Hatay’da gündem seçimler değil deprem
Depremin ağır yıkıma neden olduğu Hatay’da gündem seçim değil, zorlu yaşam koşulları. Sandığa “kırgın ve öfkeli olarak” gideceklerini söylüyorlar. Su, yazlık kıyafet, hijyen paketi gibi temel ihtiyaçları devam ediyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 3 ay geçti. 14 Mayıs seçimlerine ise 8 gün kaldı. DW Türkçe, depremin en fazla yıkıma neden olduğu Hatay’a giderek son durumu inceledi.
Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde yıkılan binaların enkazlarının kaldırılması büyük oranda tamamlanmış görünüyor. Ancak ağır hasarlı binaların yıkımına ilişkin çalışmalara ise henüz başlanılmamış. Terk edilmiş bir şehir görüntüsü çizen Antakya ve Defne’den yıkım için gelen iş makinaları da çekilmiş durumda. Birkaç iş makinası dışında herhangi bir çalışma yapılmıyor. Depremin ilk iki ayında bölgede çalışan çeşitli devlet kurumlarına ait iş makinalarının da kenti terk ettiği görülüyor. Şuan ağır hasarlı binaların yıkımına geçilmemesinde buna ilişkin yapılan ihale gerekçe gösteriliyor.
Peki, Hatay’da seçim atmosferi var mı?
Hatay’ın 14 Mayıs seçimlerinde yaklaşık 1 milyon 62 bin seçmeni var. 2018 seçimlerinde 11 milletvekilinden 5 AKP, 4 CHP, 1 MHP ve bir de TİP çıkardı. Ancak bu seçimlerde AKP’nin en az bir milletvekili kaybetmesi bekleniyor.
Kentte seçimleri ilişkin tek işaret; AKP, CHP, İyi Parti, TİP ve Yeşil Sol Parti’nin billboardlara verdiği ilanlar. Bunun dışında kentte bir seçim havası görmek mümkün değil. Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği ilanda, depremzedelere evlerinin bedelsiz verileceği yazıyor.
Seçimlerde depremzedeler oylarını daha önce kullandıkları okullarda verecek. Eğer okullar zarar görmüşse, bahçesinde konteyner kurulacak ve oy kullanma işlemleri burada yapılacak. Bazı okullarda buna ilişkin temizlik çalışması başlatılırken, henüz sandıklar kurulmuş değil.
Otogarda dönüş hareketliliği yok ama Hatay Otogarı’nda ise dönüşlerle ilgili hareketlilik gözlemlenmiyor. Depremde zarar gören otogarın bahçesinde kurulan konteynerde otobüs firmaları hizmet vermeye çalışıyor. Otogardan kalkan otobüsler şimdilik az yolcuyla hareket ediyor. Ancak seçimler nedeniyle oy kullanmak isteyenler 12-13 Mayıs günleri için bilet almaya başlamış durumda. Bazı otobüs firmalarının Hatay’a dönüş seferlerinde otobüs koltuklarının yarısı dolmuş durumda.
Bir firmanın görevlisi Süleyman Aşkar, “Ayın 10’una kadar arabalar boş gözüküyor. Ancak dönüşler için seçimlerden dolayı 12’si, 13’i baya bir yoğunluk var. Oy kullanmaya gelecekler” dedi.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin de hesaplarına göre 700 bin kişinin Hatay’dan ayrıldığını belirterek, “AFAD verilerine göre 430 binmiş. Seçimde geliş gidişler olacak. Ancak Belen’den geçip buraya nasıl gelecekler bilmiyorum. Geldi, buraya nerede yatacaklar. Sorun çok burada” dedi.
‘Üzgün, kızgın, kırgın, öfkeli…’
Peki, Hataylılar hangi duygularla sandığa gidecek?
Depremde yaralı kurtulan ve 18 yıldır oturduğu ağır hasarlı evindeki tüm eşyaları 8 bin TL’ye satmak zorunda kalan hemşire Gülcan Durur, bu soruya “Üzgün, kızgın, kırgın, öfkeli” diye yanıt verirken ekliyor: “Hayat bize neler getirecek, bunların hiçbirini bilmiyoruz. Yaşam alanı, nefes almak burada çok zor. Memleketimiz gitti, hayatımız gitti. Hayat standartlarımız gitti. Biz memleketimizden hiçbirimiz vazgeçmedik, vazgeçmeyi de düşünmüyoruz.”
Eşyaları koyacak yeri olmadığı için sattıklarını belirten Durur, “500 milyara (bin TL) alabilir misiniz bu eşyaların yenilerini. Ancak koyacak yerimiz yok. Oturduğun koltuğu satıyorsun, televizyonu, klimanı, satıyorsun. Her şeyi satıyorsun” dedi.
