bir ülkede düşünceler serbestçe ifade edilebiliyorsa, orada huzur, refah ve ilerleme vardır. Korkmak yerine, özgürlükten yana olmak gerekir. Yasaklarla, baskılarla hiçbir toplum gelişemez. Eğer bir düşünce gerçekten yanlışsa, o düşüncenin hatalı olduğu açık bir tartışma ortamında ortaya konabilir. Yasaklamak yerine, yanlış olanı doğru argümanlarla çürütmek gerekir.
Gelişmek istiyorsak düşünceyi serbest bırakmalıyız. Çünkü ancak özgür düşünen bireyler, yeni fikirler üretebilir, sorunlara çözüm getirebilir ve daha güçlü bir toplum inşa edebilir.
- Bir toplumu yükselten güç düşünce özgürlüğü - 17 Şubat 2025