Akşener’den yargı krizine Nazi dönemi benzetmesi
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımaması krizinde Nazi dönemi hukuk anlayışına gönderme yaptı, Diyanet’in 10 kasım’daki Cuma hutbesinde Atatürk’ü anmamasını eleştirdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM’deki parti grubunda yaptığı konuşmada, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını tanımamasıyla yaşanan krize Nazi dönemi benzetmesi yaptı.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, AYM’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararını reddederek kararda imzası bulunan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanYargıtay’dan yana tavır sergileyip “yeni Anayasa” çağrısını yinelerken MHP lideri Devlet Bahçeli de dünkü konuşmasında AYM’ye ağır suçlamalarda bulunarak “kapatılmasını ya da yeniden yapılandırılmasını” istemişti.
Meclis’teki konuşmasında “Zaten uzun bir zamandır, hakkın ve hukukun üstünlüğü yerine güçlünün üstünlüğüne dayanan bir anlayışla çok tehlikeli bir yere doğru gidiyorduk” diyen Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu sistem, elimi kolumu bağlıyor” diyerek yönetim sistemini değiştirdiğini hatırlattı ve “Kuvvetler ayrılığı yerle bir edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin vasıfları teker teker çökertildi. Devlet geleneklerimiz harap edildi. Bugün geldiğimiz noktada ise iktidarın gözü yine hukuka dikildi” ifadelerini kullandı.
Nazi hukukçusu Carl Schmitt’e gönderme
Can Atalay davasıyla ilgili hukuk skandallarının, 8 Kasım itibarıyla artık bir anayasa krizine, bir devlet krizine dönüştüğünü belirten Akşener, Nazi döneminin ünlü Alman anayasa hukukçusu Carl Schimitt’in hukuk anlayışından bahsetti.
“Schmitt’e göre güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler sadece teferruattan ibarettir. Yasama, yürütme ve yargı erkleri, Alman halkının lideri ve en yüksek yargıç sıfatıyla, Hitler’in karar ve emirlerine bağlıdır. Bu yetki ise geçerliliğini hukuktan değil, fiili durumun kendisinden alır. Yani Carl Schmitt’e göre hukuk, fiili durumu gerçekleştirdikten sonra onu yasal hale getirmek için gerekli olan bir aparattan ibarettir” diyen Akşener, sözlerini, “Nitekim, Nazi hukukunun de-facto işleyişinde, kendilerince kılıfına uydurdukları her fiil, sonradan yasa aracılığıyla meşru ve dokunulmaz kılınmıştır. Bu anlayışa göre hakimiyet milletin değil, hakimiyet Hitler’indir. Hukuk üstün değildir, Führer üstündür. Yargıç bağımsız olamaz, sadece liderin emirlerinin uygulayıcısı olur. Dolayısıyla yargı, herkes için adaleti tecelli ettiren değil, iktidarın gayri meşru, gayri ahlaki ve illegal eylemlerini yasallaştırma organıdır” şeklinde sürdürdü.
“Anayasa Mahkemesi üyelerimiz sahipsiz değildir”
“Şimdi gelelim günümüze… Bu tablo, size de tanıdık geldi mi?” sorusunu yönelten Akşener, “Belli ki bazı saray sakinleri ilhamını Carl Schmitt’ten almış… Nitekim tam da bu yüzden, Carl Schmitt’in günümüzdeki öğrencileri bir anayasal devlet krizine sebep olan, hukuk dışı bir fiili duruma çözüm üretmek yerine Anayasa değişikliği arayışına girdiler. Yani, fiili durumu yasallaştırmanın peşine düştüler” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğunu, bir şahsa ya da zümreye ait olmadığını vurgulayan Akşener, “Nereye hizmet ettiği belli olmayan odakların millet iradesini hedef almasına asla izin vermeyiz… Sarayda gezen Carl Schmitt hayaletlerinin karşısında her daim dimdik duracağız! Şunu da herkes çok iyi bilsin ki, Anayasa Mahkemesi üyelerimiz, sahipsiz değildir” diye konuştu.
Diyanet’e 10 Kasım eleştirisi
Akşener, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e 10 Kasım’daki ölüm yıldönümünde cuma hutbesinde yer vermeyen Diyanet İşleri Başkanlığını da sert sözlerle eleştirdi. Diyanet’in 3 Mart 1924’te Atatürk tarafından kurulduğunu hatırlatan Akşener, “Ama buna rağmen varlığını O’na borçlu bu önemli kurumumuz, 10 Kasım’daki cuma hutbesinde Atamıza bir Fatiha’yı bile çok gördü. Yazıklar olsun!.. Yüce dinimiz hakkında, milletimizi aydınlatmakla görevli bir kurumun sergilediği bu vefasızlığa elbette tahammül gösteremeyiz. Çünkü devletin memuru olan Diyanet mensuplarından, Cumhuriyetimizin kurucusuna saygı beklemek, her bir vatandaşımızın en doğal hakkıdır” dedi.
Akşener, “Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak ve anlamaktan yoksun olanlara, Cumhuriyetimizin, kuruluş ilke ve değerleriyle problemi olanlara, Türk milletinin Atatürk ve Cumhuriyet sevdasından rahatsız olanlara hatırlatmak istediğim bir şey var: Eğer ki bugün memleketimizde ezanlar okunuyorsa, eğer ki bugün gökyüzünde şanlı bayrağımız dalgalanıyorsa, eğer ki bugün toprağımızın, malımızın, canımızın, namusumuzun, güvenliği varsa, bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz! Ve ne yaparsanız yapın bu borcu unutturamayacaksınız!” diye konuştu.
DW/BK,JD