“Torrent ve ekibi belli ki bu ligi fazla hafife aldılar”

1-  Yediden yetmişe tüm Fenerbahçeliler Arda Güler’i konuşuyor… a-) Arda bu kadar konuşulmayı hak ediyor mu? Geçmişteki örneklerinin ışığında Arda’ya ve Fenerbahçe idaresine ne tavsiye edersiniz? b-) Slavia Prag maçında Fener’in bahtını nasıl görüyorsunuz?

MEHMET ARSLAN: BiR ANDA UMUT IŞIĞI OLDU

Fenerbahçe’nin tam da muhtaçlığı olduğu anda ortaya çıkıveren bir umut ışığı Arda. Zorunluluktan değil tercih edildiği için oynayan bir genç. Tavsiye edeceğim tek şey çok çalışması gerektiğinin şuuruna varması. Bazen krizi fırsata çevirirsiniz. Artık o denli bir bahtı var F.Bahçe’nin, Arda ve Arda üzere oyunculara yüzünü dönmesi gerekiyor. Slavia Prag maçına gelince.. O hesap kapanmadı daha. F.Bahçe’nin talihi sanıldığından daha yüksek.

UĞUR MELEKE: YALNIZCA iŞiNE ODAKLANSIN

Dünyanın hangi liginde olursa olsun 16 yaşını doldurmadan üst ligde bu kadar olgun oynayan bir çocuk bu kadar konuşulurdu. Pedri 18 yaşında Euro 2020 takımına seçildi. Bugün yalnızca tüm Brezilya değil, tüm Dünya Endrick’i konuşuyor. Konuşulmaları doğal. Arda Güler’e yalnızca işine odaklanmasını, mahcubiyetini ve hürmetini muhafazasını, madem De Bruyne’yi örnek alıyor, aldatmaya-kavgaya-kurnazlığa meyletmemesini öneririm. Ailesi aşikâr ki güzel bir evlat yetiştirmişler, tebrik ederim onları. Fenerbahçe’nin Slavia maçında evet talihi az. Lakin ligde rotasyon yapmaları ve Avrupa’yı önemsemelerini olumlu buldum. Deplasman golü uygulaması yok, her türlü galibiyet işe yarıyor. Sakin oynamak lazım.

GÜNTEKiN ONAY: ÇOK ÇALIŞMALI

Arda üstün bir yetenek fakat 1-2 maç oynadı diye onu göklere çıkartmak tehlikeli. Ayaklarının yere sağlam basması ve çok çalışması koşul. Fenerbahçe tarihinde altyapıdan çıkmış bir yıldız hiç olmadı. Taraftarın bu türlü bir hasreti ve beklentisi var. Bu kadar konuşulmasının nedeni bu.

2- Üç büyüklerin bu kadar berbat durumda yalnızca bu döneme mahsus olan, biraz da ‘tesadüfi’ bir durum mudur? Mevcut takımlara yapılacak birkaç destekle seneye şampiyonluğa oynayabilirler mi yoksa çok fazla transfer yapmaları mı gerekiyor?

GÜNTEKiN ONAY: YALNIZCA BEŞiKTAŞ âlâ

Ben, Beşiktaş dışında Galatasaray ve Fenerbahçe’nin takımlarının kâfi kaliteye sahip olmadığını düşünüyorum. Galatasaray’ın orta alanı; Fenerbahçe’nin de hamle sınırı kâfi değil. İkisi de buralara önemli transfer yapmalı.

UĞUR MELEKE: AVANTAJLILAR

Yurt sathında 81 vilayetin tahminen 75’inde o kentin ekibinden daha çok İstanbullu 3 büyükler destekleniyor. Bu ülkede batı-doğu, kuzey-güney fark etmeksizin futbol taraftarlığı dağılımı bu türlü olduğu sürece bu üç büyüğün avantajlı olmaları doğal. Daha fazla bilet satacaklar, daha fazla forma satacaklar, yayın havuzundan daha fazla hisse alacaklar. Dediğiniz üzere yanlışsız yönetilirlerse, gerçek teknik yönetici getirebilirlerse toparlanmaları çok uzun sürmeyecektir.

MEHMET ARSLAN: HAKİKAT YÖNETiLMELERi KAİDE

Çok kaliteli oyuncularınız olmasa da çok kaliteli bir kadronuz ve oyununuz olabilir. Bunun için de bir futbol aklınızın olması gerekir. Oyuncuyu değil, ahengi ve süreç idaresini öne alan bir akıl. Bunu yakalayamadı büyükler. Onun için de çok berbat oynayan, düzgün oyunculardan şurası bir ekibe dönüştüler. Ne yazık ki tablo bu. Futbolun yalnızca oyuncu ve teknik yönetici transferiyle hudutlu olmadığını öğrendikleri an bu krizden çıkma talihimiz var. Aksi halde tıpkı yerde talim etmeye devam.

