Kılıçdaroğlu: Meclis tek adam rejiminin gölgesi altında
TBMM, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı özel gündemiyle toplandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada “Meclis tek adam rejiminin gölgesi altında” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı özel gündemiyle toplandı. TBMM’nin açılışının 103’üncü yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda Çocuk Özel Oturumu düzenlendi. Çocuk Özel Oturumu’nda Meclis Başkanlık Divanı ve milletvekili sıraları çocuklara bırakıldı. 100’ü deprem bölgesinden olmak üzere yurdun çeşitli yerlerinden gelen 600 çocuk milletvekilli sıralarına oturdu.
Çocuk Özel Oturumu’nun ardından TBMM Genel Kurulu toplandı.
Kılıçdaroğlu: TBMM tüm dertlerimizin çözüm merkezi olmak zorunda
23 Nisan özel oturumunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu milletvekili unvanıyla Meclis kürsüsünden son kez bir konuşma yaptı.
TBMM’nin hem devlet kurucu özelliği olduğunu hem de “Gazi Meclis” unvanı taşıdığını belirten Kılıçdaroğlu “Böylesine önemli vasıflara sahip bir meclisin mensubu olmaktan gurur duyuyorum” dedi. Kılıçdaroğlu “Taşıdığım milletvekili unvanıyla bu kürsüden sizlere ve bu özel oturum vesilesiyle sevgili yurttaşlarıma son kez hitap etmenin bahtiyarlığı içinde olduğumu da vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.
“TBMM tüm dertlerimizin, ülkemizin tüm temel sorunlarının çözüm merkezi olmak zorundadır. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki milletçe geçmişimize duyduğumuz saygının ve geleceğimize duyduğumuz güvenin çatısı olmaktan uzaklaşmış bulunmaktadır” diyen Kılıçdaroğlu Meclisin “tek adam rejiminin gölgesi altında” olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu sözlerine “Gazi Meclisimizin yasama gücü tek adam rejiminin tahakkümüne teslim edilmiştir. Bu çerçevede yargı bağımsızlığı, fikir ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve diğer tüm özgürlükler ile bilimsel, laik eğitim yerle yeksan edilmiştir. Kamu istihdamında liyakatın ortadan kaldırılması, kamu yönetiminde kayırmacılık ve yandaşlık hakim kılınmıştır. Kamu harcamalarında yolsuzluk yegane yöntem olarak benimsenmiştir” diye devam etti.
Gençler, kadınlar, çiftçiler, işçiler, iş insanları ve bilim insanlarının bir umutsuzluk sarmalı içine sürüklendiğini belirten Kılıçdaroğlu “İnatla sürdürülen yanlış dış politikanın sonucu olarak ülkemiz bölgesinde yalnızlaşmış, milyonlarca göçmen ve sığınmacıya, mülteciye karşı sınırlarımız korunamamıştır. Nihayetinde hayat pahalılığı bir kanser gibi tüm yaşamı sarmış, vatandaşlarımızın geçim gücü neredeyse sıfırlanmıştır” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu “Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen umutsuz olmak için hiçbir neden yoktur. Çünkü bizler uçurumun kenarındaki yıkık bir ülkeden modern bir Cumhuriyet yaratan Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Milletimizin çelikten iradesi tek bir adamın iki dudağına, kişisel ikbal ve beklentilerine, kayırmacılık bağımlılığına, liyakatsiz kadrolarına teslim edilmiş görünse de bir dönemin sona ermekte olduğunu görüyoruz ve biliyoruz. Dolayısıyla saygı değer vatandaşlarımı, geçmiş ve bugünün olumsuzluklarını konuşmaya değil gelecek güzel günlerin, gelecek baharın hayalini kurmaya davet ediyorum” dedi.
Yıldırım, Türk bayrağını öptü; İstiklal Marşı’nı okudu
TBMM Genel Kurulu’nda yapılan 23 Nisan özel oturumda AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da bir konuşma yaptı.
Yıldırım konuşmasında “Siyaset; elbette yarışmayı, rekabeti beraberinde getiriyor. Bu anlaşılabilir. Anormal olan nefret dilidir, ayrıştırıcılıktır, kırıcı yıkıcı eleştirilerdir. Seçime gidiyoruz. Kimin ne yapacağını ne yapamayacağını milletimiz ezbere biliyor. Bütün siyasetçilerden beklentimiz, 86 milyon vatandaşımızın sahip çıkacağı bir siyasi dil kullanılmasıdır” dedi.
