Türkiye’de istihdam sorunu büyüyor mu?
Türkiye ekonomisindeki yavaşlama, istihdam piyasasında da kendini gösteriyor. İşsizlikte kıpırdanma başlarken, Türkiye istihdam oranında OECD içinde son sırada yer aldı. Pek çok sektörde çalışan açığı büyüyor.
28 Mayıs seçimleri sonrasında enflasyonla mücadele kapsamında faiz artıran ve ekonomide kontrollü bir yavaşlama hedefleyen AKP hükümetinin yeni dönemdeki mücadele alanlarından biri de işsizlik olacak.
Asgari ücrete son 1 yılda yapılan yüzde 100 zam, AB ekonomilerindeki durgunluk ve maliyet artışları ile yerinde sayan ihracat gibi nedenlerle işsizlikte yukarı yönlü bir seyir dikkat çekiyor. Bununla birlikte 86 milyonluk nüfusa sahip Türkiye, OECD ülkeleri içinde yüzde 48’lik istihdam ortanı ile son sırada yer alıyor.
DW Türkçe’ye konuşan iş dünyası temsilcileri ve insan kaynakları uzmanlarına göre, başta emek yoğun sektörler olmak üzere Türkiye’de gerek ara eleman gerekse nitelikli çalışan ihtiyacı giderek artıyor. Buna karşın 15-24 yaş arası çalışabilir nüfus içerisinde iş arayanların sayısı ise azalıyor.
İşsizlik yeniden yükselişe geçti
Gerek pandemi döneminde gerekse 2023 yılı başındaki deprem felaketi sonrasında, stabil seyretmeyi başaran işsizlik oranı, yılın son döneminde az da olsa bir artış eğilimi gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son yayınlanan iş gücü istatistiklerine göre, Kasım 2023 döneminde işsizlik oranı 0,4 puan artarak yüzde 9 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 16,5 olurken, geniş tanımlı işsizlik bir önceki aya göre 1,3 puan artarak yüzde 22,7 oldu. Böylece işsizlik haziran ayından beri ilk kez artmış oldu.
İstihdam oranında OECD sonuncusu
Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 236 bin kişi azalarak 31 milyon 611 bin kişi, istihdam oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 48,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,4 iken, kadınlarda yüzde 31,3 olarak gerçekleşti.
Türkiye açıklanan bu son istihdam verileri ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye 38 ülke arasında en yüksek dördüncü işsizlik oranına sahip ülke olurken, istihdam oranında ise sonuncu oldu. 2023’ün üçüncü çeyreğinde Türkiye’de 15-64 yaş aralığındaki çalışabilir nüfusun istihdam oranı yüzde 53,9 olarak hesaplandı. OECD üyeleri içerisinde ortalama istihdam oranı ise yüzde 70,1 seviyesinde bulunuyor.
Peki Türkiye istihdam piyasasında yaşanan bu daralmanın arkasında ne var?
İhracatçı sektörlerde işten çıkarma
2023 yılında patinaj yapan ve bir önceki yıla göre yalnızca binde 6’lık artış kaydedebilen Türkiye ihracatındaki yavaşlama ve asgari ücrete son 1 yılda yüzde 100 zam gelmesi, belli sektörlerde işten çıkarmaların hızlanmasına neden oluyor. Özellikle ihracat performansı yüksek ve emek yoğun bir sektör olan tekstil ve hazır giyimde, son 1 yıldaki istihdam kaybının 200 bin kişiye ulaştığı belirtiliyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 2023’te 27 ihracatçı sektörün 13’ünün bir önceki yıla eksiye düştüğünü belirterek, eksiye düşen sektörlerin çoğunlukla tekstil, demir çelik gibi emek yoğun sektörler olduğuna dikkat çekiyor.
Tekstilde 200 bin kişilik istihdam kaybı
Tekstil sektöründe faaliyet gösteren kendi şirketinde de son 1 yılda 3 bin 500 olan çalışan sayısının 2 bin 500’e düştüğü bilgisini veren TİM Başkanı Gültepe, “Keşke sektörümüzde 200 bin kişilik istihdam kaybını değil de 200 bin yeni istihdam yaratmış olmayı konuşabilseydik. Anadolu’yu istihdam deposu yapmayı hedefliyorduk ancak geldiğimiz noktada yeni yatırım yapılamıyor, ancak mevcudu korumaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.
Tüm olumsuzluklara rağmen, istihdam piyasasında yaşanan kayıpların ‘geçici’ olduğunu ifade eden Gültepe, şöyle konuşuyor: “Bu istihdam düşüşlerinin nisan ayından itibaren yerini yeni istihdamlara bırakacağını düşünüyorum. Ancak yeni iş alanları yaratabilmemiz için maliye ve Merkez Bankası politikaları belirleyici olacak. Çünkü bugün hiç deneyimi olmayan bir çalışana iş yaratmanın maliyeti Türkiye’de 850 dolar. Böyle bir maliyetle, dünya ile rekabet etme şansımız yok.”
