Emiliano Viviano’dan Atatürk Olimpiyat Stadı ve Fatih Terim sözleri

İşte o açıklamalar…

“Kalabildiğim kadar kalmak istiyorum”

Karagümrük forması giymekten ötürü son derece keyifli olduğunu söz ederek kelamlarına başlayan Emiliano Viviano, “Kendi adıma burada olmaktan ötürü ve Karagümrük forması giymekten ötürü çok memnunum. Lider Süleyman Hurma’yla, Serkan Hurma’yla ve Sportif Yönetici Murat Akın’la çok güzel bir bağım var. Aile ortamımız var. Muvaffakiyet da buradan geliyor diyebilirim. Devamını getirmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ligde tahminen beklediğimiz altında kaldık lakin daha güzelini yapacağız. Bir grup zorluklar da peşimizi bırakmadı. Lakin dönem sonuna kadar puan durumunda daha üste çıkacağız. Genel olarak hislerim müspet. Burada kalabildiğim kadar kalmak isterim. Kupada birinci sefer çeyrek final yakaladık. Kupa çok büyük bir amaç ve büyük bir konsantrasyon koyduk. Orada da sonuna kadar gidip en güzelini yapmak istiyoruz” diye konuştu.

“İzlanda’da bu kadar üşümedim”
Konyaspor ile oynanan ve 5-4 kazanılan Ziraat Türkiye Kupası müsabakasında, soğuktan titrediği imgeler hatırlatılan Emiliano Viviano, bu anlarda taraftarların kendisine verdiği dayanaktan ötürü keyifli olduğunu söyleyerek “Taraftarlarla ortamızda benim ve grubun çok büyük ve hoş bir bağ var. Son maçta beni daha fazla desteklediler zira saha kuralları sahiden zordu. İkinci yarıda ismime tezahüratlar yapıldığını duydum. Uzatma dakikalarında da takviye verdiler. Bu durum benim için çok hoş bir şey. Güçlü ve garip bir maçı geride bıraktık. 5-4 kazandık lakin bu maçı hava kurallarıyla kıymetlendirmek gerekiyordu. Çok enteresan bir durum oldu. Üşüdüğüm vakitler daha evvel de olmuştu. İzlanda’da, Estonya’da ve Faroe Adaları’nda da üşüdüğüm vakitler olmuştu lakin Konya maçı çok farklıydı, hakikaten çok üşüdük. Lakin taraftarlar da sağ olsun zira ellerinden geldiği kadar bizi maçın içinde tuttular” açıklamasını yaptı.

“Fatih Terim’le buluşup bir şeyler içmek isterim”
Galatasaray’dan ayrılan Teknik Yönetici Fatih Terim’in kendisi için çok özel bir karakter olduğunu hatırlatan Viviano, “Fiorentina özelinde kıymetlendirecek olursak, o devirde yabancı bir teknik adamın olması çok farklıydı. Bilhassa İtalya’da yabancı bir teknik yöneticinin bir kadronun başında olması alışıldık bir durum değildi. Fatih Terim çok büyük bir güçle grubun başına gelmişti ve Fiorentina’da ve Milan’da hoş izler bıraktı. Lakin bıraktığı izlerin en büyüğünü Türkiye’de bırakmıştır. Türkiye’de tahminen de futbolla ilgilenen herkesin parmakla gösterdiği ve ‘En başarılı teknik adam’ dediği kişidir. Çok sevdiğim bir insan Fatih Terim. Fakat futbolda bazen bu türlü şeyler olabiliyor. Her berbat gidiş hocanın yanlışıdır diyemeyiz. Gruba bazen şok vermek gerekebiliyor. Kulübün o denli bir tasarrufu olmuş olabilir. Çok paha verdiği, çok sevdiğim ve çok hürmet duyduğum birisi Fatih hoca. Ayrılmasını beklemiyordum lakin umarım yakın vakitte toplumsal hayatımda kendisiyle denk geliriz ve bir şeyler içip sohbet edebiliriz” dedi. Kadrodan ayrılan ve Kayserispor’a transfer olan Bertolacci’yle de daima görüştüğünün altını çizen deneyimli kaleci, “Bertolacci’yle günde 3 defa konuşuyoruz. 3. oğlum diyebilirim. Kayseri’den İstanbul’a gelmişti ve bir aradaydık. Âlâ bir gruba gitti ve yeterli bir ortamları olduğunu söylüyor. Bertolacci hepimizin bildiği üzere uygun bir oyuncu. Onun için en uygununu diliyorum ancak Karagümrük maçları hariç. Bize karşı kaybetsinler lakin başka maçları kazansınlar” diyerek devam etti.