Yıldırım ayrıca “5 yıllık bir tecrübeden sonra tabii ki sistem değişikliğinde düzeltilmesi gereken konular olmuştur. Bunlar da gelecek Meclisin gündeminde olmaya devam edecektir” diye konuştu. “Milletvekili, bakan, Başbakan, TBMM Başkanı gibi şerefli görevler ile çıktığım bu millet kürsüsünde son kez huzurlarınızdayım” diyen Yıldırım gelecek yasama döneminde Mecliste olmayacağını belirtti.
Yıldırım konuşmasının sonunda, cebinden çıkardığı Türk bayrağını açarak İstiklal Marşı’nın ilk kıtasını okudu.
Oluç: İkinci yüzyıl çözümlerin, demokrasinin yüzyılı olacak
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise TBMM 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin 103’üncü açılış yıldönümü özel oturumunda yaptığı konuşmada “Birkaç ay sonra geride bırakacağımız Cumhuriyet’in ilk yüzyılı sorunların, krizlerin yüzyılı oldu; ikinci yüzyıl çözümlerin, demokrasinin yüzyılı olacaktır ve bizler bunun için elimizden geleni yapacağız. Bu iktidarın Türkiye’ye kaybettirdiği yıllar, yok ettiği umutlar, gasp ettiği haklar yeniden halka kazandırılacaktır. Bu iktidar ve tek adam yönetimi kaybettiğinde Türkiye kazanacak, bütün toplum kazanacaktır” dedi.
“Çocuk Bayramı olarak da kutlanan bugün milyonlarca çocuk, çocuk işçiliğinden şiddete ve istismara, anadilinden mahrum bırakılmaktan iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeye, uyuşturucu batağında geleceğini yitirmeye kadar, yaşının taşıyamayacağı kadar ciddi sorunlarla karşı karşıyadır” diyen Oluç “100 yıl önce çocuklar için bayram olarak hayal edilmişti bugün. Buradan sözümüz olsun, barış, demokrasi, huzur ve refah içinde bir ülkeyi çocuklara bırakmak boynumuzun borcudur. Çocuklara güzel bir ülke ortamı yaratmak bizlerin görevidir” diye konuştu.
Oluç “Bugün demokrasi ağır bir baskı altındadır. Kuvvetler ayrılığı terk edilmiş, yerine tek kişide toplanan kuvvetler birliğine geçilmiştir. Denge, denetleme mekanizmaları çalıştırılmamakta, yürütmenin vesayeti altında bulunmaktadır. Halk egemenliğinin tecelli etmesi gereken Meclis, yürütmenin egemenliği altına alınmıştır. Kimlikler, inançlar, diller, kültürler, evrensel ve temel insan hakları, yurttaş hakları bu ülkede gerçek bir anayasal güvence altında değildir. Demokratik siyaset, toplumsal muhalefet ve sivil toplum ağır bir kuşatma ve baskı altındadır” ifadelerini kullandı.
MHP: 72 yıllık siyasi istikrarsızlık dönemi
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada “Eski parlamenter sistem ile geçen 72 yıllık dönemi bir siyasi istikrarsızlık dönemi olarak tanımlamak doğru bir tespit olacaktır. Eski parlamenter sisteme dönme arzusu siyasi bir körlük, müzmin bir ufuksuzluk, geçmiş deneyimlerden ders almayan bir akılsızlıktır” dedi.
Akçay “72 yıl boyunca 17 koalisyon hükümeti, 6 azınlık hükümeti, 3 darbe hükümeti, 2 de geçici seçim hükümeti kurulmuştur. 72 yılda 20 genel seçim yapılmıştır. 20 genel seçimin 11’i erken seçim, 7’si olağan seçim, 2’si de darbe sonrası seçimler olmuştur. Hükümetlerin ortalama görev süresi 1,5 yılı bile bulmamıştır. Bu tablodan çıkan en önemli sonuç şudur; eski parlamenter sistem ile geçen 72 yıllık dönemi bir siyasi istikrarsızlık dönemi olarak tanımlamak doğru bir tespit olacaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile siyasi istikrarı sağladığını savunan Akçay “Bu çok önemli bir kazanımdır, bunu asla göz ardı edemeyiz. 5 yılı başarı ile geride bırakan bu sistemle ülkemiz kaybolan yıllarını telafi etmektedir” dedi.
ANKA / EC, JD
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?