Çalışan yoksulluğu: İstihdama rağmen yoksullaşanlar
“Maaştaki gecikmelerden dolayı ekonomik desteğe ihtiyacım var. İstanbul’da yaşama maliyeti çok yüksek. Yedi yaşındaki çocuğum devlet okuluna …
“Maaştaki gecikmelerden dolayı ekonomik desteğe ihtiyacım var. İstanbul’da yaşama maliyeti çok yüksek. Yedi yaşındaki çocuğum devlet okuluna gidiyor ama okul masrafları inanılmaz rakamlar. Maaşımın düzensiz olması nedeniyle yardıma başvurdum ama normalde de geçinemiyorum.”
Mali müşavir Fatih Y., evli ve bir çocuk babası. Aylık geliri 17 bin 500 TL. Eşinin çalışmadığını ve üç aydır maaşını düzensiz almaya başlaması sebebiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) sosyal yardım başvurusu yapmak zorunda kaldığını anlatıyor. 38 yaşındaki mali müşavirin durumu münferit değil.
DW Türkçe’ye konuşan bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanı da İBB’ye sosyal yardım için başvuranların çoğunun sabit gelirli olduğunu vebaşvurucuların sadece asgari ücretle geçinenler olmadığını söylüyor. Sürekli destek başvurularında yerel yönetimler tarafından TÜİK’in açlık verisinin baz alındığını belirterek “Kişi başına düşen gelir, TÜİK verisinden fazlaysa destek alınamıyor. Bu nedenle şu an bir sene öncesine göre başvurularda düşüş var, çünkü insanlar başvurmalarına rağmen destek alamadıkları için vazgeçmeye başladı” diyor. İBB çalışanı, belediyenin konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapmakta olduğunu da söylüyor.
“Çalışanlar da artık neredeyse çalışmayanlar kadar yoksul”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2021 Faaliyet Raporu’na göre, 2021 yılında tüm kamu kurumları tarafından 97,8 milyar TL sosyal yardım harcaması yapıldı. Bu rakam, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 1,74’sini oluşturdu. DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi tarafından Şubat 2022’de yayınlanan Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk raporuna göre de Türkiye’de çalışanların yüzde 13,5’i çalıştığı halde yoksul.
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü Kalkınma Programı Direktörü Alphan Telek, yoksulluk söz konusu olduğunda akla ilk olarak çalışmayanların yoksulluğunun geldiğini ifade ediyor. Telek, “Sistem, ‘çalıştığınızda yoksulluğunuzdan kurtulacaksınız’ı vadediyordu. Ancak son dönemde Türkiye’de çalışanların da artık neredeyse çalışmayanlar kadar yoksulluk içerisine girdiğini gözlemliyoruz” diyor.
Siyaset bilimci Telek’e göre çalışan yoksulluğunun yaygınlaşmasının sebeplerinden biri, Türkiye’de otoriterleşen sistem sonucu ekonominin kırılgan hale gelmesi ve istihdamın niteliğini kaybetmesi. Telek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İstihdamın kaliteli, nitelikli, refaha yönelik, onurlu ve güvenceli olması lazım. Bugün Türkiye’de hem istihdam azalıyor hem de varolan istihdamda ciddi bir kalitesizlik sorunu var. İşçilere sunulan şartlar çok kötü.”
Türkiye’de çalışanların yaklaşık yüzde 90’ının asgari ücretin biraz üstünde kazandığını vurgulayan Telek, “Türkiye’de çalışanların sadece yüzde 10’u kendine yeterli bir hayat sunabiliyor” diye konuşuyor. Telek, çalışan yoksullara kira yardımı yapılmasına ihtiyaç olduğunu da dile getiriyor.
“Sosyal yardım tespiti için havuzlu sitelere gidiyorum”
İstanbul Sancaktepe’de sosyal yardım ve inceleme görevlisi olarak çalışan M. ise “Çalışan, geliri olanların sosyal yardım talep etmesinde artış var mı? Kesinlikle var. Geçen sene Eylül ayında sosyal yardım başvurularında büyük bir dalga oldu” diyor. DW Türkçe’ye konuşan sosyal yardım görevlisine göre sosyal yardıma başvuranların profili değişiyor:
“Eskiden asgari ücretle de olsa çalışanlar pek başvuru yapmazdı. Ancak şimdi hem ekonomik sıkıntılardan hem de sosyal yardım başvurularının dijital ortamlarda yapılıyor olmasından dolayı her kesimden insanın başvuru artmış durumda.”
Resmi verilere göre, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Alo 144 Sosyal Yardım Hattı”na 2021 yılında 7 milyon 502 bin 576 çağrı geldi. E-Devlet üzerinden ise 1 milyon 130 bin 487 kişi sosyal yardım başvurusu yaptı.
İBB çalışanının gözlemi, küçük esnaf arasında sosyal yardım başvurularının artış gösterdiği yönünde. İBB çalışanı, “İhtiyaç tespiti için son dönemde havuzlu sitelere, işyeri sahiplerinin evlerine gidiyorum. Tekstil alanında çalışan ama talep gelmediği için ekonomik zorluk yaşayanlar oluyor. Normalde maddi durumu iyi olan ama şimdi işçilerin maaşını ödeyemeyenler oluyor” diyor.
“Sosyal yardımlar çalışan yoksullara da yönelik”
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Dr. Denizcan Kutlu, sosyal yardımların çalışan yoksulluğunun hafifletilmesinde dolaylı olarak öne çıkan bir uygulama haline geldiğini anlatıyor. Türkiye’de sosyal yardımların sadece işsiz ve dezavantajlı yoksul gruplara değil, aynı zamanda çalışan yoksulların bir bölümüne yöneldiğinin de altını çiziyor:
“İstihdam, yoksulluktan kurtulmanın başat alanı olarak kabul görüyordu. Ancak iş gücü piyasası ortamı bunun tersini doğruladı. İstihdamda olup halen yoksul olanlar, düşük ücretli ve düzensiz çalışarak borçlanarak yoksullaşanlar, ücrete ek niteliğinde bir işleve sahip olan sosyal yardımlara yönelme eğiliminde oldu.”
Resmi verilerine göre, 2021 yılında 5 milyon 903 bin 515 hane sosyal yardımlardan faydalandı. Bunlardan 2 milyon 476 bin 457’si hane düzenli yardım, 5 milyon 276 bin 998 hane süreli yardım alırken 1 milyon 849 bin 940 hane de hem düzenli hem de süreli yardımlardan faydalandı.
Kutlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerinden sosyal yardımlardan yararlananların çalışan ve işsiz yoksullara göre dağılımını yapabilmenin mümkün olmadığını dile getirerek “Çalışan yoksulları sayısal olarak ispatlayarak yanıtlamak çok olanaklı değil. Sadece sosyal yardım alma arayışı içerisinde olmasına dayanarak çalışan yoksulluğunun artışını açıklayabilir miyiz, emin değilim ama bu arayışa dayanarak çalışan yoksulluğunun daha şiddetli bir biçimde deneyimlendiğini söyleyebiliriz” diye konuşuyor.