Enflasyon hedefinden memur ve emekliler zararlı çıktı
Ekonomi yönetimi, TÜİK’in Aralık ayında fiyatları baskılamasıyla yıl sonu enflasyon hedefini tutturdu. Bu durum ücretli ve emeklilerin maaşlarına olumsuz yansıyacak. Peki kazanan kim olacak?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun bugün açıkladığı rakamlara göre tüketici fiyatları endeksi Aralık ayında yüzde 2,93 artış gösterirken Türkiye, 2023 yılını yüzde 64,77’lik enflasyonla tamamladı.
Ekonomi yönetiminin yüzde 65’lik yıl sonu TÜFE beklentisi de böylece gerçekleştirilmiş oldu. Piyasaya yeni ekonomi döneminde rasyonel beklentiler üzerine inşa edilen politikalar uygulandığı mesajı verildi.
Resmi verinin yaklaşık iki katı
Bağımsız akademisyenler ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı rakamlara göre ise enflasyon aylık bazda yüzde 4,12, yıllık bazda yüzde 127,21 olarak kayıtlara geçti. ENAG’a göre Türkiye’de yıllık enflasyon resmi verinin yaklaşık iki katını buluyor.
TÜİK enflasyon hesaplaması için haftada bir fiyat araştırması yaparken bu verilerin aylık geometrik ortalamasını alıyor. ENAG ise metodolojik anlamda gerçeğe daha yakın olan günlük dinamik veriler kullanıyor. Ancak resmi veriler ile ENAG rakamları arasındaki fark, araştırma yöntemlerinden kaynaklanmanın ötesine geçiyor.
Hangi ürünün fiyatı ne kadar arttı belirsiz
TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dairtartışmalar uzun süredir devam ediyor. Kurum, son iki senedir madde fiyatlarıyla ilgili alt verileri yayınlamıyor.
Enflasyon sepetinde hangi ürün için hangi fiyatın baz alındığının kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklanmaması, resmi enflasyonun gerçekçi olmadığına dair şüphelerin ortadan kalkmamasında en önemli etken. Ekonomistlere göre harcama grubu bazında açıklanan veriler fiyatların baskılandığını gösterirken, bu durum resmi enflasyonun gerçeği yansıtmadığı görüşünü pekiştiriyor.
“Giyim ve ulaşımda artış yerine düşüş”
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Mustafa Sönmez, TÜİK’in açıkladığı Aralık ayı enflasyon rakamlarının tartışmalı olduğu görüşünde.
TÜİK’in giyim fiyatlarında ve ulaşım fiyatlarında artış yerine azalış gösterdiğini savunan Sönmez, “Oysa İstanbul Ticaret Odası (İTO) tersine giyim fiyatlarında anlamlı bir artış gösteriyor. Yanı sıra doğal gaz fiyatları yine şaibeli. Geçen ay doğal gazın metreküp fiyatını 3,9 TL gösteren TÜİK, Aralık’ta 4,9 TL göstermiş. Oysa Nisan ayında 5,7 TL idi. Yani Nisan’a göre 2,7 TL düşüş var. TÜİK doğal gaz hesaplamasını canının istediği gibi yapıyor anlaşılan” diyor.
TÜİK’e göre Aralık ayında giyim ve ayakkabı grubunda yüzde 1,33 düşüş yaşandı. İTO’ya göre ise aynı dönemde giyim harcamaları grubunda yüzde 0,19 artış izlendi. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre ulaştırmada da endeks Aralık’ta yüzde 0,14 geriledi. İTO verileri ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 1,05 artışa işaret etmişti.
ENAG ise aralıkta ulaştırmada yüzde 3,75, giyim ve ayakkabıda yüzde 5,95, haberleşmede yüzde 6,03 artış hesapladı. TÜİK’e göre haberleşme grubunda TÜFE yüzde 3,07 arttı.
DW Türkçe’ye konuşan Beykoz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Evren Bolgün “Rakamların içerisine girdiğimizde beklenenden daha düşük bir enflasyonla karşı karşıya kalmamızda aslında devletin, kamunun yönlendirilen ve yönetilen ücret ve fiyatlardaki yapmış olduğu ayarlamalar neticesinin de etkili olduğunu görüyoruz” diyor.
Bu durumun özellikle ulaştırma tarafında görüldüğüne işaret eden Bolgün, “Bunda petrol fiyatlarının aralık ayı genelinde düşüş göstermiş olması etkili olmakla birlikte ocak ayına yansıtılmış olan yeniden değerleme değer artışıyla gelecek olan vergi artışları var” diye ekliyor.
Giyim tarafındaki negatif görüntünün aylık TÜFE’yi aşağıya çektiğine işaret eden Bolgün, “TÜFE’de giyim kaynaklı yüzde 1,33’lük bir geriye çekiliş var. Ana harcama kalemleri içerisinde giyim ve ayakkabının payı yüzde 6,41” bilgisini veriyor.
