Okulda diş sağlığına dikkat!
Okullar açıldı ve çocuklarımız evden çok okulda vakit geçiriyorlar; kantinlerden ağız ve diş sağlıklarını olumsuz etkileyecek birçok gıda tüketiyorlar.
Okullar açıldı ve çocuklarımız evden çok okulda vakit geçiriyorlar; kantinlerden ağız ve diş sağlıklarını olumsuz etkileyecek birçok gıda tüketiyorlar. Peki, okul çağındaki çocuklar ağız ve diş sağlıkları için neler yapmalıdır, ebeveynler bu konuda çocuğa nasıl yardımcı olmalıdır?
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü’nden Dt. Alper Tunga Bahat ‘okul çağındaki çocuklarda ağız ve diş sağlığı’ hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Çocuklar, okula başlamalarıyla birlikte alıştıkları ve rahat ettikleri ev ortamından çıkıp artık daha bireysel, kendi ayakları üzerinde durmaları ve daha fazla çaba harcamaları gereken farklı bir ortama giriş yapıyorlar. Hayatlarındaki bu yeni rutin çocuklarda evde edindikleri bazı sağlıklı alışkanlıkların değişmesine, bazen de tamamen ortadan kalkmasına sebep oluyor. Ağız ve diş sağlığıyla ilgili edindikleri alışkanlıklar da bunlardan bazıları.
Çocuklarımızın ağız ve diş sağlığı açısından, okul döneminin en önemli risklerinden biri çocuklarımızın bizim denetimimizden ayrı geçireceği zaman dilimi. Bu süre bazı okullarda yarım gün iken bazılarında tüm günü kapsıyor. Yeterli hijyen bilincine sahip olmayan çocuklarda zaman içinde çürük oluşma riski artıyor ve yeni çürükler oluşurken önceden var olan kronik çürükler de aktif hale geliyor.
Okul kantinindeki gıdaların çocuğun ağız ve diş sağlığı üzerindeki etkisi nasıldır?
Çocukların okul kantinlerinden aldıkları, ambalajları renkli ve çekici; ancak içeriğiyle çürük oluşumuna sebebiyet veren yiyecekler ve asitli içecekler ağız ve diş sağlığını olumsuz etkileyen durumların başında geliyor. Eğer zaten çocukta eksik ağız ve diş sağlığı hijyeni varsa, bu tür besin çeşitleri de ağız ve diş sağlığında oluşabilecek rahatsızlıkları tetikliyor. Çocuk, sabah evden dişlerini fırçalamayarak okula gitmişse, gün içinde tüketilen yiyecek ve içecekler ile birlikte akşam yatmadan önce fırçalamaya kadar geçen sürede dişlerde çürüme başlıyor. Daha kötüsü akşam yorgunluk, uyku bahanesiyle dişlerini fırçalamadan yatan çocukta ağızda asit oluşumu maksimum seviyeye çıkıyor ve uyurken azalan tükürük salgısıyla birlikte dişler çürümeye açık hale geliyor.
Ağız ve diş sağlığı konusunda ebeveynler çocuklarına örnek olmalıdır
Bilindiği üzere çocuk ebeveynlerini taklit eder, büyürken onları örnek alır. Ebeveynler ağız ve diş bakımlarına dikkat ederek çocuklarına örnek teşkil etmeli, bu sağlıklı rutini yaşamlarına katmaları için onları motive etmelidirler ve aynı zamanda, fırçalama alışkanlığını küçük yaşlardan itibaren çocuklarına aşılamalıdırlar. Doğru fırçalama için diş hekiminizden destek alabilir ya da internet ortamında, uzman diş hekimleri tarafından yayınlanan etkin fırçalama yöntemleri ile ilgili eğitici ve öğretici video ve yazılarla çocuklarınıza yardımcı olabilirsiniz. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki diş çürükleri bulaşıcıdır ve yüksek risk grubundaki ebeveynlerin ağız florasındaki bakteriler çocuklarına geçerek diş çürüklerine sebep olabilir. Aynı şekilde çürük dişler komşuluğundaki dişlerde de çürük oluşturabilir.
