Fenerbahçe için en iyi senaryo

Lig ve kupadan sonra Avrupa maksadından de mahrum kalan Fenerbahçe için kalan haftalarda en yeterli senaryo; uzun vakit sonra gelen iki galibiyete bir üçüncüsünü eklemek, böylelikle tıpkı dönemin birinci yarısında olduğu üzere Giresun, Hatay, Kasımpaşa maçlarından tulum çıkarmak, sonrasındaki Trabzon, Alanya, Konya, Kayseri dörtlemesini bu kere daha az hasarla geçip ligi olabilecek en üst noktada bitirmekti kuşkusuz.

KASIMPAŞA ÜSTÜN OYNADI

Son sekiz haftada, Trabzon maçını bir kenara ayırırsak, rakiplerine en az iki gol ve birden fazla vakit daha çok gol atmayı başarmış Kasımpaşa için en düzgün senaryo; defans yanılgılarını azaltarak bu pahalı golleri daha çok puana tahvil etmek, bu maçta Avrupa yorgunu rakiplerini, sonrasındaki iki maçta düşme potasındaki direkt rakipleri Göztepe ve Rizespor’u yenerek rahat bir nefes almaktı.

Birinci yarı sonunda oyun olarak Kasımpaşa, skor olarak Fenerbahçe amaçlarına daha yakındı. Birinci 45’te her türlü istatistikte ve yakalanan konum sayısında üstün taraf lacivert beyazlılar, altıncı dakikada Zajc’ın ceza alanı sol çaprazından son derece şık vuruşunu engelleyemeyince maça geride başlamış üzere olduysa da, yalnızca birinci 45’te değil, ikinci yarının büyük kısmında skoru koruyan kaleci Altay’ın performansıydı.

Fenerbahçe, oyuncu değişiklikleri sonrası, bilhassa Mert Hakan’ın girişiyle daha derli toplu oynamaya başladıysa da Muleka’nın ayağından gelen gole mani olamadı. Maçın duraklama dakikalarında gelen gol skoru belirledi ve Kasımpaşa lig tarihinde en çok mağlup olduğu ve gol yediği rakibine bir defa daha yenilirken Fenerbahçe uzun vakit sonra peş peşe üç galibiyet almış oldu.