Emekliler için yeterli kaynak yok mu?
SGK verilerine göre Türkiye’de son zam öncesi ortalama emekli maaşı 7 bin 211 liraydı. Emeklinin nüfusa oranı artarken bütçeden emekliye ayrılan pay yüzde 2,6’ya kadar geriledi. AB’de bu oran yüzde 12’yi buluyor.
Devlete yıllarca prim ve vergi ödeyip emekli olan milyonlarca kişinin ortak derdi geçim sıkıntısı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü Kabine Toplantısı’nın ardından açıkladığı zam oranı da emeklilerin beklentisini karşılamadı.
Erdoğan’ın açıklamasına göre en düşük emekli maaşı 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıldı. İşçi ve Bağkur emeklilerinin aylıklarına geçen yılın son altı ayına ilişkin yüzde 37,57’lik enflasyon farkına ek olarak yüzde 5 zamla yüzde 42,6 artış yapılacak. Ancak bu artış oranı emeklilerin kök aylıklarına uygulanıyor.
AKP’nin son yıllarda devreye soktuğu maaş tamamlama politikasıyla belli bir rakamın altındaki maaşlar Hazine’den karşılanarak o rakama tamamlanıyor. İzlenen politikaya göre maaşı 10 bin liraya tamamlanan emeklilerin kök aylıkları değişmiyor. Zam oranları ise kök aylık üzerinden yapılıyor.
Zam oranları düşüyor
DW Türkçe’ye konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik’in yaptığı hesaplamaya göre kök aylığı 7 bin 13 TL ve altında olan emekliler yüzde 42,6 değil yüzde 33,3 oranında zam alacak. Kök aylığı 7 bin 200 lira olan emeklilerin aylığı yüzde 36,9 artışla 10 bin 267 lira, 7 bin 300 lira olanların aylığı yüzde 40,7 artışla 10 bin 552 liraya çıkacak. Sadece mevcut emekli maaşı 7 bin 500 liranın üzerinde olanlar yüzde 42,6’lık zamdan faydalanabilecek.
Açıklanan zam oranıyla milyonlarca emeklinin maaşı 14 bin 431 lira olan açlık sınırı ve 17 bin 2 TL’ye çıkarılan asgari ücretin altında kaldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de asgari ücretin yüzde 40 üstünde olan emekli maaşlarında özellikle 2008’den sonra büyük bir erime gerçekleşti.
SGK verileri gizliyor
Türkiye’de en düşük emekli aylığının ne olduğu ve kaç emeklinin hangi aralıkta maaş aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu ve resmi makamlarca açıklanmıyor. Ancak SGK verileri ortalama emekli maaşı üzerinden emeklilerin yaşam koşulları hakkında fikir veriyor.
SGK’nin en son açıkladığı Ekim 2023 verilerine göre Türkiye’de 15 milyon 851 bin 244 emekli bulunuyor. Kurumun emekli aylıklarına ise geçen yılın 10 ayında yaklaşık 1 trilyon 143,5 milyar lira kaynak ayırdığı görülüyor. Buna göre, Türkiye’de ortalama emekli maaşı 7 bin 211 liraya denk gelirken söz konusu rakam, emeklilerin yarıdan fazlasının maaşının 10 bin liranın altında kaldığına işaret ediyor.
Peki Türkiye’nin bütçesinden emekliler için daha fazla pay ayrılamaz mı?
SGK’nin kaynakları maaşları karşılıyor
SGK verilerine göre prim gelirlerinin emekli aylıkları ve sağlık ödemelerini karşılama oranı yüzde 77. Ekim ayında çalışanlardan 151,3 milyar lira prim geliri elde eden kurum, 137,5 milyar lira emekli maaşı, 59 milyar lira sağlık ödemesi gerçekleştirdi.
Geçen yılın 10 ayında ise prim gelirleri 1 trilyon 179 milyar lira olurken, emekli aylıkları için ödenen rakam 1 trilyon 143,5 milyar lira oldu. Kurum aynı dönemde 438 milyar liralık sağlık ödemesi gerçekleştirdi.