3- G.Saray’ın mucizevi biçimde kazandığı Göztepe maçındaki oyununu ve attığı son 6 golün tamamının duran toptan (3 penaltı, 2 korner, 1 frikik) gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

UĞUR MELEKE: GÖZTEPE DAİMA AYNIYDI 

Türkiye’de karşılaştığı her rakibi birinci defa alanda görüyor olması enteresan! Göztepe neredeyse tüm dönemi üçlü savunma oynadı. Daima yedili bir orta saha gibiler. Ve Torrent bunu fakat İzmir’de alana çıkınca öğreniyor. Alanya maçı da benzeri bir öyküydü, Farioli kadroları her vakit önde baskı yaparlar. Torrent’in grubu aşikâr ki bu bilgiye sahip olmadıkları için geriden pasla çıkmaya çalışıp 20 kayıp yaptılar. Sanırım bu ligi biraz hafife aldılar. Futbol hafta içi kurgulanıp, hafta sonu uygulanan bir oyun. Hafta içinde rakiplerinizi tahlil etmelisiniz.

GÜNTEKiN ONAY: MAÇI BAHTLA KAZANDI

Galatasaray akan oyunda konum üretmeden, yalnızca son 15 dakika rakip ceza alanına gidebildiği maçı mucizevi bir biçimde kazandı. 4-33 ile hiç alakası yok. Torrent, alana yanlış takımla çıktığının farkında değilse ve maçı da bahtla kazandığını bilmiyorsa bu durum düşündürücü.

MEHMET ARSLAN: KiMSE TORRENT’i SuÇLAMASIN

O denli lafı uzatmadan baştan söyleyeyim; berbat oynuyor Galatasaray. Üretkenliği ve yaratıcılığı sonlu oyunculardan heyeti vasat bir kadroya dönüştü. Bu türlü bir kadronun gol atmak için öbür devası var mı? Özgüvenini yitirdi. Göztepe maçını da isminin verdiği büyüklüğü sayesinde kazandı. Bunun sorumluluğu da lider ve Fatih Terim’e ilişkin. Kimse Torrent’i günah keçisi ilan etmesin. Torrent’i, onun teknik adamlığını, tercihlerini istediğiniz üzere eleştirin lakin bu tablonun faturasını ona kesemezsiniz.

4- Arda Kardeşler’in Göztepe-G.Saray maçında 4 penaltıyı VAR yardımıyla vermesi çok eleştirildi. Kardeşler sizce nasıldı? Bir hakemin muvaffakiyetini, VAR’a kaç kez gittiği mi belirler?

GÜNTEKiN ONAY: MAÇI EKSiK OYNATTI

Arda Kardeşler, maalesef Göztepe-Galatasaray maçında hiçbir durumu yakalayamadı. Resmen maçı Riva’dan VAR masasındaki Mete Kalkavan yönetti. Ayrıyeten yalnızca VAR incelemeleri sırasında oyun toplam 20 dakika durdu fakat Arda Kardeşler yalnızca 13 dakika duraklama oynattı.

UĞUR MELEKE: YETENEK Sorunu

Arda Kardeşler’in bugüne kadar Üstün Lig’de yönettiği maçlarda gösterdiği genel performansı bilenlere bu idaresi sürpriz olmamıştır. Zati stil olarak ürkek bir idare tarzı var. Yeteneği katiyen üst seviye değil. Bir maçta elbette kritik kararları VAR yardımı olmadan vermek, yetenek göstergesidir. Müsabakayı monitör başında 20 dakika geçirerek aksatmak, 103-104 dakikaya sarkmasına neden olmak üzücü elbette.

MEHMET ARSLAN: ‘VAR’ Niye VAR?

Ceza alanı içinde rakibin başından seken top ele değdiğinde penaltı oluyorsa bu benim içime sinmiyor. Bu kararı futbolun ruhuna ters buluyorum. Tıpkı şeyi Adana Demirspor-Beşiktaş maçında, Demirspor’un ofsayt kararı verilen ikinci golü için de söyledim. Kitaba nazaran evet fakat futbolun ruhuna nazaran hayır. Göztepe maçında da emsal kararlar gördüm. Neyse soruya dönelim… “VAR niye var?” Alışılmış ki alanda misyonlu hakemin göremediklerini vermek için. Eee… Bu durumda “Niye göremedin?” deme hakkımız var mı? Kelam konusu hakemse var. Hakem linci ulusal sporumuz.

5- Şenol Güneş, Başkan Karaveli için “Altyapı hocası” diyerek yeni bir polemiğin fitilini ateşledi. Karaveli de, “Evet, öyleyim. Bununla da gurur duyuyorum” dedi. Bu polemiği nasıl yorumluyorsunuz?