“Uğurcan kesinlikle Avrupa’ya gitmeli”
Türkiye’de Uğurcan Çakır, Altay ve Ersin’i çok beğendiğini lakin Uğurcan’ı başka değerlendirdiğini söyleyen Viviano, “Uğurcan’ı Türkiye’deki kaleciler ortasında farklı bir yere koyuyorum. Sistemli oynayıp art geriye âlâ performanslar gösteriyor. Çok potansiyelli, çok yeterli bir kaleci ancak kesinlikle Avrupa’ya gidip kendisini o liglerde, en yüksek düzeylerdeki liglerde kaleci ve oyuncularla rekabet içerisine sokması gerekiyor. Kendi konfor alanından çıkmasını ve zoru seçmesini kendisine tavsiye ederim. Trabzonspor’da değerli bir figür ve ulusal grubun değişmez kalecisi. Lakin kesinlikle Avrupa’ya gitmesini tavsiye ederim” dedi. Ersin ve Altay’ın da çok kıymetli isimler olduğunu söyleyen İtalyan file bekçisi, “Ersin ve Altay çok güzel kaleciler. Birisi Beşiktaş’ın başkası Fenerbahçe’nin kalecisi. Çok güzel kaleciler. Fakat bu durum bir süreç işi. Bir anda şu kaleci şu noktaya geldi diyebilmemiz için bir müddetin geçmesi lazım. Bunu dönemlere yaymamız lazım. İstikrarlı bir süreç geçirmeleri gerekiyor. İkisi de çok yeterli gidiyorlar, uygun bir rekabet içindeler, uygun bir meydan okuma içindeler. Genç kaleciler için büyük grup kalesini korumak zordur. Ancak en âlâ halde yapacaklarına inancım tam. Galatasaray’da Muslera, benim üzere yaşlı olduğu için artık bir Türk kaleci arayışı olabilir. Bunu da bu biçimde gözlemleyebiliriz. İtalya, kaleci yetiştirme konusunda bir kültüre sahip. Rekabet çok fazladır ve çok uygun eğitmenler vardır. Ben Sampdoria’dayken, Arjantin Ulusal Kadrosu kalecisi Romero’yla rekabet halindeydik. Fiorentina’dayken Barcelona kalecisi Neto ile rekabet içindeydim. Bu durum dünyanın her yerinde var. Değerli olan kalecilerin hangi ülkelerden geldiği değil, nasıl bir performans ortaya koyduğudur” diye konuştu. Viviano, Türk olsaydı ulusal grup kalesi için nasıl bir rekabet olurdu sorusuna ise “Şu anda yaşımdan ötürü benim adıma sıkıntı bir durum, o yüzden birinci isim Uğurcan diyorum. Birkaç yıl evvel olsaydı, düzgün bir rekabet olurdu. Lakin nitekim çok sevdiğim bir oyuncu Uğurcan” diyerek kelamlarına devam etti.

“Volkan hocanın bağlantısı çok iyi”
Volkan Demirel’in üst seviyede uzun müddet kalecilik yapmasının kendisi açısından bir artısı olup olmadığı hakkında da konuşan Viviano, “Bundan evvelki hocalarımdan Zenga eski bir kaleci, Farioli de kaleci antrenörlüğü yapmış bir insandı. Mesleklerinde bunları yapmış beşerlerle hoca olarak buluşmak çok hoş bir şey. Volkan hoca özelinde konuşacak olursak, gücü çok yüksek ve geldiği birinci günden bu yana ekiple çok uygun bir ilgi kurdu. Kadroya yaklaşımı, oyuncuyu anlaması, oyuncunun beklentisinin ne olduğunu bilmesi, bunun için elinden geleni yapması bende ve grupta çok büyük bir olumlu tesir oluşturuyor. Oyuncuya nasıl davranacağını çok güzel ayarlayan bir insan. Daha evvel Farioli’yle de birbirimizi çok güzel anlardık, Volkan hocayla da birebir durum kelam konusu. Kendisi 20 yılın üzerinde en üst düzeyde oynamış bir isim. O yüzden oyuncuyla irtibatı ve davranışı nasıl ayarlaması gerektiğini çok yeterli biliyor. Bu dönem bir kadro düşüncelerimiz oldu. Bilhassa sakatlıklar konusunda dert yaşadık. Fakat artık bunları geride bırakıp, ligin sonuna hakikat elimizden gelenin en uygununu yaparak en yüksek puana ulaşmaya çalışacağız” tabirlerini kullandı.

“Fiorentina taraftarı olarak öleceğim”
Taraftarlardan gelen soruları da yanıtlayan Viviano, bir taraftarın “Fiorentina paylaşımları yapıyorsun. Türkiye Kupası’nı kazanıp Avrupa’da Fiorentina ile karşılaşırsak ne hissedersin” sorusuna ise “Ben Fiorentina’da çok uzun vakit oynamadım, yalnızca 1 sene oynadım. Lakin doğduğum yer orası, büyüdüğüm kent ve doğal olarak Fiorentina taraftarı olarak büyüdüm ve bu halde öleceğim. Bu durum diğer bir bağ. Ben Fiorentina ile ilgili paylaşımlar yapmıyorum. Çok fazla toplumsal medya kullanan birisi de değilim. Lakin Fiorentina’da doğup büyümüş birisi olarak Fiorentina’ya yakınlık hissettiğimi saklayamam. Fakat profesyonel olarak bakarsak, ben yalnızca Fiorentina’ya karşı değil bütün ekiplere karşı kazanmak isterim. İtalya’da bir laf vardır; anneni ve tuttuğun ekibi değiştiremezsin. Bunu dışında her şeyi değiştirebilirsin. Kızımın ismi Viola ve manası da ‘Mor’ demek. Fiorentina’nın renkleri mor olduğu için, kızımın ismini bu formda koydum” karşılığını verdi.

“Beraber menemen yiyelim”
Viviano tekrar taraftarlardan gelen “Türk vatandaşlığını düşünüp bizimle tıpkı mahallede oturur mu ve bizimle birlikte menemen yer mi?” sorusuna da samimi bir karşılık verdi. Taraftarlara Türkçe olarak “Beraber menemen yiyelim” iletisi gönderen Viviano, “Fatih çok sevdiğim bir yer. Karagümrük’te idman yaparken o atmosferi ve mahalleyi görmek çok hoş. Fakat İstanbul zati çok sıkışık bir yer ve Fatih’te bu durum biraz daha fazla hissedilebiliyor. O kadar sıkışıklığın içinde yaşamayı çok fazla tercih etmeyebilirim. Biraz daha İstanbul Boğazı’nı görebileceğim yerlere kaçmaya çalışıyorum. Menemen konusunda ise ne vakit isterlerse o vakit menemen yiyebiliriz. Türk tatlarını her vakit deneyimliyorum. Türk vatandaşı olmak konusu benim çok da kolay ele alabileceğim bir bahis değil. Bu yalnızca Türk vatandaşlığı, İtalyan, İspanyol vatandaşlığı için de geçerli. Bunu evvel hissetmek, sonra o ülkenin tarihini, verdiği savaşları, koşullarını, geçmişte o ülke için neler yapıldığını ve o ülkenin nasıl bu duruma geldiğini anlamak gerektiğini düşünüyorum. Yalnızca spordan geçiş yapma konusu hürmet duyduğum ancak benimsediğim bir durum değil. Ben bir İtalyan’ım ve gurur duyduğum bir ülkem var. Burası da Türklerin gurur duyduğu topraklar. O yüzden çok fazla bu bahis hakkında yorumda bulunmak istemem” diyerek kelamlarını tamamladı. Viviano, röportajın akabinde, Konyaspor maçında üşümesine vurgu yapmak için, kalenin içinde sobayla poz verdi ve “Bundan sonra maçlarda soba kullanmanın yeterli olacağını söz etti.