Gıda ve konut grubunda artış var
Bolgün, hane halkının bütçesi içerisinde yüzde 25,43’lük paya sahip olan gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki aylık artışın ise yüzde 4,81 olduğuna dikkat çekerek, “Gıda ve alkolsüz içecekler tarafında yıllık bazda da yüzde 72’lik bir artış var. Keza konut tarafı da yüzde 4,97’lik aylık bir artış göstermiş durumda ki bu da hanehalkının bütçesi içerisinde yüzde 16,62’lik sahip. Bunların hepsi aslında manşet enflasyon rakamının üzerindeki artışları bize gösteriyor” diyor.
Mevcut verilerin enflasyonun Mayıs ayına kadar yüzde 70’ler mertebesinde kalacağını gösterdiğini vurgulayan Bolgün, Merkez Bankası’nın yüzde 36’lık yıl sonu enflasyon beklentisinin gerçekleşmesi için politika faizinin yüzde 45’e kadar yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor.
ENAG da “Aralık ayında devletin yönettiği ve yönlendirdiği ve enflasyon sepetinin yüzde 20-25’ni kapsayan madde fiyatlarındaki baskılamanın enflasyon oranını da aşağılara çektiğini” ve bunun “Ücretlere yansıyacak enflasyon farkını azalttığını” kaydetti.
“Emeklilerin gelirlerinden çalındı”
Türkiye’de iktidar “vatandaşı enflasyona ezdirmediği” iddiasını sık sık dile getirirken resmi enflasyonun güvenilir olmadığına dair tartışmalar bu söylemin gerçekliğine de gölge düşürüyor.
TÜİK verilerine göre Mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın altına gerilemiş, verilerin bu şekilde çıkması, TÜİK’in Mayıs ayında seçim yatırımı olarak tüketicilere bedava verilen doğal gaz kalemindeki fiyat artışını sıfır olarak hesaplamasıyla sağlanmıştı. Bu durum resmi enflasyonda bir düşüş sağlarken emekli ve çalışanların maaşlarına olumsuz yansımıştı.
Mustafa Sönmez, TÜİK’in açıkladığı son enflasyon verilerinin de memur ve emekli maaşlarına etki edeceğine dikkat çekiyor. Sönmez, “Güvenilmez ölçüm, ücretli ve emeklilerin gelirlerinden çalmaya hizmet etti” diyor.
TÜİK’e göre altı aylık enflasyonun yüzde 37,6 olduğunu aktaran Sönmez, bu rakamın, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak zammı ifade ettiğini belirterek, “7 bin 500 TL alan işçi emeklisi 10 bin 320 TL alacak. Memur ve memur emeklileri için ise altı aylık enflasyona, toplu sözleşme zammı eklendiğinde yüzde 49,3 zam bekleniyor” diyor.
Vergiler maaşlardan hızlı artıyor
Ücretler resmi enflasyon oranında artırılırken iş gücü ödemelerinin büyümeden aldığı pay da azalıyor. Son açıklanan 2023 yılının üçüncü çeyreğine ait verilere göre iş gücü ödemelerinin yani emeğin büyümeden aldığı pay yüzde 32,2’ye gerilerken sermayenin kâr payı yüzde 47’ye yükselmiş durumda.
Öte yandan asgari ücret, memur ve emekli maaşları zamları tüketici enflasyonu (TÜFE) üzerinden hesaplanırken vatandaşların ödeyeceği vergi, harç ve cezaları belirleyen yeniden değerleme oranı yıllık Yurtiçi Üretici Fiyatları Genel Endeksi’ne (Yİ-ÜFE) göre belirleniyor. Alkollü içecekler, tütün ve akaryakıt ürünlerindeki maktu Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarları ise altı ayda bir artırılıyor.
1 Ocak’tan itibaren pek çok vergi, harç, cezalar yeniden değerleme oranı olan yüzde 58,46 oranında artırıldı. 2023 yılına ait Yİ-ÜFE yüzde 44,22, 2024 resmi enflasyon beklentisi yüzde 36 seviyesinde bulunurken vergi, harç ve cezalara yapılan artış her ikisinin de üzerinde.
2024 yılı bütçesiyle toplam 11 trilyon 89 milyar lira olarak belirlenen kamu harcamalarının 8 trilyon 437 milyarı vergi ve vergi dışı gelirlerle karşılanacak. Vergilerin 1.2 trilyonu başta çalışanlar olmak üzere Gelir Vergisi mükelleflerinden alınacak. Zengin fakir ayırt edilmeksizin yapılan her alışverişten alınan KDV için 1,7 trilyon, ÖTV için de 1,4 trilyon lira para tahsil edilecek. Gelirle gider arasındaki 2 trilyon 652 milyarlık açık ise iç ve dış piyasalardan yapılacak borçlanmalarla finanse edilecek.
DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?