Aziz Çelik, emekli aylıklarında SGK’nin payının giderek arttığına dikkat çekiyor. SGK’nin kendi kaynaklarının emekli aylıkları ve sağlık ödemelerindeki payının 2003’te yüzde 59 iken son dönemde yüzde 77’ye çıktığına değinen Çelik, “Dolayısıyla SGK’nin kendi topladığı kaynaklarla kendi giderlerini karşılama oranı artmış durumda. Bütçeye olan yükü ya da bütçeden SGK’ya sağlanan destek giderek azalmış durumda oransal olarak” diyor.
Çelik, Türkiye ekonomisinde emekli maaşlarının artırılmasının önünde bir kaynak sorunu olmadığı görüşünde.
“Bütçeden transferler yüzde 2,6’ya düştü”
Bir sosyal devlette zaten kamunun sosyal güvenlik ve sosyal yardımlara kaynak ayırması gerektiğine işaret eden Çelik’e göre, bu kaynağın payının da emeklilerin sayısı arttıkça artması gerekiyor. Ancak Türkiye’de SGK’ya yapılan bütçe transferlerinin gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı düşerken, emeklilerin toplam nüfus içerisindeki payı artıyor.
Türkiye’de emeklilerin nüfus içerisindeki payının 2008’de yüzde 12 civarında iken 2022’de yüzde 16’nın üstüne çıktığını, 2023’te ise yüzde 18’e kadar çıkmasının beklendiğini ifade eden Çelik, “Şimdi burada beklenen şudur: Bütçeden emeklilere ayrılan kaynağın da buna paralel olarak artması gerekir. Ancak bütçeden SGK’ye yapılan transferlerin oranına baktığımız zaman, 2008’de yüzde 3,5’ti, 2022’de yüzde 2,6’ya düştü” bilgisini veriyor.
Nüfus artarken kaynağın azalmasının emeklinin yoksullaştığı anlamına geldiğini vurgulayan Çelik, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetiminde oranın daha da düşeceğini söylüyor.
“Kaynak ayrılmaması bir tercih”
“Emeklilere sınırlı aylık vermeleri ve bir kısmını enflasyonun altında bırakmaları nedeniyle bu oran daha da düşecek” diyen Çelik, ekliyor: “Dolayısıyla bu kaynak yok meselesi değil. Burada tahsis ve tercih sorunu var. Kaynağın kime verildiği meselesi var. Yani kaynakları emeklilere vermekten imtina ediyorlar, başka taraflara harcıyorlar. Bunu başka türlü izah etmek mümkün değil.”
Türkiye’de emeklilerin yaşam koşullarındaki kötüleşme mevcut çalışanları da gelecek konusunda kaygılandırıyor.
Emeklilerin yaşadığı sorunların kaynağı, 2008’de ‘reform’ adı altında sosyal güvenlik yasalarında yapılan değişiklikler. Bu tarihte yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emeklilik yaşı yükseltildi, emekli olmak zorlaştırıldı. Emekli aylığı hesaplama ve bağlama oranlarında yapılan değişiklikler sonucunda emekli aylıkları düşmeye başladı. Aynı koşullarda fakat farklı zamanlarda emekli olanların aylıkları arasında büyük eşitsizlikler ortaya çıktı.
1999’dan itibaren emekli aylıkları hesaplamasına enflasyonun yanı sıra GSYH büyümesi de dahil edilirken AKP’nin 2008 yılında yaptığı yasal değişiklikle güncelleme katsayısına milli gelirdeki büyümenin sadece yüzde 30’u eklenmeye başlandı. Aylık bağlama oranları da yüzde 75’ler seviyesinden yüzde 50’lere düşürüldü.
“Ferahlatan bir iyileşme olmayacak”
2008’de yapılacak düzenleme öncesi iktisatçı ve çalışma ekonomisi uzmanlarının iktidarı emekli maaşlarının 10-15 yıl içerisinde asgari ücretin yarısına düşeceği konusunda uyardığını, ancak bu uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Prof. Dr. Aziz Çelik, “Şimdi onun da altına düştü. Eğer 10 bin liraya tamamlama işlemi olmasa şu anda en düşük emekli aylığı 4 bin 500 – 5 bin lira civarında” diyor.