Henüz pert olan arabasının parasını sigortadan alamadığını belirten depremzede, “El bileğim kırık fizik tedavi olmam gerek, tedavimi olamıyorum. Kalacak yerim yok. Arabam yok, ne yapabilirim” diye konuştu.
‘Seçimler ertelenmeliydi’
Gülcan Durur, seçimlerin bir yıl ertelenmesi gerektiğini belirtirken, bu süreçte yapılan icraatları gördükten sonra oy vermenin daha doğru olacağını kaydetti. Durur, “Ben seçimden sonra da hiçbir şey olmayacağını düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Öğretmen eşi Mehmet Durur ise “Erdoğan’ın 1 yıl içinde depremzedelere evler teslim edilecek” vaadini inandırıcı bulmadı. “Burada evlerin bir sene içinde teslim edilmesi mümkün değil” diyen Durur, Antakya’nın tamamının yıkıldığını kaydetti, bu kadar evi yapmanın mümkün olmadığını vurguladı. Durur, şu an evlerinin nasıl yapılacağına ilişkin kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğine dikkat çekti.
Seçimde sanığa gidip gitmeyeceklerinin de şüpheli olduğunu belirten Durur, “Biz acılarımızla uğraşıyoruz. Evimizi kaybettik, ailemizi kaybettik, sokağımızı, anılarımızı, komşularımızı, her şeyimizi kaybettik. Ama gelip bize seçim vaatleri… Biz seçimi duymak istemiyoruz ki. Biz acılarımızla uğraşırken herkes kendi çıkarının peşinde” dedi.
Mehmet Durur, “Siyasi tercihiniz değişti mi depremden sonra” sorusuna ise “Depremden önce değişmeye başlamıştı, depremden sonra kesinlikle değişti” karşılığını verdi.
Depremzedelerin sorunları neler?
Hataylıların gündemi, siyaset veya seçim değil; halen çözüme kavuşmayan sorunları… Antakya’nın Küçükdalyan Mahallesi’nde kurulu çadırda iki çocuğuyla birlikte hayata tutunmayan çalışan Neslihan Oduncu, “Depremin üzerinden üç ay geçti, durumunuz şuan nasıl” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Koşullarımız çok kötü. Çadırdayız. Üç gündür susuzuz. Normalde su getiriyorlardı (1 Mayıs) bayram nedeniyle su gelmedi. Önceki gün de hafta sonu diye. Bulaşıklarımızı üç gündür yıkayamadık. Çadırımız çok sıcak, nefes almakta zorlanıyoruz. Boğuluyoruz. Yani kötü durumumuz çok kötü. Elektriğimiz yok. Tuvalet bağlanmadı. Duş konulmuş ama kurulmamış. Duş almak için nerelere gidiyoruz? Konteyner istiyoruz. Bizim de yaşama hakkımız var. Yaşamak istiyoruz yani. Hele çocuklar için çok kötü, felaket. Çocuklar hiçbir şekilde eğitim alamıyor, bunun zorluğunu yaşıyoruz. Eğitim alamıyor, eğitimden geride kaldılar.”
Oduncu, sandığa hangi duygularla gidecekleri sorusuna ise “Yani kırığız, kalbimiz kırık. Kırık bir şekilde gideceğiz” karşılığını verdi.
‘Yazlık kıyafet istiyoruz’
Havaların ısınması nedeniyle yazlık kıyafet ihtiyaçları olduğunu belirten Oduncu, tişört, yazlık terlik veya ayakkabı istediklerini söyledi. Oduncu, yağmur yağdığı zaman da çadırı su bastığını, eşyalarının ıslandığını belirterek, “Depremzede olduğumuz için şuan seçimler gündemimizde değil” dedi.
Hatay’da sinek sorunu
Aynı mahallede oturan Nazan Ekinci ise kentte ciddi bir sinek ve haşere sorunu olduğunu belirterek, “Çadırlarda yaşamaya çalışıyoruz. İlaçlama yapılmıyor. Çadırkenttekilere yardım yapılıyor. Biz isteyince kesinlikle yardım yapılmıyor, çadırkentte değilsiniz diye” ifadesini kullandı. Konteyner teklifi yapıldığını belirten Ekinci, “Verdikleri konteynerler bizim işyerimize 1,5 saat uzaklıkta. Gidemeyiz. Gideceğimiz yerde verilmesini istiyoruz” dedi.
Seçimlerin sorulması üzerine Ekinci, “Eskiden seçim için bir şey yapmaya çalışıyorlardı, biz şimdi hiçbir kimseyi görmedik, hiçkimseyi” ifadesini kullandı.
