Kartal değil anka kuşu

Maçın 38. dakikasında Larin’in beraberliği sağlayan golü öncesinde Beşiktaş taraftarının asap yüzdesini ölçen bir istatistik olsaydı, oran baya yüksek olurdu. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa’da çeşidi geçerek moral kazandığı, Sergen Yalçın’ın misyondan ayrıldığı ve Trabzonspor’un 27 maçtır sürdürdüğü yenilmezlik serisinin sona erdiği bu çok hareketli haftada, şimdi yeni teknik yöneticisi muhakkak olmamış olsa da siyah beyazlıların misyonu devralacak hoca her kim olacaksa, ona bir nebze olsun avantajlı bir durum devretmek ismine kazanmaktan diğer dermanı olmadığı söylenebilirdi.

GENERALSiZ BiR ORDU GiBi 

Mesken sahibi ekip, bilhassa birinci yarıda Josef’in yokluğunda generalsiz bir ordu üzere ne yaptığını çok da bilmeyen bir imaj sergiledi. Bu dönem deplasmanda oynadığı 8 maçın yalnızca birini kazanabilen Kayserispor ise çok parlak olmayan karnesine karşın ligde son 5 maçında galibiyet yüzü görmeyen ve makus gidişi çok daha uzun müddettir devam eden Beşiktaş’ı gözüne kestirdiği ortadaydı. Gerçekten birinci gol, bu dönem Kayseri’nin en golcü oyuncusu Thiam’dan geldi. Taraftarın tam homurdanmaya başlayacağı noktada Larin’in golü geldi. Fakat bu gol bile Kanadalı oyuncunun 75. dakikada oyundan çıkarken ağır formda ıslıklanmasını engellemedi.

SiHiRLi DEĞNEKLER

Beşiktaş ikinci yarıda, maçta ikinci defa Thiam’ın ayağından geriye düştükten sonra güya sihirli değnek değmişçesine uyandı. Sihirli değneklerin isimleri Oğuzhan ve Güven’di. Evvel 84. dakikada Batshuayi skora istikrar getirdi. Sonra 89’da Thiam’ın Ersin’den dönen vuruşu, siyah beyazlılar ismine kontratağa döndü ve Batshuayi grubunu öne geçiren ikinci golü attı. Skoru belirleyen gol, duraklama dakikalarında Kayserispor tüm çizgileriyle beraberlik için yüklenirken Güven’den geldi. Beşiktaş aradığı kudretin yedek kulübesinde gizli olduğunu hatırlamış oldu.