Türkiye’de kullanıcıların %39’u elektronik cihazlarına isim veriyor
Kaspersky, insanların modern teknolojilere ve cihazlara karşı tutumları hakkındaki “Dijital Batıl İnançlar” adlı araştırma anketinin sonuçlarını yayınladı. Araştırmaya göre ülkemizde katılımcıların %39’u, elektronik cihazlarına isim veriyor. Araştırma en çok takma isim verilen cihazın ise akıllı telefonlar olduğunu ortaya çıkarıyor.
Kaspersky, insanların modern teknolojilere ve cihazlara karşı tutumları hakkındaki “Dijital Batıl İnançlar” adlı araştırma anketinin sonuçlarını yayınladı. Araştırmaya göre ülkemizde katılımcıların %39’u, elektronik cihazlarına isim veriyor. Araştırma en çok takma isim verilen cihazın ise akıllı telefonlar olduğunu ortaya çıkarıyor.
Kullanıcıların uzun yıllar boyunca kullanabildiği bazı dijital cihazlar günlük yaşamda önemli bir rol oynayabiliyor. İnsanların duygusal olarak bu cihazlara bağlanması şaşırtıcı olmasa da bu durum bazıları için arkadaşlarıyla veya evcil hayvanlarıyla olan duygusal bağlarıyla kıyaslanabilir boyutlara ulaşabiliyor.
Birçok kişi elektronik ev aletlerine cihazın çalışmaması durumunda konuşabilecekleri veya tekrar çalışmaya başlamaya ikna edebilecekleri canlı varlıklarmış gibi davranıyor. Örneğin, Türkiye’de katılımcıların %84’ü akıllı telefonları, %44’ü televizyonları, %40’ı dizüstü bilgisayarları, %15’i elektrikli su ısıtıcıları ve kahve makineleri %16’sı akıllı hoparlörleri ve %21’i robot elektrikli süpürgeleriyle konuşuyor. Kaspersky anketine göre, tüm katılımcıların %73’ü sesli komutlar dışında cihazdan çalışmasını istemek veya donarsa cihaza küfür etmek için konuşuyor. Ek olarak, Türkiye’de kullanıcıların %43’ü hasar gören, düşen veya kırılan cihazlarına karşı empati duyuyor.
Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar “İnsanlar dijital cihazlarına daha fazla bağlandıkça, elektronik aletlerine arkadaşları veya evcil hayvanlarıymış gibi davranma eğilimindedirler. Bu nedenle cihazlarına karşı güven ve empati duygusu geliştiriyorlar. Bununla birlikte tıpkı tüm kişilerarası ilişkilerimizde olması gerektiği gibi burada bir denge kurmak ve bazı nesnellikleri ve sınırları korumak önem taşıyor. Aksi takdirde bu güveni kendi amaçları için kullanabilecek siber suçlularla karşılaşma riskleri her zaman bulunuyor. Dijital cihazlara ve robotik sistemlere duyulan aşırı güven, kullanıcıları kişisel bilgilerini paylaşmaya, şüpheciliklerini ve temkinliliklerini azaltmaya ve sonuç olarak siber suçluların kurbanı olmalarına neden olabiliyor.”
Kişisel verilerin güvenliğini sağlamak için, güvenlik ipuçlarına uyulması da önem taşıyor:
- Yazışmalar da dahil olmak üzere sosyal ağlarda gizli bilgileri (telefon numarası, pasaport bilgilerini) saklamayın veya yayınlamayın;
- Gizli verileri şifrelenmiş biçimde, örneğin parolalı bir arşivde paylaşın;
- Her hizmet için güçlü ve benzersiz şifreler kullanarak hesaplarınızın korunmasını sağlayın (farklı harfler, sayılar ve özel karakterler içeren 12 karakterden oluşan), bunları şifre yöneticilerinde saklayın;
- Buna izin veren hizmetlerde iki faktörlü yetkilendirme kurun;
- Amaçları kişisel veya ödeme bilgilerini çalmak olan bir kimlik avı sitesine gitmenizi engelleyecek güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı