Boğaziçi Üniversitesi’nde fakülte krizi
Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden huzursuzluklara bir yenisi daha eklendi. Fen Edebiyat Fakültesi’nin bölünmesine akademisyenler ve öğrenciler tepkili.
Türkiye’nin prestijli eğitim kurumlarından Boğaziçi Üniversitesi’nde Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanması sonrası başlayan huzursuzluk üç yıldır devam ediyor. Liyakatsiz atamalara karşı yapılan “kayyum rektör” protestoları ile gündeme gelen kurumda mevcut yönetim, üniversitenin özerk yapısına aykırı davrandığı ve kararları üniversitenin bileşenlerine danışmadan aldığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Son olarak Boğaziçi Üniversitesi Senatosunun İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) ve Fen Edebiyat Fakültesi için aldığı karar tepki çekti. Öğrenciler ve akademisyenler, tepeden inme kararlarla üniversiteye zarar verildiğini söylüyor.
Tartışmaya neden olan karar nasıl alındı?
Senatonun rahatsızlığa neden olan dair kararı 20 Aralık Çarşamba günü alındı. Cumhurbaşkanı tarafından atanan Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin de içinde yer aldığı Senato, İktisadi İdari Bilimler Fakültesinin kapatılmasını, Fen ve Edebiyat Fakültesinin ise Fen Fakültesi ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi olarak ikiye bölünmesini görüştü.
Üniversitenin güney meydanında bir araya yüzlerce öğrenci ve akademisyen ise bu planı protesto etmek üzere toplandı. Bu tepkinin ardından senatonun İİBF’nin kapatılmasından vazgeçtiği ancak oy birliğiyle Fen Edebiyat Fakültesinin ikiye bölünmesine karar verdiği duyuruldu.
Üniversite sınavında en yüksek puanı alan öğrencilerin tercih ettiği iktisat, işleme, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümleri İİBF’de bulunuyor. İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, kararın akademik ya da bilimsel bir dayanağı olmadığı görüşünde:
“Maalesef Türkiye’nin güzide bir eğitim kurumunu ele geçirme, fethetme çabasıyla, doğru düzgün düşünülmeden planlanmadan yapılan bir girişim. Böyle kin ve nefretle hareket ederek siz ülkeye yalnızca zarar verirsiniz.”
Boğaziçili öğrencilerin tepkisi: Bizi de dahil etmediler
Fen Fakültesinin bölünmesi kararına öğrenciler de karşı çıkıyor. Son üç yıldır alınan hiçbir karara öğrenci olarak etki edemediklerini belirten Tarih Bölümü öğrencisi Rıza Mutlu, “Hiçbir karar okulun en büyük bileşenleri olan öğrencilere sorulup alınmıyor. Hepsi tepeden gelme ve bir şekliyle aslında zorlama kararlar” diyor.
Sosyoloji bölümü öğrencisi Rabia Nur Önder ise kararın onaylanması durumunda çok sayıda belirsizlikle karşılaşacaklarını ifade ediyor:
“Bir anda bütün düzenimizi değiştiriyorlar. Fakültemiz ne olacak, nereye taşınacak? Fen ve edebiyat fakültesi altında bir diploma almak varken şu an insani ve toplumsal bilimler fakültesi adı altında bir diplomaya sahip olacağız. Tamam, Boğaziçi Üniversitesi köklü bir yapıya sahip, adı önemli ama şu an bu değişen koşullar gelecekte nasıl karşılanacak?”
Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, fakültelerin düzenlenmesi ile ilgili kararların katılımcı bir şekilde ve araştırmalara dayanarak alınabileceğini vurguluyor. Mevcut senatonun temsiliyet işlevini kaybeden bir yapı olduğunu belirten Zenginobuz, burada yapılan toplantıların bir formaliteden ibaret olduğunu savunuyor:
“Fakültelerin yeniden düzenlenmesi konusu, üniversitelerde her zaman konuşulabilen konulardandır. Bu gibi konular üniversitelerde uzun uzun tartışılır. Bütün fakültelerden görüş alınır, dış görüş alınır. Bunlar hakkında raporlar hazırlanır, dış görüşler alınır, tartışılır. Fakat bir günde bir karar alıyorsunuz, ertesi gün değiştiriyorsunuz. Akademik ya da idari hiçbir ciddiyeti yok bu işlerin maalesef.”
Bu tür kararların gençlerin Türkiye’ye olan inancına darbe vurduğunu söyleyen Prof. Dr. Zenginobuz, “Türkiye’nin en iyi öğrencilerine yapılacak iş değil bu. Üniversite böyle yönetilmez. Bakkal dükkanı bile böyle yönetilmez” diyor.
Bundan sonra ne olacak?
Medyascope’a konuşan Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Naci İnci, protestolara yol açan kararı “Geleneğimizde yok diye değişimi reddedemeyiz” sözleriyle savundu. İnci, farklı çalışma alanlarına ve metodolojilere sahip birimlerinin aynı fakülte bulunmasının anlamlı olmadığı gerekçesiyle bu kararın alındığını söyledi.
Boğaziçi’nde akademik baskılar yurt dışına zorluyor
To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
Senatonun aldığı karar, YÖK’e gönderilecek. Karar, YÖK tarafından onaylanırsa Yönetim Bilimleri Fakültesi kapatılacak ve buradaki bölümler İİBF’ye geçecek. Fen-Edebiyat Fakültesi ise bölünecek. Fizik, kimya, matematik, moleküler biyoloji ve genetik bölümleri Fen Fakültesi’nde olacak. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nde ise psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe, Türk dili ve edebiyatı, batı dilleri ve edebiyatları, çeviribilimi, dilbilimi bölümleri yer alacak.
Boğaziçi Üniversitesi’nde kriz nasıl başladı?
Boğaziçi Üniversitesi’deki kriz, 2 Ocak 2021’de daha önce AKP’de çeşitli pozisyonlarda görev alan ve üniversite dışından bir isim olan Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından üniversiteye rektör olarak atanmasıyla başladı. “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganıyla üniversite kampüsünde protestolar düzenlendi. Polisin müdahalesi sonrası ise eylemlere şiddet karıştı ve öğrenciler gözaltına alındı.Bu dönemde akademisyenlerin rektörlük binasına karşı başlattığı “sırt dönme” eylemi hâlâ devam ediyor.
Aylar süren protestoların ardından Bulu ise daha sonra yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 15 Temmuz 2021’de görevden alındı, yerine Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle üniversite içinden Prof. Dr. Naci İnci rektör olarak atandı.Ancak İnci’nin rektörlüğü de tepeden inme karar olduğu gerekçesiyle tepkilere neden oldu.
DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?