Kerim Öztürk yazdı: Beşiktaş’ta bu seçimi popülizm değil proje kazandı
Ajansspor yazarlarından Kerim Öztürk, Süper Lig takımlarından Beşiktaş’ın yeni başkanı ve Ankaragücü maçı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Detaylar.
Kerim ÖZTÜRK – AJANSSPOR
Beşiktaş’ın 11 bin 828 geçerli oyun kullanıldığı, rekor katılımla gerçekleşen olağanüstü seçimli kongresinde Beşiktaş tarihinde ikinci kez tüm sandıklarda rakibi Serdar Adalı’dan daha fazla oy alan Hasan Arat Beşiktaş’ın 35. Başkanı seçildi. Öncelikle Sn Arat ve ekibine görevlerinde başarılar. Zira özellikle futbolda kendilerini zor günler bekliyor.
Kongre sonucu pek şaşırtıcı olmadı
Rekor katılımla gerçekleşen kongre sonucu benim açımdan pek şaşırtıcı olmadı. Çünkü süreç boyunca yaptığım tüm değerlendirmelerde katılımın yüksek olması durumunda Sn Arat’ın şansının yükseleceği dile getirmiştim. Hem benim hem de süreci takip edenler açısından şaşırtıcı kısım özellikle Sn Adalı’nın fark beklediği sandıklarda dahi rakibinin gerisinde kalması oldu. Çünkü tüm değerlendirmeler başa baş bir seçim olacağı ve farkın 3 haneli rakamlarda kalacağı yönündeydi. Ancak sonuçta Hasan Arat rakibine 2 bin 714 gibi ciddi fark atarak kazandı.
Beşiktaş’ta bu seçimi popülizm değil proje kazandı
Seçim sürecinde 2 başkan adayı birbirlerinden farklı stratejiler geliştirmişti. Hasan Arat sürdürülebilir bir ekonomi, alt yapıya yapılacak yatırımlar, buna bağlı olarak gelecek sportif başarı ve uzun vadede borçların ödenmesi stratejini benimsedi. Serdal Adalı ise daha önce denenmiş ve tutmuş bir strateji benimseyerek, şahsi malvarlığının gücü ile alınacak yıldız oyuncular ve buna bağlı gelecek başarı ile yine şahsi malvarlığı ile başlatılacak projelere bağlı ekonomik düzelmeyi ön plana çıkardı. Sonuçtan anlayacağımız üzere, Beşiktaş kongre üyeleri de bu kez popülist söylemler yerine proje odaklı stratejileri tercih etti. Ancak tabii ki Sn Arat’ın seçime erken hazırlanmaya başlaması, iletişim ekibinin Sn Adalı’nın ekibine göre çok daha başarılı bir süreç geçirmesinin de sonuca etkisi büyüktü. Buradan da bir kez daha anladık ki, iletişim çağında iletişimi doğru yapamayan her kim olursa olsun sürece 1-0 yenik başlıyor.
Arat’tan Adalı’ya teşekkür
Beşiktaş’ta yapılan seçimin belki de en önemli ve güzel olaylarından bir tanesi Hasan Arat’ın seçim sonu konuşmasında yaşandı. Seçim sonu konuşmasında Adalı için, “Adanalı canım kardeşime gösterdiği centilmence mücadeleden, takım arkadaşlarına teşekkür ederim. Serdal Adalı, büyük Beşiktaşlıdır! Bunu herkes böyle bilmeli.” İfadelerini kullanan Arat, camiaya birinci ağızdan kutuplaşmadan uzak durma çağrısı yaptı. Zaten sosyal medyada yaşanan algıların aksine iki adayın seçim süresince birbirlerine yakın durmaları, birlikte oturup süreci birlikte takip etmeleri de aslında bu seçimde kazanan tarafın Beşiktaş olduğunu gösteriyordu.
Bir söz de Nazmi Koca’ya
Beşiktaş’ın Cumartesi günü yapılan İdari ve Mali Kongresi’nde yaptığı konuşma ile Genel Kurul üyelerini Beşiktaş taraftarının üzerinde gören, Genel Kurul’un seçtiği bir başkanı taraftarın yargılayamayacağını aleni ifade eden ve Çebi yönetimine karşı duran taraftara “3.5 taraftar” ifadesini kullanan Nazmi Koca için de bir iki kelam etmeden olmazdı. Eğer Beşiktaş Genel Kurul üyesi olmanın birinci koşulu Beşiktaş taraftarı olmak değilse vay o Beşiktaş’ın haline… Yok eğer birinci kural olması gerektiği gibi Beşiktaş taraftarı olmaksa bahsettiğiniz 3.5 taraftardan biri de sizsiniz. Sayın Koca’nın görmesi gerektiği bir de gerçek; Beşiktaş’ın 35. Başkanı daha seçim kararı dahi alınmadan taraftarın gücünü büyük ölçüde arkasına alan Hasan Arat oldu. Bilmelidir ki, ister Beşiktaş olsun, ister Galatasaray isterse Fenerbahçe ya da herhangi bir spor kulübü… Söz konusu taraftara dayalı bir yerse her zaman o kulübün gerçek sahibidir.
Rezil futbol
Aslında yazıda Ankaragücü maçına da bir bölüm ayırmayı düşünmüştüm. Ancak Club Brgge maçından sonra bu kadar rezil bir futbolu bize bir kez daha izlettiren takım hakkında yazı yazmaya gerek yok.
Yazının başında dediğim gibi Hasan Arat ve ekibinin futbol konusunda işi gerçekten zor. Yönetimdeki belirsizliğin giderilmiş olması takıma nasıl yansıyacak? Rıza Hoca ile devam edilecek mi? Devre arasında nasıl transferler yapılacak? Yaşayıp göreceğiz.