Vergi affı, hükümetin elini rahatlatır mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan vergi affı paketi, hükümetin seçim öncesi kaynak ihtiyacını giderebilir. Uzmanlara göre, paketin genişletilmesiyle Hazine’ye 300 milyar TL’lik ek gelir yaratmak mümkün.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vergi affına ilişkin paketi kabine toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Pakette, kamu alacakları kapsamındaki vergilere 36 aya varan taksitlendirme imkanı getirilirken, vergi cezaları ise silinecek.
Vergi affı paketini DW Türkçe’ye değerlendiren vergi uzmanları ve ekonomistler, söz konusu düzenlemenin bütçeye 300 milyar TL’ye varan bir ek gelir getirebileceği görüşünde. Öte yandan bu tür vergi aflarının vergisini zamanında ödeyenlerde bir haksızlık duygusu yarattığına da işaret eden uzmanlar, Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi nedeni ile ortalama her 1,5 yılda bir bu tür paketlere ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyorlar.
Pakette neler olacak?
Şubat sonunda yasalaşması beklenen paket kapsamında, vergi dairelerine 31 Aralık 2022’den önce 2 bin lirayı aşmayan borcu olan vatandaşların cezaları tahsil edilmeyecek. Yükseköğrenim kredi borcu yeniden yapılandırılarak taksitle ödenebilecek. Kamu alacaklarına ilişkin olarak vatandaşların ve şirketlerin vergi ve prim yükümlülükleri başta olmak üzere tüm borçlarının cezaları kaldırılacak. Sürücülerin alkol, uyuşturucu, ölümlü ve yaralamalı kaza, drift ve aday sürücülük halleri dışındaki ihlallerden kaynaklanan ceza puanları silinecek. Yaklaşık 2,5 milyon sürücünün ceza puanı silinecek ve bu sebeple geri alınan 10 bine yakın ehliyetin iadesi sağlanacak.
“Tahsil edilemeyen vergi 582 milyar TL”
DW Türkçe’ye konuşan vergi uzmanı Dr. Nedim Türkmen, Erdoğan’ın açıkladığı son vergi affı düzenlemesinin 2021 Haziran ayında çıkarılan ve 30 Nisan 2021 tarihine kadar olan bütün vergi borçlarını yapılandıran 7326 sayılı kanunla büyük ölçüde benzerlikler taşıdığını belirtiyor.
Türkmen, dün açıklanan pakette farklı olarak 2 bin TL’nin altındaki borçların silinmesi uygulamasının yeni olduğuna işaret ediyor. Devletin 31 Aralık 2022 itibarıyla tahsil edilemeyen vergi gelirlerinin toplamının 582 milyar TL olduğunu kaydeden Türkmen, ayrıca devletin 120 milyar TL de sigorta alacağı bulunduğunu ifade ediyor.
“Hükümet kasaya 300 milyar TL koyabilir”
Bundan önceki vergi borcu aflarının ve yapılandırmalarının tamamen amacına ulaştığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Nedim Türkmen, “Borç yapılandırmalarında devletin tahsilatı yüzde 2 ila yüzde 10 arasında gerçekleşiyor. Yani 100 milyar TL borç yapılandırınca en fazla 10 milyar TL’sini tahsil edebiliyor” şeklinde konuşuyor.
Buna karşın son dönemde sözleşmelilerin kadroya alınması, 3 bin 600 ek gösterge ve EYT gibi bütçeye yük getiren pek çok düzenleme yapıldığını hatırlatan Dr. Türkmen, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Son pakette özellikle stok affı, kasa affı, matrah artırımının yanı sıra imar affı da gündeme gelecek. Tüm bunlarla birlikte enflasyon nedeni ile rakamlar da yükseldiği için, hükümet bu vergi paketinin biraz daha kapsamını genişleterek Hazine’ye yaklaşık 300 milyar TL para koyabilir. Bununla da örneğin ertelenen 320 milyar TL’lik doğalgaz borcunu kapatabilir.”
Son yedi yıldaki altıncı düzenleme
DW Türkçe’ye konuşan E&Y Türkiye Vergi Direktörü Fatih Köprü ise 2016 yılından itibaren vergilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin beş farklı yasa çıktığına işaret ederek, “Bu son düzenleme son yedi yıldaki altıncı vergi düzenlemesi oldu” diyor.
Vergi affı denilince genelde ana paranın silineceği gibi bir algı oluştuğunu ifade eden Köprü, “Aslında affa tabi olan şey vergi yükümlülüğü değil, gecikme faizi veya cezalardır. Bugüne kadar vergi yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir düzenleme yapılmadı. Bu son pakette de yapılmaz diye düşünüyorum” diye konuşuyor.
Vergisini zamanında ödeyen mükelleflerin mağduriyetini gidermek için son yıllarda yüzde 5’lik indirim uygulandığını da hatırlatan Köprü, “Ancak bu uygulamanın çok tatmin edici olduğunu söylemek güç. Bu kadar sık vergi affı uygulanması normal bir durum değil” diyor.
“Vergi afları rutin uygulamaya döndü”
Türkiye’de ilk vergi affının çıkarıldığı 1924 yılından bu yana geçen 99 yılda 50’yi aşkın vergi affı ve yapılandırmasına ilişkin düzenleme yapıldı. Son 20 yıllık AKP iktidarında ise yaklaşık 1,5 yılda bir vergi affına ilişkin yasa çıkarıldı.
Bu dönemde gerek vatandaşlar gerekse şirketler ‘nasılsa af çıkacak’ beklentisi ile vergi yükümlülüklerini ötelemeye başladı. Nedim Türkmen’e göre, Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi nedeniyle vergi aflarının rutin bir uygulama haline gelmiş durumda.
“Türkiye’nin gelir vergisi sistemi yok”
Özellikle son 18 aydır kredi kaynaklarına ulaşmakta zorlanan küçük işletmelerin Katma Değer Vergisi’ni (KDV) Vergi Dairesi’ne yatırmak yerine, ‘işletme kredisi’ olarak kullandığını vurgulayan Türkmen, şunları söylüyor:
“Vergi borçları biraz da bu yüzden bu kadar birikti. Türkiye’de bile bile lades yapılıyor. Adaletsiz dolaylı vergilerle vatandaşın tüketiminden alabildiğiniz kadar vergi alıp, gelir ve kurumlar vergisi almıyorsunuz, parayı takip etmiyorsunuz. Açıkçası Türkiye’nin bir gelir vergisi sistemi yok. O yüzden artık neredeyse iki yılda bir otomatiğe bağlanan af düzenlemeleri oluyor. Devlet bu sayede toplayamadığı verginin bir kısmını toplayabiliyor.”