Muhalefet Diyanet İşleri Başkanlığı konusunda ne diyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı, Erdoğan’ın “kapatmak istiyorlar” sözleriyle siyasetin gündeminde. Peki muhalefet partilerinin bu konudaki söylemlerinde ne var?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “kapatılmak istendiğini” öne sürdüğü Diyanet İşleri Başkanlığı yeniden siyasetin gündem başlıkları arasına girerken Yeşil Sol Parti ve TİP dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yer alması muhtemel partilerin “kapatma” vaadi bulunmuyor.
Millet İttifakı’nın ve CHP’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “kapatılacağına” dair bir vaadi açıkladıkları belgelerde yer almıyor.
CHP yöneticileri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapısının yanı sıra din eğitimi, Kur’an kursları gibi başlıklarda açıklama yapmamayı tercih ediyor.
DW Türkçe’nin edindiği bilgiye göre Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu uzun bir süredir Diyanet İşleri’nin eski başkanları, ilahiyatçılar ve bazı müezzin ile imamların olduğu gruplarla farklı toplantılar yapıyor.
Bu toplantılarda AKP’ye yakın bazı din adamlarının da yer aldığı kaydedilirken tüm isimlerin Diyanet’in siyaset ile iç içe geçmesinden duyduğu rahatsızlığı dillendirdiği belirtiliyor.
Bir CHP kurmayı, “Kapatmayı geçtik yapısını değiştirme dahi konuşulmadı. Tek istek ve beklenti siyasileşmesini engellemek. Kışlaya, camiye ve okula siyaseti sokmamak temel ilkemizdir” yorumu yapıyor.
CHP kurmayları daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başında yetkin isimlerin bulunduğunu ancak bugün tamamen siyasileşmiş bir yönetim olduğunu, sorunların da bundan kaynaklandığını savunuyor.
Bu sorunun temeli olarak da Diyanet’in 2018 yılında Cumhurbaşkanlığına bağlanması olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Din adamlarının eğitiminden, Diyanet’in yayınlarına kadar tüm alanların politize olmaması gerektiği ve siyasetin buradan uzak tutulması gerektiği görüşü Kılıçdaroğlu’nun ve din adamlarının katıldığı toplantılarda değerlendiriliyor.
Millet İttifakı’nı oluşturan diğer olan İYİ Parti, Saadet, Gelecek, DEVA ve Saadet Partileri’nin de Diyanet’e dair bir vaadi bulunmuyor.
Erdoğan’ın “kapatılacak” iddiası
Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı üzerine Devrim Kanunları ile 3 Mart 1924 tarihinde kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, yaklaşan seçimler öncesi siyasetin gündemine nasıl geldi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilen Sultanahmet Camii’nin tekrar ibadete açılışı için 21 Nisan’da düzenlenen törende, “Şu anda muhalefet ne diyor? Gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Yerine inanç bilmem ne başkanlığı diye bir şey kuracaklarmış. Kardeşlerim, tabii yuh yetmez… 14 Mayıs’a kadar gece gündüz çalışacağız ve onları siyasi mevta hâline getireceğiz. Terör örgütüyle el ele olanlardan başka bir şey beklenebilir mi?” diye konuştu.
Cami avlusunda yapılan konuşma sırasında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da yer alırken söz konusu konuşma Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinden paylaşıldı.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’den sert yanıt
Erdoğan’ın “muhalefet” diyerek genel ifadeler kullandığı açıklamalara ilk yanıt aynı gün içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran Cumhuriyet Halk Partisi. Hiç kimsenin de gücü Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatmaya yetmez” yanıtı verdi. Bu sözlerin ardından CHP yöneticileri de katıldıkları programlarda Diyanet’in kapatılmayacağını tekrarladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert bir yanıt geldi. Akşener, Ankara Elmadağ’da “Diyanet’i kuran Atatürk’ümüz, oraya uzanan eli kırarım ben. Senelerdir Diyanet’le uğraşan sizsiniz. Tarikatlara ve cemaatlere vermek için gayret eden sizsiniz. İçine atadığınız adamlar yanlış olabilir, kurum bizim, kurum bizim Atatürk’ümüzün” diye konuştu.
“Kapatma” kimin vaadi?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “kapatılması” vaadini seslendiren partiler ise Yeşil Sol Parti ile TİP.
Yeşil Sol Parti’nin seçim bildirgesinde “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yerine inanç işleri üst kurulu gibi çalışan, tüm inançlara tüzel kişilikler olarak örgütlenebilme imkanı sağlayan ‘İnanç Hizmetleri Başkanlığını’ kuracağız” ifadeleri yer alıyor.
TİP’in seçimlere dair politika belgesinde de “Din ve mezhep ayrımlarına son verecek, barış içinde bir toplumsal yaşam kuracağız. Dinci-gerici zihniyetin cisimleştiği Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatacağız. Din işlerini, tüm din ve mezheplere eşit mesafede duran bir kurumda yeniden düzenleyeceğiz” vaadine yer veriliyor.
TİP bildirgesinde Diyanet, “21 yıl boyunca AKP’nin siyasal İslamcı politikalarını uygulamada en kullanışlı aygıtı oldu. Diyanet’e ait televizyon kanalı, dergiler, kitaplar, birçok bakanlıkla imzalanan protokoller ile Diyanet’in emrindeki camiler ve imamlar üzerinden AKP propagandası yapıldı, dinci-gerici söylemler meşrulaştırıldı. Öyle ki Diyanet, yayınladığı ‘babanın kızına şehvet duyması haram değil’ fetvasıyla enseste, ‘buluğ̆ çağına erişen kız ve erkek çocukları evlenebilir, kız çocukları gebe kalabilir’ fetvasıyla pedofili, cinsel istismar ve çocuk evliliğine onay verdi” ifadeleriyle eleştiriliyor. Bildirgede hükümetin Alevi politikasını Diyanet’in belirlediği ve bu nedenle adım atılmasına engel olunduğu da savunuluyor.
2023 bütçesi 36 milyar lirayı bulan Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı açıklamalar ve atılan adımlarla sık sık tartışılıyor. Milli Eğitim ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları ile yapılan “aile yapısının korunması,” “çocuk hafızlar yetiştirilmesi,” “değerler eğitimi,” kültür şenlikleri” başlıklarındaki protokol ve anlaşmalar kamuoyunda eleştirilen konular arasında bulunuyor.