Emekli aylıkları çok düştüğü için tablonun tamamlama işlemiyle düzeltilmeye çalışıldığını belirten Çelik, “Bunun arkasında yatan da sosyal güvenliğe yeterince kaynak ayrılmaması. Emeklilerin çok büyük bölümü, geçmişteki prim ödeme gün sayısı ne olursa olsun, aylık kazancı ne olursa olsun ortalama olarak şu anda 10 bin liraya eşitlenmiş durumdalar. Yani geçmişte asgari ücret ödeyenin de asgari ücretin birkaç katını ödeyenin de şu anda aşağı yukarı aldığı aylık 10 bin lira civarındadır. Bu sosyal güvenlik sisteminin bozulmasından kaynaklanıyor” diye devam ediyor.
Çelik, temmuz ayında da emeklilerin maaşlarında emeklileri ferahlatacak bir iyileştirme olacağını düşünmüyor. Bu söylemi emeklilerin tepkisini bastırmaya dönük bir hamle olarak değerlendiren Çelik, Mehmet Şimşek ve ekibinin talebi düşürmeye odaklı bir ekonomi politikası izlediğini, bu politikanın da emekli maaşlarında ciddi bir artışa izin vermeyeceğini söylüyor.
“Avrupa yüzde 12 kaynak ayırıyor”
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusta yoksulluk oranı (hanehalkı ortalama gelirinin yüzde 50’sinden daha düşük gelire sahip olanların oranı) 2020 itibariyle yüzde 13,7 iken bu oran 75 yaş üstünde yüzde 17’ye yükseliyor. Ancak veriler son üç yılda yüksek enflasyon karşısında emeklilerin kötüleşen yaşam koşullarını yansıtmıyor. Diğer yandan Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret haline gelirken OECD’nin Türkiye’den sağladığı resmi verilerin ne kadar sağlıklı olduğu da tartışmalı.
Aziz Çelik, Avrupa Birliği ülkeleriyle Türkiye’nin sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarına bütçeden yapılan transferler üzerinden karşılaştırılabileceğini söylüyor. Buna göre Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarına bütçeden yüzde 12 civarında pay ayrılırken bu oran Türkiye’deki oranın yaklaşık beş katı.
Sendika ve derneklerden tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan emekli aylıklarına ilişkin zam açıklamasında bu yıl emeklilere 200 milyar TL’lik ilave bir kaynak aktarılacağını belirterek “2024’ü Emekliler Yılı olarak ilan ediyoruz. Emeklilere özel yeni hizmetleri devreye alacağız” dedi.
Ancak yapılan zam oranına emekli sendikaları ve derneklerinden de tepki geldi.
DW Türkçe’ye konuşan Birleşik Emekliler Sendikası Genel Başkanı Mahmut Şengül, “Enflasyonun tavan yaptığı bu süreçte emekli bu maaş ile kirasını mı, gıda harcamasını mı, sağlık harcamasını mı, okuyan çocuğu varsa eğitim masrafını mı, fatura giderlerini mi karşılayacak?
Bu açık açık emekliye yaşam değil ölüm ücretidir” diyor.
DİSK Emekli-Sen de DW Türkçe’ye ilettiği açıklamada, DİSK’in yaptığı araştırmaya göre emeklilerin gıda enflasyonunun yüzde 88 olduğunu belirterek “Açıklanan oran ve rakamlar, milyonlarca emeklinin açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edildiğini gösteriyor. Açlık sınırı altında kalan aylıklarımıza yapılan sözde iyileştirmeler, duyurulan sözde müjdeler bizleri açlık, yoksulluk ve sefalet üçgenine hapsetmeye devam ediyor. Her seçim dönemi öncesinde, seçim yatırımı olarak önümüze atılan üç-beş puanlık iyileştirmeler, üç kuruşluk müjdeleri kabul etmiyoruz” denildi.
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün de yaptığı yazılı açıklamada düşük emekli aylığı rakamı ile SSK ve Bağkur emeklilerinin aylıklarına zam oranının gözden geçirilmesini talep etti. Ergün, “En düşük emekli aylığının 10 bin liraya yükseltilmesi ile SSK ve Bağkur emeklilerinin aylıklarına yüzde 5 ilave artış, emeklilerin beklentilerinin altında kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve yüce Meclisimizden beklentimiz, konunun tekrar değerlendirilmesi ve emeklinin zorlu yaşam mücadelesinde bir nebze de olsa nefes alabilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesidir” dedi.