Alevi kuruluşlarına saldırı: Münferit mi organize mi?
Ankara’da Muharrem orucunun ilk günü Alevilere ait cemevleri ve derneklere yapılan saldırının yankıları sürüyor. Kısa zaman aralığında dört ayrı …
Ankara’da Muharrem orucunun ilk günü Alevilere ait cemevleri ve derneklere yapılan saldırının yankıları sürüyor. Kısa zaman aralığında dört ayrı saldırıyı gerçekleştiren şüpheli Ahmet Ozan K.’nın yakalanmasına karşın olayın arka planına ilişkin soru işaretleri henüz giderilemedi. İktidarın kullandığı kutuplaştırıcı dilin saldırıya zemin hazırladığı suçlamasında bulunan Alevi örgütleri, olayın arkasındaki kişilerin açığa çıkarılmasını istiyor. TBMM’ye araştırma önergesi veren HDP ise 2012-2021 yılları arasında Alevilere yönelik 39 saldırı olayı yaşandığını, ancak bunların etkili şekilde soruşturulmadığını söylüyor.
Ankara’da 30 Temmuz 2022 Cumartesi günü Alevilere ait arasında Cemevi ve derneklerin bulunduğu dört noktaya art arda düzenlenen saldırılara Şah-ı Merdan Cemevi, Tuzluçayır Ana Fatma Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı ve Gökçebel Köy Derneği hedef olmuştu. Saldırılarda bir kişi de yaralanmıştı.
Soruşturma sürüyor
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise olayın hemen ardından soruşturma başlatarak dosyayı Terör Savcılığına devretti. İzmir’den gelerek saldırıyı yaptığı tespit edilen 24 yaşındaki şüpheli Ahmet Ozan K., Ankara’dan Eskişehir’e kaçarken yakalandı. Fail K. ilk sorgusunda saldırıları tek başına düzenlediğini iddia ederek “İlahi bir güç tarafından bu saldırı yapmam söylendi” ifadelerini kullandı.
Soruşturma sürerken şüphelinin başka kişilerle bağlantılı olup olmadığı henüz tespit edilemedi. Ancak saldırganın Ankara’da 45 dakika içerisinde dört farklı yerdeki cemevi ve derneklerin saldırıya uğramış olması, soru işaretleri yaratıyor. Soruşturma kaynakları da faili başka kişi ve kişilerin yönlendirdiği, olayın planlı olduğu şüphesi üzerinde duruyor.
Aleviler iktidarı suçluyor
Saldırı, Aleviler arasında kaygı yarattı. Alevi örgütleri özellikle saldırının basit bir olaymış gibi görülmesine tepki gösteriyor. DW Türkçe’ye konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, saldırıya uğrayan dört Alevi kurumunun üçünün Alevilerin yoğun yaşadığı Tuzluçayır’da meydana geldiğine işaret ederek “Dolayısıyla hedeflerin iyi seçildiği, dolayısıyla üzerinde bir mühendislik çalışması yapıldığı belli” dedi.
Saldırıları kimlerin planladığını, kimlerin bunlara güç verdiğinin henüz bilinmediğini belirten Erçe, sözlerini “Ancak şu gerçek ki kendilerinin Emniyet’in iddia ettiği gibi bir kişinin tek başına aldığı kararla yapabileceği bir eylem olmadığı çok aşikâr. Biz biliyoruz ki bugüne kadar yaşanmış tüm kaldırılarda benzer bir durum söz konusu” şeklinde sürdürdü.
“İktidar saldırının arka planını açığa çıkarmalı”
Başta iktidar olmak üzere birçok devlet yetkilisi ve parti temsilcisi saldırıyı kınadı. Ancak Alevi örgütü temsilcileri, Ankara’daki saldırıların nedeni konusunda da iktidarı suçluyor. PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, hükümetin uzun süredir kullanmış olduğu ve sürdürdüğü çatışma ve ayrıştırıcı dilin son olayda meyvesini verdiğini ve Alevilerin hedefe konulduğunu savundu.
Hükümete çağrıda bulunan Erçe, “Çok açık ve net söylüyoruz ki hükümet, bu saldırının gerçek failini, arka planında kimlerin olduğunu, hangi örgütlerin olduğunu, net bir şekilde açığa çıkarmalıdır, ortaya koymalıdır. Bize bunları anlatmalı, kamuoyuna da çok sağlıklı şekilde rapor etmelidir. Bunu yapmadığı takdirde bu saldırılardan beslendiği anlamı çıkar. Bu anlamda da zan altında kalır” şeklinde konuştu.
“Saldırı olursa fail iktidar dilidir”
Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı ve Garip Dede Dergahı Yönetim Kurulu Başkanı Celal Fırat da şu an siyasi iradenin seçim atmosferine girdiğini belirterek “Türkiye’yi kutuplaştırarak, insanlar arasına kin nefret tohumları güderek bu korku iklimini her gün daha pekiştirmek istiyor” eleştirisini yöneltti. “Biz Aleviler olarak çağrımız çok nettir” ifadesini kullanan Fırat, “Devletin, artık AKP hükümetinin net bir çerçevede bu olayın faillerini açığa çıkarması lazım. Herhangi bir cemevine saldırı olursa bunun faili kesinlikle siyasi iktidarın kullandığı dildir” görüşünü dile getirdi.
Saldırıya uğrayan üç yeri ziyaret ettiğini anlatan Fırat, “Bir insanın İzmir’den gelip oraları taşlaması, birilerini bıçaklamasına aklıselim insanların inanacağı bir mantık değil. Ama egemen devlet mantığı maalesef böyle bakıyor” dedi.
HDP’den araştırma önergesi
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu milletvekilleri, saldırının araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. 2012 ve 2021 yılları arasında Alevilere yönelik benzer 39 saldırı olduğuna dikkat çekilen önergede, bu saldırıların cezasızlıkla kaldığı eleştirisi yapıldı.
“Alevilerin evlerine çarpı (X) işareti konulması ve tehdit içeren yazılar yazılması, Alevi toplumuna karşı nefret suçuna girmektedir” denilen önergede, bu nefret suçunu işleyenlerin üzerine ciddiyetle gidilmediği, faillerine ulaşılmadığı ve kamuoyuna bu konularda yeterli bilgi verilmediği belirtildi. Bu durumun Alevilere düşmanlık besleyenlere cesaret verdiği ve sonraki vakaların rahatlıkla yaşanmasına sebep olduğu vurgulanan önergede, 2012 yılından bu yana yaşanan toplam 39 vakanın sorumluları hakkında etkin bir soruşturma yürütülmediğine dikkat çekildi.
Önergede, “En kısa zamanda güçlü bir irade ortaya konulmazsa, Sivas, Maraş, Çorum gibi Alevi katliamlarının acısını ve öfkesini üzerinden atamamış Alevi toplumunun, benzer trajedileri bir daha yaşamayacağı garantisini kimse veremeyecektir” uyarısında bulunuldu.
Önergede 2012 yılından bu yana Adıyaman, İzmir, Gaziantep, Erzincan, Aydın, Balıkesir, Mersin, İstanbul, Ankara, Malatya, İzmit, Elâzığ, Adana, Manisa, Yalova, Mersin ve Tunceli illerinde çeşitli tarihlerde, evler, kapılar, duvarlar, sokak başları, araçlar, apartmanlar, dernekler gibi onlarca ev veya mekâna işaretleme, hakaret gibi tehditler yazıldığı anlatıldı.