MEHMET ARSLAN: ROMANTiK DURUŞ YETMiYOR

Şenol Güneş o açıklamayı Başkan Karaveli’yi bir biçimde rencide etmek maksadıyla söylemedi doğal ki. Ancak doğrusu ben bu ikili ortasında sessiz bir tansiyon yaşandığını düşünüyorum. Bir biçimde halef-selef durumu yaşanıyor ortalarında. Karaveli’nin duruşunu ve kendini söz etme biçimini çok beğeniyorum. Ancak futbolun bir gerçeği de acımasız oluşu. Ne yazık ki romantik duruş yetmiyor bunun için. Bu yanını daha geliştirmesi gerektiği konusunda Güneş ile hem fikirim. Zira teknik adamlık yalnızca öğretmenlik değil liderlik de gerektirir.

UĞUR MELEKE: TIRNAKLARIYLA KAZIYARAK GELDi

Bu hayatta herkes tıpkı seviyede şanslı olmayabiliyor. Herkes Şenol Güneş üzere özel bir futbolcu yeteneğiyle doğmuyor, herkes şahane bir kadronun kalecisi olarak ligde şampiyonluklar kazanamıyor. Şayet bu türlü bir futbolculuk hikayeniz yoksa Muhteşem Lig’de de otomatikman teknik yönetici olamıyorsunuz. Başkan Karaveli de o talihi otomatik olarak yakalamadı, tırnaklarıyla hafriyata kazıya gelebildi Muhteşem Lig’e. Ayrıyeten eski bir ulusal grup teknik yöneticisinin altyapı antrenörlüğü konusundaki yaklaşımı daha farklı olmalıydı üzere geliyor bana. Yerli futbolcu yetiştirmek için yalnızca tuhaf bir yabancı hududu icat etmek yetmez. Güzel altyapı antrenörleriniz de olmalı.

GÜNTEKiN ONAY: KEŞKE Öbürleri DE ALTTAN GELSE

Bu cins polemiklere gerek yok. Şenol Güneş üzere bir duayenin, UEFA Pro lisansı olan Beşiktaş’ın başındaki bir teknik adama bu formda bir tabir kullanması beğenilen değil. Ayrıyeten altyapı hocası olmak ayıp değil, keşke eski futbolcuların hepsi altyapıda mesai yapıp üste o denli çıksa…

6- Lider Trabzon, Alanya’da dönemin tahminen de en rahat galibiyetini aldı. 4-0’lık skor Trabzon’un çok uygun olmasından mı, yoksa Alanya’nın makus gününde oluşundan mı kaynaklandı?

GÜNTEKiN ONAY: düzgün Tahlil ETTi

Abdullah Avcı, Francesco Farioli’nin panzehiri üzere. Birinci yarıdaki Karagümrük-Trabzon maçında da rakibini paralize etmişti. Bordo mavililer, Farioli’nin Karagümrük’ünü o gün 2-0’lık skorla mağlup etmeyi başarmıştı. Avcı, Farioli’nin kadrosunun geriden oyunu nasıl başlattığını çok uygun tahlil ederek, pas kanallarını kesti ve yaptığı baskıyla Alanyaspor’u farklı mağlup etmeyi bildi. Konyaspor galibiyetiyle rahatlaması ve üzerindeki baskıyı atması da Trabzonspor’un Alanya karşısında düzgün futbol oynamasında değerli bir etken.

UĞUR MELEKE: STRATEJiSi iŞLEMEDi

Alanyaspor un spesifik bir oyun anlayışı var. Bu stratejilerinin işlediği bir günde rahatlıkla 4-0 kazanabilirler. Ancak işlemediği bir günde
de rahatlıkla 4-0 kaybedebilirler. Bir Farioli grubunun fark atması da yemesi de sıradan sonuç. Trabzon, Alanya’nın pasla çıkışında Marafona-Novais temasını sezdi, kesti ve oradan 2 gol çıkardı. O formda fişi çektiler zati.

MEHMET ARSLAN: EKSİKSİZ BiR ÖRNEK

Herken sıraya dizilsin ve Trabzonspor’u tebrik etsin. Bordo mavililerin bileğini bükecek bir grup yok bu ligde. Bir maçta yenebilirsiniz fakat uzun bir lig maratonunda onları geçemezsiniz. Son oynadıkları Alanyaspor müsabakası gösterdi ki, kazandıkça özgüveni yükselen bir Trabzonspor var artık. Bu başarıda futbolcular kadar Abdullah Avcı ve lider Ahmet Ağaoğlu’nun da hakkını teslim etmeliyiz. Eksiksiz bir ahenk ve idare gösterdiler. Bir kulüpte başkan-teknik adam alakasının nasıl olması gerektiği konusunda en hoş örnek oldular.