Parayla konteyner yaptıran depremzede
Adını vermek istemeyen orta yaşlı bir depremzede ise evinin önünde 110 bin TL’ye konteyner yaptırmak zorunda kaldığını anlattı. Halkın yardımlarının geldiğini belirten depremzede, “Ancak devletin yardımını görmedim ben” dedi. Aynı vatandaş, seçimlere ilişkin “Umudumuz şöyle; Eğer CHP gelirse çünkü onlar söz verdiler. Bize her yıkılan evin yerine ev vereceklermiş, evlerini yaptıracaklarmış, ama ne kadar doğru bilmiyoruz. Eğer yaparlarsa seviniriz” dedi.
Samandağlılar ne düşünüyor?
Benzer sorunlar, Hatay’ın Samandağ ilçesinde de var. 27 yaşındaki öğretmen Manolya Miçoğulları, özel okullarının yıkılması nedeniyle işini yapamıyor. Çadırında konuştuğumuz Miçoğulları, umutsuz olduklarını belirterek, “Şuan beklemedeyiz. Ne yapacağımızı biz de bilmiyoruz, Evimiz gitti, her şeyimiz gitti. Üç ay öncesine kadar her şeyimiz vardı ama bir gecede her şeyden yoksun kaldık. Her yer boşluk, şimdiye kadar böyle bir şey görmedik, çok üzücü bir şeyle karşı karşıyayız. Korkunç bir haldeyiz” dedi.
Hijyen ürünleri konusunda eksikleri olduğunu belirten Miçoğulları, 600-700 kişinin kaldığı çadırkentte tek lavaba kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Seçimlerde oy kullanmaya gideceklerini belirten Manolya Miçoğulları, “Umutsuzuz çünkü ülkede ne olacağını bilmiyoruz, oy vereceğiz ama umutsuzuz. Değişim istiyoruz çünkü olması gerekiyor bence, bir değişim olması gerekiyor. Üç ay geçti molozlar bile kaldırılmadı doğru düzgün, bir değişim olsun, hızlandırılsın bir şeyler, Samandağ tekrar ayağa kaldırılsın istiyoruz” diye konuştu.
Havalimanı neden kapalı?
Samandağ’da yaşayan Edip Dal, sorunların devam ettiğini, bir çadırda 8 kişilik iki aile ile kaldıklarını kaydetti. İktidarın yapılacak konuları 20 yıl borçlandırarak kendilerine vereceğini öne süren Dal, “Benim yaşım zaten 60. Ölünceye kadar ben borçlu mu yaşayacağım? Böyle bir yaşam ne kadar doğru olabilir” diye sordu.
Seçimler nedeniyle depremzedelerin dönmek istediğini belirten Dal, ancak havaalanının halen kapalı olduğunu kaydetti. Yalnızca karayoluyla buraya insan getirmenin zor olacağını belirten Dal, “Havayolunun kapanması seçimleri engelleme olarak geliyor bize. İnsanlar Hatay’a gelmesin, oyunu kullanmasın algısı bizde uyandı” dedi.
Hatay esnafı toparlanabilecek mi?
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
‘Seçimlerde değişim istiyoruz’
Samandağlılar olarak değişim istediklerini belirten Dal, şunları söyledi:
“Böyle bir sistemde yaşamayı ben hiçbir zaman yaşamayı tercih etmedim, etmiyorum. Hayat pahalılığı var, ötekileştirme var. Zaten depremde bunu net bir şekilde gördük. Nasıl ötekileştirildiğimizi yaşadık. Üç gün burada insanlar çığlıklarıyla kaldılar, çığlık atarak öldüler. Yani bizi ölüme terk ettiler. Bundan çok kızgınım, bu yöneticileri affetmeyeceğim.”
Antakyalı Yahudiler: Orası atalarımızın, geri döneceğiz
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
Hatay Otogarı’nda Sinop’a gitmek üzereyken konuştuğumuz Gül İçkan ise yaşadıkları nedeniyle öfkeli. İçkan, “Diliyorum yüreğinde bu acıyı bizim kadar olmasa da hissetmeye çalışan en azından hissetmeye çalışan yanımızda olduğunu bize gösteren insanlar gelsin ülkeye yönetici olarak. Gelip öyle rahat bir şekilde gezinip dolaşıp gitmesinler” dedi. Yaşadıklarını unutmayan İçkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Unutulmayacak bunlar, aklımızı kaçırmadığımıza şükrediyoruz. Çok bir şey söylemek istemiyorum. O kadar dolu ki içimiz, o kadar çok titriyor ki bizim bu güzel şehrimiz, yok oldu ya, insanlarımız yok oldu. Bize bir yıl içinde mükemmel şehir yapacaklarmış, 20 yılda da Paris yapsanız ne olacak ki biz yaşadığımızı biliyoruz. Hep yaralıyız artık.”
Hatay’daki yapı denetim binasında yaşananlar
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?