“İş gücüne katılım zayıflıyor”
Türkiye sanayisinin merkezlerinden biri olan Kocaeli’nin Sanayi Odası Başkanı ve aynı zamanda İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da, iş dünyasındaki istihdam sorununun giderek büyüdüğüne vurgu yapıyor.
“Yalnızca tekstil gibi emek yoğun sektörlerde değil, hemen hemen tüm sektörlerde iş gücü sıkıntısı yaşanıyor” diyen Zeytinoğlu, “Avrupa ülkelerinde iş gücüne katılım ve iş arayanların çalışabilir nüfusa oranı yüzde 75 seviyesinde. Bizde ise yüzde 54. Dolayısıyla Türkiye’de bir iş açığı yaşanıyor. Bu sadece tekstilde değil, bütün sektörlerde önemli bir sorun” şeklinde konuşuyor.
“Büyümedeki yavaşlama da olumsuz etkileyecek”
Türkiye’de yüksek bir genç nüfus olmasına rağmen istihdam piyasasında yaşanan sıkıntıların bir nedeninin de sosyal davranış biçimleri olduğunu dile getiren Ayhan Zeytinoğlu, “Çalışabilir gençlerimiz asgari ücret ile çalışmak yerine ailesi ile yaşıyor, çalışmamayı tercih ediyor. Bu noktada türlü sosyal yardımlar da etkili olabiliyor diye düşünüyorum” diye konuşuyor.
Türkiye ekonomisinin 2024 yılında enflasyonla mücadele konusunda alınan önlemlerle birlikte yüksek büyümeden ödün vereceğini, büyümenin yüzde 3 ve altına düşmesi ile ekonomideki durgunluğun daha belirgin hale geleceğini kaydeden Zeytinoğlu, “Büyümedeki yavaşlama da yakın gelecekte istihdam sorununu artıracak bir etki yaratabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.
İnşaat sektörü de zorda
Öte yandan imalat sanayindeki çalışan sıkıntısının bir benzeri, 200’e yakın yan sektörü doğrudan etkileyen ve Türkiye ekonomisinde büyümeyi sırtlayan sektörlerin başında gelen inşaat sektöründe de yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde basına açıklamalarda bulunan villa ve konut üreticisi Nexonya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural, son bir yılda işçilik maliyetinin yüzde 100 artmasıyla sektördeki istihdam açığının da büyüdüğüne dikkat çekti. Vural, “Son dönemlerde kalifiye eleman konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Günlük 2 bin TL yevmiyeye dahi çalışan bulmakta zorlanıyoruz” diye konuştu.
Gelir eşitsizliğinde tarihi zirve
Bu arada işsizlikteki kıpırdanma ve toplam istihdamda son 16 ayın en düşük seviyesinin görülmesi, gelir dağılımındaki bozulma ile de kendini gösteriyor. TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre; gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı 2022 yılında 0,433 ile en yüksek seviyesine çıktı. Söz konusu katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor.
Araştırmaya göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8’e çıktı. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay ise 0,1 puan azalarak yüzde 5,9 seviyesine indi.
“Nitelikli iş gücüne ihtiyaç artıyor”
ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı’ya göre, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda yaşanan dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler, üretimde iş gücü ihtiyacını azaltırken, nitelikli işgücüne duyulan ihtiyacı artırıyor.
Türkiye’de özellikle hem ara eleman hem de nitelikli çalışanlar konusunda ihtiyaç olduğuna işaret eden Narlı, “Sektörel açılardan bakıldığında ülkemizde yetenek açığını en yüksek oranda ifade eden sektörler; taşımacılık, lojistik ve otomotiv, tüketim malları ve hizmetleri ile sağlık-yaşam bilimleri. Bu sektörler, yüzde 78 oranla aradıkları yetenekleri bulmada zorluk yaşadıklarını ifade ediyorlar” diyor.
“Şirketler işe alımda temkinli davranmaya başladı”
Hazırladıkları ‘İstihdama Genel Bakış’ raporunun son açıklanan 2024 yılı ilk çeyrek verilerine göre, 2024 itibariyle şirketlerin işe alım konusunda ‘temkinli’ bir strateji izlemeye başladığına değinen Narlı, şu bilgileri paylaşıyor:
“2024 yılı ile çeyreğinde sektörel açıdan baktığımızda üretim ve imalat sektöründe geçtiğimiz çeyreğe kıyasla 3 puanlık bir düşüşle net istihdam beklentileri yüzde 16 oranında diğer sektörlere nazaran alt sıralarda ifade edildi. Üretim ve imalat yanında finans ve gayrimenkul alanında faaliyet gösteren işverenler işe alım beklentilerinde bir önceki çeyreğe kıyasla 4 puanlık bir düşüşle yüzde 22’lik net istihdam beklentilerini ifade ettiler. Bu açıdan baktığımızda şirketlerin içinde bulunduğumuz dönemde stratejik planlamaları için izleme ve takip yönünde temkinli ilerlediklerini söyleyebiliriz.”