Diyarbakır’da tutuklu 15 gazeteciye tahliye kararı
Diyarbakır’da 8 Haziran 2022’de gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 15’i tutuklu 18 gazetecinin dün başlayan yargılamasına devam edildi. 13 ay sonra hâkim karşısına çıkan tutuklu gazeteciler serbest bırakıldı.
Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022 günü gözaltına alınan ve haklarında “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 15’i tutuklu 18 gazetecinin dün başlayan yargılamasına devam edildi. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlayan duruşmada Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Ömer Çelik, gazeteci Zeynel Abidin Bulut, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteci Mehmet Şahin savunma yapmış, haklarındaki suçlamaları reddetmişti.
“Hepimiz ödüllü teröristler olarak yargılanıyoruz”
Davanın bugün görülen duruşmasında gazetecilerin savunmalarının alınmasına devam edildi. Uzun süre tutuklu kalıp serbest bırakıldıktan sonra bir kez daha tutuklanan gazeteci Aziz Oruç, 400 gündür tutuklu olduklarını ve ilk kez hâkim karşısına çıktıklarını ifade ederek, yaptıkları gazeteciliğin bedelinin ödetildiğini ifade etti. 2012’den beri gazetecilik yaptığını ve binlerce habere imza attığını vurgulayan Oruç, haberlerinin, videolarının, gazeteciliğinin iddianamede delil olarak gösterildiğini savundu.
Çok kez yargılandığını ancak bu kadar özensiz bir iddianame görmediğini belirten Oruç, “Ülkede terörist olmak o kadar kolaylaştı ki, herkes potansiyel terörist zaten. Maalesef ülkede her gün terörist sayısı artıyor. Bu, ülke adina utanc verici bir durum. Bizim terörist yaratmaya değil, özgür basın, düşünce ve ifade hürriyetine ihtiyacımız var. Küfür yerine artık terörist kavramı kullanıyoruz. Birçok arkadaşımız yaptığı haberlerden ödül aldı. Hepimiz ödüllü teröristler olarak yargılanıyoruz” dedi.
“Basın özgürlüğü üzerindeki baskının devam etmesi isteniyor”
Daha sonra söz alan gazeteci Elif Üngür ise kadınların sesi olmanın bir kadın gazeteci olarak görevi olduğunu belirtti. Savunmasında Kürt basınına yönelik baskılara dikkat çeken Üngür, “Kürt basınına uygulanan tehditler, işyerlerini kapatmalar, psikolojik şiddet uygulanması, yargısal tacizlere maruz kalmamız, yaşanan hukuksuzluk ve adaletsizliğin ne kadar üst düzeyde olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu kadar insan 13 aydır tutuklu. Kuvvetli suç şüphesi delillerinin sadece gazetecilik faaliyeti olduğunu söylemek istiyorum. Türkiye’de basın özgürlüğü üzerindeki baskının devam etmesi isteniyor” diye konuştu.
Gazeteci Suat Doğuhan ise savunmasında 14 aydır ilk defa mahkeme yüzü gördüklerini belirterek, “İlk defa kendimizi ifade ediyoruz. Türkiye’de tutuklanan, yargılanan ilk gazeteciler değiliz. Görünen o ki son da olmayacağız. 2010 yılından beri gazetecilik yapıyorum. Çalışmalarımız örgüt faaliyeti olarak gösterilmiş. Benim Dicle Haber Ajansı’nın ortağı olmamın, resmi bir şirketin ortağı olmamın suç delili gibi sunulması ironik bir durum” dedi.
Tanıklar ifadelerinden vazgeçti
Duruşmada savunmaları alınan diğer gazeteciler de haklarındaki iddiaları reddederek sadece gazetecilik yaptıklarını söyledi. Daha sonra dinlenen tanık Mehmet Çelik, soruşturma aşamasında verdiği ve gazetecileri suçlayan beyanlarının kendisine ait olmadığını vurguladı. Tanık Kezban Kuday da daha önce verdiği ifadelerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Duruşmaya SEGBİS sistemi ile katılan ve sesi ile görüntüsü değiştirilen gizli tanık ise yargılanan gazetecilerin tümünü tanıdığını belirterek, bu kişilerin örgüt adına faaliyet gösterdiğini iddia etti.
Savunmalar ve tanık ifadelerinin ardından görüşü sorulan savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Avukat savunmalarının ardından duruşmaya kısa bir süre ara verildi. Daha sonra ara kararlarını açıklayan mahkeme, tutuklu gazeteciler Serdar Altan, Aziz Oruç, Mehmet Ali Ertaş, Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin’in tahliyesine karar verdi. Mahkeme, serbest bırakılan gazetecilere yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmederek duruşmayı Kasım ayına erteledi.