Gar katliamı: IŞİD hücre evindeki X-Y’ler 7 yıldır sır
Ankara Tren Garı katliamını yapan canlı bombaların çıktığı Gaziantep’teki hücre evine girdiği tespit edilen 31 şüphelinin kimliği 7 yıldır tespit edilemedi. Mahkemenin savcılığa yaptığı başvurudan da sonuç çıkmadı.
Ankara Tren Garı’nda Ekim 2017’te 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamının sorumlusu IŞİD’in Gaziantep’teki hücre evi ile depolarına girip çıktığı kamera görüntüleriyle tespit edilen toplam 31 şüphelinin kimliği, aradan geçen 7 yıla karşın hâlâ bilinmiyor. Gar katliamı davasına bakan mahkemenin 2018’de yaptığı suç duyurusuna karşın savcılık ve emniyet, Gar katliamında rolleri olduğu düşünülen bu IŞİD’lilerin kimliğini belirleyemedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün incelemesi sürerken Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı ise savcılığa “Elimizde yeni bilgi/fotoğraf yok” şeklinde yanıt gönderdi. Savcılık soruşturmaya ilişkin gizlilik kararı aldı. Gar davası avukatlarından Senem Doğanoğlu da “Delillerin karartılması endişemiz” diyor.
Failler Gaziantep’ten Ankara’ya geldi
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı Meydanı’nda Emek-Barış-Demokrasi Mitingi için toplananlara yönelik IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısında 103 kişi hayatını kaybetmiş, 500’ün üzerinde kişi yaralanmıştı. Katliamı gerçekleştiren canlı bomba Yunus Emre Alagöz ve yanındaki yabancı uyruklu IŞİD’li, saldırıdan önce IŞİD’in Gaziantep’teki hücre evinden çıkarak Ankara’ya gelmişti.
Bu hücre evi de IŞİD’in “Gaziantep Emiri” olarak adlandırılan Yunus Durmaz tarafından yönetiliyordu. Gar katliamından sonra Yunus Durmaz beş gün daha bu evi kullandı. Durmaz, son olarak 15 Ekim 2015’te elinde iki büyük bavulla evden ayrıldı. Başka bir adreste tespit edilen Durmaz, polis operasyonu sırasında üzerindeki patlayıcıları infilak ettirerek hayatına son verdi.
Soruşturma kapsamında Gazintep’in Güneykent Mahallesi’nde bulunan Alya Sitesi’nin güvenlik kamera görüntülerine el konuldu. Ayrıca, örgüte ait Gaziantep’deki bir deponun girişindeki kamere görüntüleri de toplatıldı. Görüntülerde, Yunus Durmaz’ın yanı sıra bombacıları Ankara’ya getiren yardımcısı Halil İbrahim Durgun, Hacı Ali Durmaz, Mehmet Kadir Cebael, Metin Akaltın, Talha Güneş ve bombacı Yunus Emre Alagöz gibi IŞİD üyelerinin kimliği tespit edildi. Kimliği belirlenenler, Gar katliamı davasında sanık olarak yargılandı, mahkûm edildi.
Kim bu X-Y’ler?
Ancak kamera görüntülerinde 33 ayrı kişinin kimliği belirlenemedi. Savcılığın talebi üzerine bilirkişiler, görüntülerdeki bu kişileri X ve Y diye tek tek numaralandırdı. Bu kapsamda X1’den X30’a kadar ve Y1’den Y2’ye kadar numara verildi.
Gar davasına bakan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, bu süreçte Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nden 2018’de IŞİD’lilerin fotoğraflarını istedi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü de 94 İŞİD üyesinin kimlik bilgisi ile bu kişilere ait fotoğraflı teşhis albümünü gönderdi. Mahkeme, bunun üzerine X-Y’lerin kimliklerin belirlenmesi ve Gar katliamıyla ilişkilerinin olup olmadığının araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Sadece iki kişinin kimliği tespit edildi
Suç duyurusu üzerine 2018’de soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT’e yazı yazdı. Bu süreçte yalnızca X17 olarak kodlanan kişinin Burak Ormanoğlu olduğu ve dava kapsamında tutuklu olduğu; X3’ün ise Hasan Hüseyin Uğur olduğu ve Suriye’deki çatışmalarda öldüğü bildirildi. Soruşturma kapsamında diğer IŞİD’lilerin kimliği ise belirlenemedi.
Yüz tanıma sistemi sonuçları bekleniyor
Soruşturmada savcılık, en son yüz tanıma sisteminden kimlik tespiti yapılması için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazdı. Ankara Emniyeti, 8 Ekim 2020’de savcılığa gönderdiği yanıtta bunun Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’ndan talep edilmesinin uygun olacağını bildirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ise üç yıldır inceleme sonuçlarına ilişkin savcılığa yanıt verilmedi.
Bu arada Gar davasının yargılaması sırasında da mahkeme, bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı gönderdi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2017 yılında verdiği yanıtta görüntülerin yüz tanıma sistemi kullanılmasına uygun olmadığını ve yine de kullanılan sistemde bir eşleşme sağlanamadığını bildirdi.
MİT: İlave bilgi/fotoğraf yok
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ise savcılığa gönderdiği 20 Ekim 2020 tarihli yazıda “İlgili yazıya konu hususlar hakkında elde edilen istihbari bilgiler ilgili mercilerle paylaşılmış olup, bunlara ilave herhangi bir bilgi/fotoğraf bulunmamaktadır” denildi.
Gar davasına bakan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019’da soruşturmanın akıbetini sordu. Başsavcılık tarafından mahkemeye gönderilen yazıda şahısların tespitine yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Öte yandan bilirkişiler, Ankara Tren Garı Meydanı’ndaki görüntülerdeki kişiler ile 31 şüphelinin kimliklerini belirlemeye çalıştı. Ancak meydandaki görüntülerin kalitesiz olması nedeniyle eşleştirme yapılamadı.
“Delillerin karartılması endişemiz”
DW Türkçe’ye konuşan Gar davasında müşteki avukatlarından Senem Doğanoğlu, şüpheli IŞİD’lilerin kimlik tespiti için dosyanın yüz tanıma sistemine gittiğini ve bugüne kadar başkaca herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek, “Hatta dosyaya kısıtlama kararı yeni getirildi” dedi. Doğanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sonuç olarak katliamın failleri ile ilgili 19 kişiye ceza verdik, 16 kişi hakkında da yargılamaya devam ediyoruz diyen bir mekanizma var önümüzde. Bizim suç duyurularımız ve kamuoyunun gayretiyle açılan soruşturmada ilerleme olmadı ve dahası ilerleme olursa da bilmemize engel oluyorlar. Delillerin karartılması endişemiz, devam eden yargılamada delillerin saklanması, ihbarların gizlenmesi ve değerlendirilmemiş olması göz önünde bulundurulduğunda oldukça gerçekçi. Katliamın IŞİD’li faillerini araştırılmaması devletin sorumluluğu meselemizde hala başladığımız yerdeyiz düşüncesine sebep olsa da bir yandan aslında bu sorumluluk gizleme şeklinde de bir kez daha ortaya çıkıyor.”
Talepleri üzerine IŞİD’in Türkiye emiri olduğu belirtilen Ebu Zeyneb kod adlı IŞİD yöneticisiyle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu anımsatan Doğanoğlu, ancak bu dosyada da hiç bir işlem yapılmadığını belirtti.