Amasra katliamı davası başlıyor
Amasra’da yaşanan ve 43 işçinin hayatını kaybettiği maden kazasına ilişkin 23 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması Bartın’da başlıyor.
Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TKK) Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde geçen yıl meydana gelen patlamada 43 işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davada 23 sanık ilk kez hâkim karşısına çıkacak. Amasra Taşkömürü İşletme Müessesi Müdürü’nün de sanığı olduğu davada ihmali olmakla suçlanan dönemin TTK Genel Müdürü ile yöneticileri hakkında ise henüz soruşturma izni verilmedi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD ) üyesi Melike Polat, ihmaller zinciri sonucunda yaşanan maden patlamasında siyasi iktidarın da sorumlu olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 2014 yılında 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma katliamı ve 18 işçinin can verdiği Ermenek maden kazasının ardından son dönemde yaşanan en büyük maden faciası Bartın’da geçen yıl yaşandı. Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait bir kömür madeninde 14 Ekim 2022 tarihinde eksi 320 metrede yaşanan grizu patlaması ve ardından çıkan yangında 43 işçi hayatını kaybetti, 10 işçi yaralandı.
23 kişiye dava açıldı
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, kazaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle 23 kişi hakkında dava açtı.
Davanın ilk duruşması 25 Nisan’da Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. İddianamede, tutuklu Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in yanı sıra İşletme Müdürü, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi ve Başmühendis hakkında yaşamını yitiren her madenci için “olası kast ile öldürme” suçundan 25 yıla kadar hapis isteniyor. Bu sanıklar hakkında ayrıca kasten yaralama suçunda da ceza talep ediliyor. 4’ü tutuklu diğer 19 sanık ise “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle yargılanacak.
Amasra katliamında ihmaller neydi?
Peki, patlamaya giden süreçte yaşanan ihmaller neydi?
Davanın iddianamesine göre, maden kazası öncesinde sensörler 11 kez metan gazı seviyesinin kritik seviyenin üzerine çıktığına ilişkin ikaz/alarm verdi. Ancak bu uyarılar, ciddiye alınmadı ve madende tahliye gerçekleşmedi. İddianameye göre, metan yükselmesi “sıradan bir olay gibi” karşılandı, dinamit patlama yöntemiyle kömür çıkarma işlemine devam edildi. Metan gazının oksijen ve ateşleyici ile tetiklendiğinde grizu patlamalarına yol açtı.
Havalandırma modernizasyonu yapılmadı
Maden içerisinde oluşan metan birimini temizleyecek vantilatörün yetersiz ve bozuk olması da iddianamede detaylı anlatıldı. Buna göre, havalandırma tertibatının modernizasyonun 2015 yılında yapılması gerekiyordu. Bu konuda müesseseye ödenek ancak 2018 yılında tahsis edildi. Denetim raporlarında buna yönelik yapılan ikazlara rağmen ihale ancak 2021 yılında gerçekleştirildi. İhaleyi alan firma ise 180 gün içinde yapması gereken işe zamanında başlamadı ve bu nedenle maden içinde biriken metan gazı patlamaya neden oldu. Savcıya göre madenin yöneticileri bu eksikliği biliyordu ve gerekli havalandırma tertibatını almadı ve patlamaya sebebiyet verdi.
Ayrıca kömür içerisine sondaj işlemi sırasında “güvenli mesafe” kuralının hiç sayılarak dinamit patlatması gerçekleştirildiği anlatıldı. Gaz izleme merkezinde yasal olarak 2 görevli bulunması gerekirken, Amasra’daki madende bir kişi vardı.
İddianamede, müessesesinin genel işleyişine bakıldığında, kural ihlallerinin yaygınlığı ve denetimsizliğin işletmede disiplinsizliğe neden olduğu, teknik donanım, verilerin bilimsel olarak değerlendirilmesi, analizi ile bilimsel odaklı anlayış yerine bu anlayıştan uzak usta çırak tecrübesi ile yönetildiği, mevcut mevzuatın bu anlayışa göre esnetildiği/yok sayıldığı vurgulandı.
Vardiya listelerinde olmayanların yeraltında çalıştığına işaret edilen iddianamede, hayatını kaybeden 5 işçinin farklı vardiya işçisi olduğu örneği verildi.
Peki, Amasra katliamına ilişkin sorumluluğu olduğu iddia edilen Türkiye Taşkömürü İşletmeleri Genel Müdürlüğü yetkilileriyle ilgili bir işlem yapıldı mı?
‘Siyasi iktidar da sorumlu’
Çağdaş Gazeteciler Derneği adına davayı takip eden avukat Melike Polat, katliamda sorumluluğu bulunan TKK Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları ile Enerji ve Çalışma Bakanlığı denetmenleri hakkında şuana kadar soruşturma izni verilmediğini kaydetti. Çalışma Bakanlığı denetmenleri hakkında istenen soruşturma izninin olumsuz gelmesi üzerine Danıştay’da dava açıldığını belirten Polat, TKİ yöneticileri ve Enerji Bakanlığı denetmenleri ile ilgili soruşturma izni süreci ise devam ettiğini kaydetti.
Söz konusu madenin “devlete ait” olduğuna işaret eden Polat, “Kâr amacı gütmeyen bir ocakta 43 işçiyi katlettiler. Bunun sorumluları sadece TKK görevlileri değil, siyasi iktidardır. Bu ocağın bu şekilde yönetilmesi bir tercihtir ve bu tercih sebebiyle bunlar da sorumlu. Özellikle Enerji Bakanı’nın yargılanması gerekiyor. Bu konuda da suç duyurusunda bulunduk” dedi.
Maden ocağında keşif yapılamadı
Bu arada patlamanın ardından yangınların sürmesi nedeniyle kapatılan maden ocağında henüz bir keşif işlemi yapılamadı. Mart ayında keşif için yeniden açılan ocakta yangının sürdüğü anlaşılınca maden yeniden kapatıldı. Bu nedenle ilk duruşma patlamanın olduğu yer görülmeden başlayacak ve avukatlar bunun ciddi eksiklik olduğu görüşünde.
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?