Diş fırçalarken nelere dikkat edilmelidir, diş fırçası ve diş macunu nasıl seçilmelidir?
Fırçalama için aklımızda tutmamız gereken 2×2 kuralı vardır; yani günde 2 kere 2 dakika boyunca dişler fırçalanmalıdır. Çocuğun ağzında dişler ilk çıktığı andan itibaren temizlemeye başlamamız gerekmektedir. Diş fırçası yaşa göre ağızda rahat hareket edebilecek boyutta olmalıdır ve orta sertlikte bir fırça tercih edilmelidir. Sadece bebeklik döneminde, ilk fırçalama deneyiminin ağrılı olup olumsuz bir tutum oluşturmaması için yumuşak fırça tercih edilebilir. Manuel fırça yerine elektrikli fırça da tercih edilebilir; ancak gece yatmadan manuel fırçalamayla çocuğun hem motor becerileri gelişir hem de zaman problemi olmadığı için etkin bir şekilde fırçalayabilir. Sabah okula yetişme telaşı içinse elektrikli fırça kısa zamanda daha iyi sonuç verecektir.
Macun olarak yaşa göre üretilen macunlar tercih edilebilir. Eğer çocukta yüksek çürük riski yok ise 2 yaş üstünde macun kullanımı başlanabilir. Çocuk için macunla ilgili en büyük sorun tadı olmaktadır. Birkaç marka alıp tadını beğendiği marka ile devam edilebilir.
Aile belli bir yaşa kadar, dişini fırçalarken çocuğa yardımcı olmalıdır. Burada çocuğun motor gelişimi önemlidir; yani çocuğumuz ne zaman ayakkabısını kendi başına bağlayabilirse, o zaman fırçalama desteği kesilebilir, bu da ortalama 6-8 yaş üstüdür.
Çocuğu okul kantinindeki zararlı gıdalardan nasıl koruyabiliriz?
Kantinlerdeki ürünler, özellikle kontuar önlerindeki gıdalar çürük yapıcı, besin değeri düşük, paketli, abur cubur yiyeceklerden oluşuyor. İçecekler ise hemen hemen hepsi asitli, sadece dişlere değil bütün sindirim sistemine zararlı içerikteler. Burada alacağımız ilk önlem çocuğu sağlıklı beslenme yönünde telkin etmek olabilir. Eğer yeterli bilinci sağlarsak, çocuk zaten bu tarz yiyeceklerden kendi isteği ile uzak duracaktır. Bunun haricinde okul yönetimi ile konuşulup kantindeki, özellikle ilk bölümdeki ürünlerin daha sağlıklı ürünlerden oluşması için işbirliği içinde bulunulabilir. Kurutulmuş meyve, kuruyemiş, taze meyve ve hatta yıkanmış sebzeler, havuç, salatalık gibi ürünler çocukların görebileceği bölümlerde motive edilecek şekilde yerleştirilebilir ve ayrıca çocuğa özel beslenme çantası hazırlanabilir. Tüm gün eğitim veren okullarda çocuğun yanına diş fırçası ve macun verilebilir. Özellikle diş teli tedavisi gören çocuklarda her öğün sonrası diş fırçalamak çok önemlidir.
Okullarda diş taraması ne sıklıkla yapılmalıdır?
Okullarda her dönem 1 kere olmak koşuluyla senede 2 kere diş kontrolleri yapılmalıdır. Bu kontrollerde, eğer çocukta alerjik bir durum yoksa flor vernik uygulamasıyla dişler çürüklere karşı daha dirençli hale getirilebilir. Bunun haricinde çocukların mutlaka takipli diş hekimleri olmalıdır. Düzenli muayenelerinde tespit edilen çürüklerin tedavileri yapılmalıdır. Çocukluk dönemindeki diş problemleri, beslenme bozuklukları, çene kapanış ve şekil bozuklukları, bilhassa üst solunum yolu hastalıklarına yatkınlık, ağız kokusu, psikolojik (kendine güven ve beğenme) problemleri gibi birçok sıkıntıyı beraberinde getirebilir. Süt dişi demeyip bütün dişler zamanında tedavi edilmelidir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı