Yükseköğretimde Geleneksel Yapı Sarsılıyor
“BAKTIĞINI GÖREN GENÇLER YETİŞTİRMEMİZ LAZIM” Dünyada yaşanan büyük değişimler diğer alanları etkilediği gibi eğitim dünyasını da hızla …
“BAKTIĞINI GÖREN GENÇLER YETİŞTİRMEMİZ LAZIM”
Dünyada yaşanan büyük değişimler diğer alanları etkilediği gibi eğitim dünyasını da hızla
dönüştürüyor. Bu değişimden elbette yükseköğretim de payına düşeni alıyor. Meslek hayatı öncesi son dönemeç olan üniversitelerin kalıplaşmış eğitim modelleri ile gençlere hangi donanımları kazandırabildiği artık daha fazla sorgulanıyor. Uzmanlar ise 21. yüzyılın ihtiyaçları çerçevesinde yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Peki üniversitelerin günümüzde başlıca görevleri ne olmalı?
Eğitim gündeminin masaya yatırıldığı Yolun Başındayken programında Dr. Görkem İldaş Biruni
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel’i ağırladı. Yüksel, üniversitelerin işlevinin değişmesi
gerektiğini vurguladı. “Türkiye’de üniversiteler, tam üniversite gibi değil” eleştirisinde bulunan
Yüksel, yükseköğretimin gençlere katması gereken özellikler konusunda önemli tespitlerde bulundu.
“BAKTIĞINI GÖREN GENÇLER YETİŞTİRMEMİZ LAZIM”
Yüksel’e göre; üniversiteler hayatı doğru okumanın yeridir. “Hayatı okumayı öğreneceğiz. Baktığımızı gören, gördüğünden sonuç çıkartan ve hayatında uygulayan gençler yetiştirmemiz lazım ki başarılı olalım. Üniversitelerin artık en önemli görevi nitelikli öğrenci yetiştirmek, araştırma yapmak, topluma hizmet etmek, yenilikçi, girişimci olmak çünkü üniversiteler en son bilginin ve en doğru bilginin üretildiği yerler. Ama en önemlisi de bitirmeden öğrenciyi iş sahibi yapabilmek. Bu nasıl olacak? Yetenekleri geliştirerek ve keşfederek…”
“ÜNİVERSİTE DÜŞÜNMEYİ GELİŞTİRMELİ”
“Eğitim alışkanlıkları değiştirmek; davranışları bir noktadan alıp bir noktaya taşımaktır. Çalışkan bir çocuk eğer çalışkan olarak bitirmişse sen ne kattın ona? Üniversiteler tam üniversite gibi değil Türkiye’de; üniversite dediğin şey bir noktadan alır çocuğu bir noktaya götürür; bakış açısını değiştirir. En önemlisi öğrenmeyi öğretir; düşünmeyi geliştirir. Üniversiteler aslında sosyalleşmenin olduğu; kültür ve tarih bilincinin geliştiği ama en önemlisi öğrenmenin öğrenildiği yerler olmalı. Öğrenmenin öğrenilmesi dediğimiz şey; aslında mevcut bilgiyi yeni bir şeyle karşılaştığınız zaman onu çözmek için düşünce sistemini çalıştırıp sonuca gitmek ve uygulamak demektir.”
“İYİ MESLEK YOK; MESLEKTE İYİ OLMAK VAR”
“Nasıl düşünüyorum? Nasıl öğreniyorum? Benim öğrenme sitilim nedir? Bunu bilmeliyiz. Meslekler hep değişecek. Bana diyorlar ki; diş hekimliği mi şu mu iyi? İyi meslek yok; meslekte iyi olmak var. Baktığını görür hale getirirsek bir insanı o zaman hiçbir sorun yok ki. Orada önemli olan basamakları elde cepte istirahat ederek çıkmak değil; bugün rahatını terk eden çalışkan gençler yetiştirmek; yani bizi aslında üniversitede çocukları çalışkan yetiştireceğiz. Zamanı iyi kullanan, düşünmesi gelişmiş ve öğrenmeyi öğrenmiş çocuklar yetiştirirsek eğer biz Türkiye olarak görevimizi tam yapmış oluyoruz.” Gençlere, “Aktif düşünme yüzde üç seviyesinde ise iyi bir bilim insanı, daha yüksek ise Biruni olursunuz” diye seslenen Yüksel, başarılı bir hayat için genç kuşakların üretim süreçlerine katılması gerektiğini belirtti.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı